Zürriyet…
Çağdışı devlet adamından daha tehlikelisi yoktur…
“Hiçbir Müslüman doğum kontrolü, nüfus planlaması gibi şeylerin içinde olamaz, zürriyetimizi arttıracağız” diyen adama sorun:
“Müslümanlar neden çocuklarını alıp Hristiyanlara sığınıyorlar?..”
Yol yetmiyor…
İstanbul’da üst geçit yaptılar, izdihamdan zürriyet geçemedi…
Üst geçit tıkandı…Karşıya geçmek için omuz atarak ilerleyenler, gelenlere kapılıp geldikleri yere döndüler…İki kişi kenardan düştü…“Doktorum” diyen birisi bakmak istedi, kalabalığa kapıldı öte tarafa geçti, düşen bu tarafta kaldı…
Konut yetmiyor…
TOKİ, zürriyet yan yana yerine, üst üste otursunlar diye yüksek çirkin binalar yaptı, zürriyet yine de sığmıyor…İşte; 2013 Şubat’ında konut açılışında “İstanbul’a gelenlere vize uygulaması” kim istedi biliyor musunuz?…“Zürriyetimiz artsın” diyen..
Mahalle yetmiyor…
Dere yataklarına mahalle kurdu zürriyet… Yağmur yağınca hayret bir şekilde dereden su akmaya başladı, evleri, insanları alıp götürdü…İstanbul’da oturup denizi görmeyen Mustafa, ilk seyahatini zaten sel geldiğinde yaptı…Kendini ilçe merkezinde buldu…
İneklerini aramaya çıkmıştı, baktı kaymakam…
Trafik yetmiyor…
İstanbul yaşanmaz bir şehirdir artık…Dereden gelen sel ile her seferinde yarım saatte kasabaya inen Mustafa, dolmuşla iki buçuk saatte eve döndü…
Okul yetmiyor…
Hastane yetmiyor…
Toprak yetmiyor, meralar bitti, ineği Hollanda’dan getirdiler, saman yoktu, saman da Kanada’dan… Yine yetmedi memlekette eşek kalmadı, kesip kesip yedirdiler zürriyete…
Sonuçta; kendi çocuklarını Amerika’da okutup, askerlik bile yaptırmayana; özenle yetiştirilmemiş, eğitilmemiş, kültürsüz, bilinçsiz zürriyet lazım…Ki ülkeyi yaktığında dahi “Türkiye seninle gurur duyuyor” diyebilen zürriyet sayesinde, kendi varlığını sürdürebilsin…En tehlikelisi; devlet adamının çağdışı olanıdır…