ÜMMET *** “Osman oğulları, zorla Türk Ulusu’nun egemenliğine el koymuşlardır. Bu yolsuzluklarını altı yüz yıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Ulusu bu saldırganlara artık yeter, diyerek ve bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini eylemli olarak kendi eline almış bulunuyor.* Hz. Muhammed’in ölümünden sonra dört halife görev alır: Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali.Bunlardan son üçü; Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali öldürülmüşlerdir. Hz. Ebubekir’in de zehirlendiği rivayet edilmektedir.Eğer Müslümanlar arası birlik ve beraberlik sağlanmış olsaydı, Hz. Muhammed’in halifeleri öldürülür müydü?

Yılmaz Dikbaş
06/07/16

ÜMMET

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Mayıs 2016 günü Trabzon Havalimanı’nda kendisini bekleyen kalabalığa otobüsün üzerinden yaptığı konuşmada şöyle dedi: “İnanıyorum ki sizler bir ümmet bilinci içinde yürüyeceksiniz.”

Değerli Dostlar,
Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesini yorumlamadan önce, bazı temel bilgileri vermemizde yarar vardır.

Ümmet, Arapça bir sözcüktür, İslam toplumunun tamamını ifade eden bir kavramdır.

Ümmetçilik, Müslümanların çoğunlukta olan tüm ülkeleri bir çatı altında birleştirme düşüncesidir.Ümmetçiler, Türkçülük gibi kavramları reddeder.

Dünyada 1 milyar 363 milyon Müslüman bulunmaktadır.

57 İslam ülkesi “İslam İşbirliği Teşkilatı” adı altında uluslar arası bir örgüt kurmuşlardır. 57 İslam ülkesinin çoğu, Hıristiyan ABD’nin güdümünde, Küresel Çete’nin hizmetindedir.57 İslam ülkesinin çoğu, birbirleriyle kavgalıdır.Yani, günümüzde bir İslam birliğinden söz etmek imkânsızdır!

Değerli Dostlar,

İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in 632 yılında ölümünden sonra Müslümanlar arasında, İslam dünyasında birlik ve beraberlik sağlanamamıştır! Yani, 1.384 yıldır Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde olamamışlardır.

Özetleyeyim:

Hz. Muhammed’in ölümünden sonra dört halife görev alır: Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali.Bunlardan son üçü; Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali öldürülmüşlerdir. Hz. Ebubekir’in de zehirlendiği rivayet edilmektedir.Eğer Müslümanlar arası birlik ve beraberlik sağlanmış olsaydı, Hz. Muhammed’in halifeleri öldürülür müydü?
Hz. Muhammed’in ölümünden sonra, yani 1.384 yıldır İslam Ümmeti oluşamamıştır!
Günümüzde de, ortada bir Müslüman Ümmeti yoktur!

Peki, ne vardır?

İslam’ın kutsal kitabı Kuran’a bağlı Müslümanlar vardır ki, bunlar azınlıktadır.Bir de Kuran’ın ayetlerini hiçe sayan Uydurma Din vardır! İşte bu dinde olanlar ezici çoğunluğa sahiptir! Osmanlı Şeriat Düzeninde, Uydurma Din geçerli olmuştur.Osmanlı padişahları, Kuran’ın çok açık ayetlerini çiğnemekte hiç sakınca görmemişlerdir.

Değerli Dostlar,

17 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da Kutlu Doğum programına katılan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında babası ile geçen bir anısını şöyle anlattı:

“Bir gün babama sordum. ‘Biz Laz mıyız, Türk müyüz?’ dedim. Babam dedi ki, ‘Oğlum, büyük dedem Mollaymış, ona sordum ‘Dede biz Laz mıyız, Türk müyüz? Büyük dedem de babama şu cevabı vermiş: “Torunum, yarın öleceğuk, Allah bize Men Rabbüke, Ve men nebiyyüke, Ve ma dinuke, sorularını soracak. Ve ma kavmüke, diye sormayacak. Sana sordukları zaman, ‘Elahmdülillah Müslümanım de geç’ demiş”

Çok açık ve net olarak anlaşılıyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın dedesi Türk değildir!
Eğer Türk olsaydı, hiç duraksamadan oğluna, “Biz Türk’üz!” derdi.

Recep Tayyip Erdoğan’ın babası da Türk değildir!
Eğer Türk olsaydı, hiç kuşkusuz oğluna, “Biz Türk’üz!” derdi.
Recep Tayyip Erdoğan da Türk değildir!

Eğer Türk olsaydı, uzun uzun bizlere dedesinin, babasının Laz mı yoksa Türk mü ikileminden söz etmezdi.

Değerli Dostlar,

Eğer Recep Tayyip Erdoğan sıradan bir vatandaşımız olsaydı, Türk olup olmamasıyla hiç ilgilenmezdik.Oysa Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk olup olmaması bizi çok ilgilendiriyor! Kendisi Türk olmadığı için Recep Tayyip Erdoğan, Türklüğün gücünü küçültmek, Türk milliyetçiliğinin üzerini örtmek için Ümmetçiliğe sığınıyor!

Türk milliyetçiliği yok, Ümmetçilik var, diyor!
Türk yok, Ümmetçi var, demek istiyor!

Oysa yukarıda açıkladım, dünyada 1.384 (bin üç yüz seksen dört) yıldır İslam Ümmeti, Müslüman Ümmeti diye bir topluluk yoktur!

Recep Tayyip Erdoğan, olmayan bir Ümmetçilik kavramıyla eğitimsiz halkımızı aldatıp kandırarak Türklüğü ortadan kaldırmayı tasarlıyor. Hedefinde Türkler var!

Halkımıza Ümmetçilik kavramını yedirmeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan’ın izinden giden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman, 23 Nisan 2016 tarihinde, Çocuk Şenliği’nde çocuklara şöyle dedi:

“Ben hepinizden daha çok biliyorum, dedemi ve ninemi hepinizden daha iyi biliyorum. Çünkü dedem Âdem, ninem Havva’dır derim. Bu yönüyle ırkçılık, kavmiyetçilik yanlış bir hadisedir.” Yalnız Türkiye’de değil, dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse, anasının babasının adı sorulduğunda Âdem ile Havva, demez!

TBMM Başkanı, Türk sözünün geçmesini önlemek amacıyla dini söyleme sığınıyor, halkımızı kandırmaya, aldatmaya çalışıyor.

Değerli Dostlar,

1.384 yıldır dünyada bir İslam Ümmeti, Müslüman Ümmeti oluşamamıştır.
1.384 yıldır Ümmet olamamış İslam dünyası hakkında, kimya dalında Nobel Ödülü kazanan değerli bilim adamımız Aziz Sancar, 23 Mayıs 2016 günü İstanbul’da bir toplantıda bakın neler söyledi:

“Sadece Türkiye değil, tüm İslam dünyası son 500 yılda doğru dürüst bilime katkı yapmış değildir.Bilim yapmak, bilim kültürünü geliştirmek bir gelenek olmalı.

Yahudi kardeşlerimiz dünya nüfusunun binde 2’sini oluşturdukları halde bilim Nobellerinin yüzde 20’sini almışlardır. Onlar diğer insanlardan daha üstün zekâlı mı? Değiller. Onların kültüründe bilime, eğitime önem veriliyor.”

Çok açık ve net:

1.384 yıldır Ümmet olamamış, yani birlik ve beraberliği sağlayamamış İslam dünyasının son 500 yıldır bilime katkısı olmamıştır! İşte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ümmetçilik kavramanı ortaya atarak Türk milletini, bilim kültüründe ve eğitimde böylesine geri kalmış bir dünyaya doğru yöneltmek istiyor!

Recep Tayyip Erdoğan’ın amacı, “Yeni Anayasa”, “Başkanlık Sistemi” diyerek Hükümdarlığını halkımıza onaylatmak.Peki, Uydurma Din Ümmetçisi Recep Tayyip Erdoğan, Türklere hükümdar olabilir mi?

Bu sorunun cevabını Atatürk’e bırakalım:
Halifeliğin Padişahlıktan ayrılmasının Meclis’te tartışıldığı 1 Kasım 1922 günü Karma Komisyonu’nda söz alıp önündeki sıranın üstüne çıkan Mustafa Kemal yaptığı konuşmada şöyle söyler:

“Osman oğulları, zorla Türk Ulusu’nun egemenliğine el koymuşlardır. Bu yolsuzluklarını altı yüz yıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Ulusu bu saldırganlara artık yeter, diyerek ve bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini eylemli olarak kendi eline almış bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan, Ulus’a egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız, sorunu değildir. Sorun, zaten olupbitti durumuna gelmiş bir gerçeği açıklamaktan başka bir şey değildir. Bu, ne olursa olsun, yapılacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa gerçek yine, yöntemine göre, saptanacaktır; ama belki birtakım kafalar kesilecektir.”

Değerli Dostlar,
Ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın, Türkler, bir Uydurma Din Ümmetçisinin “Hükümdar” olmasına asla izin vermeyecektir!

Bu gerçeğin Meclis ve herkes tarafından doğal bulunması uygun olacaktır.
Yoksa gerçek, yine, yöntemine göre saptanacaktır.

Yılmaz Dikbaş
6 Haziran 2016, Pazartesi
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52

This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, DİN-İNANÇ, EMPERYALİZM, FAŞİZM, İrtica. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *