birgun.net
Ayşenur Arslan
16.05.2016
Erdoğan’ın ‘şahitleri’
Erdoğan ile Hariri’nin “yakınlığı” sadece böyle alışverişlerle sınırlı değildi. İkili siyasi / ideolojik açıdan da birbirine çok yakındı. Öncelikle her ikisi de sünni mezhebine mensuptu. Her ikisi de, bunu siyaset anlayışlarına yansıtıyordu. Her ikisi de, bölgeyi bunun üzerinden dizayn etmekte hem fikirdi.
Ve nice örnek gösterdi ki, ikisinin de rotası Suudi Arabistan’a kilitlenmişti.AKP / Erdoğan gibi, Hariri’nin El Müstakbel (Gelecek) Partisi de Suudi Arabistan tarafından açıkça destekleniyor.Erdoğan bunu Riyad’a gezilerinde veya Suudi Kral Selman’ı karşılama törenlerinde.. Elbette asıl olarak Suudi Arabistan çıkarları söz konusu olduğunda verdiği tepkilerle gösteriyor.
Hariri ise, biraz daha “açık sözlü”!
Örneğin geçenlerde Beyrut’ta yaptığı bir konuşmada “Arabistan’a ihanet, Lübnan’a ihanettir” dedi. Yetmedi, Kral Selman’a “bizi bırakmayın” diye seslendi.Geçmişte, hanedanlarda evlilikler çıkar arayışı ile yapılırdı. İki hanedan, çocukları üzerinden geleceklerini birleştirirdi. Hemen hemen tümünde de zaten gençlerin fikri bile sorulmazdı.
Şimdilerde pek böyle olmuyor. Gençler sırf çıkar için evlendirilmiyor. Ama şahitler.. Onlar, çocuklar için değil “babalar” için seçiliyor.Tam da cumartesi günü Sümeyye’nin düğününde olduğu gibi!
Hariri gibi ya da Katar’dan uçak dolusu koşa koşa gelenler gibi “dostları” ile..Abdullah Gül, Davutoğlu gibi “gücüyle ezmek” istedikleri ile..Genelkurmay Başkanı gibi “bakın benim yanımda” dedikleri ile..Erdoğan Türkiye’ye, dünyaya mesajını verdi. Ve onlar erdi muradına, biz çıktık kerevete!