Sözcü
Emin Çölaşan
Nisan 24, 2016
Kim takar hanedanı!
Sevgili okuyucularım, Türkiye’de birkaç gün önce ilginç bir olaya tanık olduk ama yoğun gündem içerisinde kaynadı gitti.İki MHP milletvekili, Ekmeleddin İhsanoğlu ile Mustafa Kalaycı tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan bir kanun teklifinde Osmanlı hanedanı mensuplarına maaş bağlanması önerildi. Gerekçede özetle şöyle denildi:
“Bu ecdat yadigarlarına mutlaka sahip çıkılmalıdır. Bazıları kıt kanaat geçinmekte, bazıları ise büyük ölçüde geçim sıkıntısı çekmektedir. Aylık geliri Başbakanlık Müsteşarı maaşından daha düşük olanlara (yaklaşık 10 bin lira) bu kadar maaş ödenmelidir. Hanedan mensuplarının sağlık, eğitim ve cenaze giderleri devlet tarafından karşılanmalı, çocuklarına ve torunlarına yurt içinde ve dışında burs temin edilmelidir. Bu kadar Suriyeliye bakan Türkiye bu ecdat yadigarlarına da bakabilir ve çok uygun olur!”
Bu kanun teklifi MHP grup başkanvekillerinin onayı ile verildi. Başka bir deyişle Devlet Bahçeli’nin onayı alınmıştı. Milletvekillerinin kanun teklifi vermesi, genel başkanın izni olmadan söz konusu değildir.
Tahmin ediyorum, bu teklif aslında AKP’nindir. Ancak kendileri şimşekleri üzerlerine çekmemek için devreye yine yedeklerinde bekleyen MHP’yi soktular.Her fırsatta iktidarın stepnesi, bastonu ve kurtarıcı meleği olarak görev yapan MHP’nin bu işe de soyunması böylece sağlanmış oldu!
Eldeki verilere göre halen hayatta olan hanedan mensubu şehzade, sultan (yani onların torunları ve çocuklarının) sayısı 77 imiş ve bunlar dünyanın pek çok ülkesinde yaşıyormuş.
Hanedan olayı çoktaan bitmiştir. Osmanlı ile birlikte hanedan da her şeyi ile tarihin sayfalarına gömülmüştür. Bu saatten sonra onları piyasaya yeniden sürmek, maaş falan bağlamak hikayedir. Hiç kimse başaramaz.Fırsat bulmuşken bu konuda sizlere kısaca bilgi aktarayım.
Yıl 1922… Lozan Barış Anlaşması görüşmeleri başlamak üzere. Avrupa ülkeleri konferansa hem İstanbul, hem de Ankara hükümetlerini çağırdı. Ulusal egemenlik bölünmek üzere idi.Yunan ordusunu İzmir’de denize döküp zafer kazanmışız ve Avrupa yine de hiçbir etkinliği kalmamış olan göstermelik İstanbul hükümetini adam yerine koyuyor!
1 Kasım 1922… Bir kanun çıkarıldı, adına padişahlık, saltanat, hanedan denilen kavramlar bir daha gelmemek üzere kaldırıldı.O sırada tahtta oturan son padişah, hain Vahdettin idi.Vahdettin korktu, İstanbul’daki İngiliz işgal komutanlığına ricada bulundu:
“Ankara’nın bu kanunu sonrasında can güvenliğim kalmamıştır, beni ve hanedanımı siz koruyunuz!” İngiliz komutanı kendisinden yazılı dilekçe istedi…Aynı doğrultuda bir yazılı başvuru Vahdettin tarafından imzalandı…Ve söz konusu hain 17 Kasım günü apar topar İngilizlerin Malaya isimli zırhlısına binip yurt dışına tüydü.İtalya’nın sayfiye kenti San Remo’da bir villaya yerleşti.Müslümanların halifesi idi ama Hristiyanlara sığınmıştı!
Meclis, ondan boşalan halifelik makamına 19 kasımda veliaht Abdülmecit efendiyi seçti. Padişahlık kaldırılmıştı ama halifelik bir süre daha kalacaktı.
Aradan yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Bu süreçte Ankara başkent olmuş, Cumhuriyet ilan edilmişti.Halife Abdülmecit efendi İstanbul’da padişah gibi davranıyor, Fatih Sultan Mehmet’in kaftanını giyip beyaz bir at üzerinde cuma namazlarına katılıyor, gösteri yapıyor, saraylarda yaşamını padişah gibi sürdürüyordu.Harcamalarını Ankara hükümeti, o fakir devlet ödüyordu!
Günlerden 3 Mart 1924… Bir kanun daha çıkarıldı ve halifelik de kaldırıldı.Aynı kanunla hanedan mensuplarının vatanı terk etmesi karara bağlandı.
Şehzadeler, sultanlar vesaire tam kadro sınır dışı edildi. Her birine bin sterlin para ile birlikte dönüşü geçerli olmayan bir pasaport verildi.Birkaç istisna dışında Türkiye’deki mal varlıklarına el konulmadı.Yanlarına mücevherlerini, tahvillerini aldılar.
Sirkeci Garı’nda gösteri olmasın diye araçlarla Çatalca’ya sevk edilen hanedan mensupları orada kendileri için hazırlanan özel trene bindirilip yurt dışına uğurlandı!
Cumhuriyet rejimi güç ve iktidar savaşına tahammül edecek değildi.Cumhuriyet rejimi yeni bir devlet kurmuştu ve gerekeni yapıyordu.Bir süre sonra devrimler başlayacaktı.1952 yılında çıkarılan af kanunu ile hanedanın kadınlarına Türkiye’ye giriş izni verildi. 1974 affı ile isteyen erkekler de döndü ama çoğu düzenini yurt dışında kurmuştu. Onlar gelmedi.
Aradan 100 yıla yakın bir zaman geçmiş, şimdi birileri hanedan mensuplarına maaş bağlanmasını istiyor. Böyle ipsiz sapsız bir öneriye biz ancak güleriz.
Artık Osmanlı yok, padişahlık, saltanat, halifelik, hiçbiri yok.Onlar uçtu gitti, tarihin derinliklerine gömüldü.AKP şimdi MHP’yi taşeron olarak kullanıp bazı kavramları geri getirmeye kalkışıyor.AKP bunu yapabilir de MHP’ye, hele Ekmeleddin İhsanoğlu’na ne oluyor!