Sözcü
Necati Doğru
Mart 5, 2016
Yeni 2 kurum!
Enkazı kaldırdık. Yani “karşı devrim tamamlandı” ilanını yaptılar:
Cumhuriyet’in kurumlarını yıktık. Yeni kurumlar bina ediyoruz.
Karşı devrim, budur.
Eskiyi yıkar.
Yeniyi getirir.
Getirdi.
Karşı devrim; “hukuki- toplumsal-ekonomik-ahlaki” yapıya yön vermeye başladı.
Günlük haberlere bakın.
2 yeni kurum göreceksiniz.
1-İmam nikahı.
2-İspiyonculuk.
“İmam nikahı” o kadar güçlü geldi ki, sadece Cumhuriyet’in “tek eşliliğe dayanan, kadın ile erkeği yasa önünde eşit sayan aile kurumunu” yıkmakla kalmadı, kadının itibarını on paralık eden ve erkeğe imam nikahı ile iki-üç-dört eş alabilmeyi “ahlaklı-faziletli-cennetlik sayan” zihniyete dönüştü.
Bu dünyada yaşarken.
Kıy imam nikahını.
Al 2 karıyı.
Öbür dünyada cennete git.
Kıy imam nikahını.
Al 4 karıyı.
Allah’ın sevgili kulu ol.
Zihniyet kurumlaştı.
Bunu da nereden çıkarıyorsun, abartıyorsun diyen saf okurum olabilir. Ona şu örneği vereceğim. Hanım gazeteci, nezaketinden, duyarlılığından, kadına ve aile kurumuna olan saygısından olsa gerek; “bir Bakan’ın bir Rus kızından oğlu oldu… Çocuğa dedesinin adı konuldu…” diye isim vermeden haber yazdı. Ertesi gün hükümet üyesi Başbakan yardımcısı, “o benim resmi nikahlım” diye açıklama yaptı ve “Adı geçen hanımefendi (Rus gelin) ile dini, ahlaki ve örfi tüm vecibeler yerine getirilerek aleni ve meşru bir şekilde hayatımı sürdürmekteyim…” dedi.
İmam nikahı hükümete girdi.
Ve karşı devrim sevindi.
Dini-örfi-ahlaki vecibe saydı.
Dini nikahla evlendiği eşinden yeni oğlu olan bakan ile hükümet toplantılarında aileden sorumlu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı yan yana oturuyor. Aile Bakanı başı türbanlı bir hanım. Bu hanım bakan, erkek bakana; “siz eski eşinizden boşanmadan dini nikahla yeni bir eş almakla eski eşiniz kadının hukuki hakkını zedelemiş olmuyor musunuz?” diye sormadı. İktidar partisi AKP’nin 32 kadın milletvekili ile 4 milyondan fazla kadın üyeye sahip olduklarını söyleyen kadın kolları başkanı hanım da kalkıp “birinci eşten boşanmadan imam nikahı ile yeniden evlenmek kadın-erkek eşitliğinin neresine sığıyor?” diye sormadı.
Sorsalardı, duyardık.
Adı: “Aile Bakanlığı” konmuş!
Bizim vergileri harcıyor.
“İmam Nikahı Bakanlığı“ oldu.
Adı: “Kadın Kolları” konmuş.
Bizim vergileri yiyor.
“İmam Nikahı Kolları” oldu.
Yırtıcı bir karşı devrim.
Körpe beyinlere de çalışıyor.
İmam nikahı ile iki eşli-üç eşli-dört eşli erkek olabilmenin; “hem dini, hem örfi, hem ahlaki” olduğunu daha yuva çağındaki körpe zihinlere yerleştirmek için de Nasreddin Hoca’yı bile “tembel-miskin- enerjisiz- avantacı” duruma soktu. Nasreddin Hoca, “hak ederek sahip olmayı, çalışıp alın teriyle namusluca para kazanmayı” çocuklara öğretmek için “parayı veren düdüğü çalar“ demiş olmasına rağmen; İlkokul çocukları okusun diye hazırlatılan bir yardımcı kitapta; “Nasreddin Hoca, birinci eşinin teyzesinin kızını ikinci eş yapan yani hazır eve gelmiş teyze kızını emek harcamadan imam nikahı ile kapan avantacı, Arap ve Ortadoğu kurnazı erkek” durumuna sokuldu.
Karşı devrimin gücüne bak.
Allah’ı siyasete alet etti.
Bununla yetinmedi.
Nasreddin Hoca’yı da çamur etti.
Ne alın teri, ne hak!
Ne de hukuk kaldı.
Delilli, ispatlı hukuk gitti.
İspiyonculuk kurumu geldi.
Başbakanlık genelge yayınladı. 3 milyon devlet memurunun çalıştığı kamu kurumunda “ispiyonculuk yapmayı ve şahit olmayı” korumaya aldı. Karşı devrimin hoşuna gitmeyen kim varsa onları; “şucu-bucu” diye ihbar edip tanıklık yapanların korunacağı garantisini verdi.
İspiyonlar yağacak.
Sahte delil.
Yalancı şahit.
Kes-yapıştır uyduruk belge.
Savcılar iddianame yazacak.
Ölünceye kadar hapis.
Karşı devrim çalışıyor!