15 Şubat 2015
Rifat Serdaroğlu
İÇİNDEKİNİ SÖYLEDİ
Bademler demokrat değildir, hiçbir zaman olmadılar, olamazlar!
Sadece seçimi-sandığı geçerli kabul edip, demokrasinin evrensel kurallarını yok sayarak demokrat olunamaz. Bademler gibi “Ben olurum, ben böyle demokratım” diyebilirsiniz ama o zaman tüm demokrat dünya sizinle alay eder ve sizin demokrasinizi “Hibrit Demokrasi” olarak kabul ederler…
Bu giriş benim yıllardır, ısrarla vurguladığım en temel konudur.
Çünkü her işin başı “Gerçek Demokrasidir.” Bir yönetim demokrat değilse, onun elinin değdiği hiçbir işte hayır yoktur. Demokrat olmayan kafalar, üstüne üstlük bir de cahil ve saf iseler o ülke için zor günler kaçınılmazdır.
Prof. Şengör bakın ne diyor;
“Şu anda Türkiye’ye egemen olan cehalet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonel düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık, düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilaveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir.”
Prof. Şengör’e katılmamak mümkün mü? Koyun bunların üstüne “Hukuk Devleti” ve“Basın Özgürlüğü” ilkelerine vurulan cehalet darbelerini, demokrasinin d’si elinizde kalırsa, şanslısınız demektir.Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın kıskacına düşmüş milletlerin kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil kişi, çevresiyle iletişim kurmaktan korktuğundan kendisi hakkında yazılanları da değerlendiremez, çevresinde akıllı ve bilgili insan barındırmaz. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez bile!
Bu durumda cehalet ve aptallık iktidarının yapacağı tek yol kalır;
Toplumsal terör, yani korku yaratmak ve devlet gücünü vatandaşına karşı sopa gibi kullanmak. Aynen şu an bizde olduğu gibi…Bunlar o kadar cahil ve o kadar saftırlar ki, o sopanın bir gün kafalarında patlayacağını göremezler!
Bademlerin demokrat olamayacaklarının en son itirafı, 11. Cumhurbaşkanı Gül’den geldi.
Bülent Arınç ve birkaç eski AKP’li Bakan’ın parti aleyhine konuşmaya başlamaları üzerine, Erdoğan fitnenin (!) başı olarak gördüğü Gül’ü Saray’a çağırdı ve 3 saat boyunca ne yapması gerektiğini ezberletti.Saray’dan çıkan Gül aynen şunları söyledi;
“Parti içi muhalefet, AK Parti geleneğinde yoktur!”
Adam demokrat olmadıklarını daha açık nasıl anlatsın?
AKP’de biat yani şartsız itaat kültürü vardır. Reis ne derse o olur. Fikir tartışması yoktur. Meşveret dedikleri göz boyama tam bir aldatmacadır.
Bir parti düşünün, Liderinin yanlışları yüzünden tüm ülke çok zarar görüyor.
O partide aklı ve milli vicdanı olanlar konuşamıyorlar bile! Konuşmaya kalktıkları anda kendilerini partinin dışında buluyorlar. Niçin, çünkü o partide aynen Tarikat ve Cemaatlerde olduğu gibi konuşma, itiraz etme hakkınız yoktur.Böyle bir partide demokrasi var diyecek biri var mıdır?
Eğer varsa ben de onlara izninizle şunu söylerim;
Genel Başkan, boğazına kadar yolsuzluğa batsa, sağlıklı düşünemez kendini kontrol edemez bir hale gelse bile konuşamayacaksınız değil mi?
Hadi oradan pabucumun demokratları…
Sağlık ve başarı dileklerimle