OTOKRASİNİN TRAMPETLERİ YAKINDAN ÇALIYOR * DEMOKRASİ ASKIDA *** Zamanında 23 Nisan’da öğrenciye şöyle demişti ; “İster asarsın,ister kesersin! ” R.T.Erdoğan böylece aklında iktidar gücünü nasıl yorumladığını söylemişti ! * Tehlike gittikçe yaklaşıyor * ‘Başkanlık’ mı? ‘Sivil darbe’ mi? ‘Yeni vesayet’ mi?

Cumhuriyet
Emre Kongar
ekongar@cumhuriyet.com.tr
28 Ocak 2016 Cuma

Cumhurbaşkanlığı rejimi

26 Ocak Salı günü Recep Tayyip Erdoğan kaymakamlara bir konuşma yaptı.Konuşma, zaten daha önce de çeşitli eylem ve söylemlerle ipuçları kamuoyuyla paylaşılmış olan yeni bir rejim anlayışını ifade ediyordu.Bu konuşmanın metni, Anadolu Ajansı kaynak gösterilerek Hürriyet gazetesinin internet sitesinde yayımlandı.Aşağıdaki bölümler o metinden alınmıştır.

Mevzuatın bir kenara bırakılması ve zihniyet inkılabı:
“Statükonun gardiyanlığını yapan bir bürokrasi ülkeye sadece patinaj yaptırır. Sizden ricam bu: Mevzuat şöyledir, böyledir, yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir kenara, kendi zihinsel inkılabınızı devreye sokun. ‘Ben bunu bu şekilde yaparım’ deyin ve yapın.”

PKK ile savaş, belediyelerin araç ve gereçlerine el konulması:
“Vatandaşlara sunulan hizmetlerde kesintilerin oluşmasına, vatandaşlarımızın bu belediyelerce mağdur edilmesine izin veremeyiz. Gerekirse belediyelerin araç gereçlerine el koyarak, gerekirse diğer kurumların imkânlarını kullanarak bölgede hayatı bir an önce normale döndürmemiz şarttır.”

Gülen Cemaatiyle mücadelede kişisel güvence:
“Paralel Yapıyla mücadelede desteğim daima yanınızdadır. İstediğiniz anda özel kalemimi telefonla arayarak bu bilgileri verebilirsiniz.Çünkü bizzat kendim bu işi takip ediyorum ve Devlet Denetleme Kurulu’nun da birinci derecede görevi budur. Bu mücadelede herhangi bir engelle karşılaşan, sıkıntı sorun yaşayan doğrudan bu bilgiyi bana aktarmalıdır.”

Başkanlık sistemi:
“Yeni anayasa bu reformlarımızın en önemli unsurlarından biridir. Başkanlık sistemi tartışmaları da bu çerçevede sürmektedir. Üstlendiğiniz görevler sebebiyle Türkiye’in imkânlarını ve eksiklerini en iyi sizler biliyorsunuz.Birikimlerinizi hem yeni anayasa hem de başkanlık sistemi tartışmalarına katkı sağlayacak şekilde bakanlığımız aracılığıyla bir arada getirmenizin faydalı olduğunu düşünüyorum.”

Erdoğan Başbakan olarak katıldığı Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandıktan sonra, “Parlamenter rejim artık bekleme odasına alınmıştır” demişti.Parlamenter rejim bekleme odasındayken onun yerine geçen Cumhurbaşkanlığı rejimi, bugün tam gaz uygulamada. Devlete millete hayırlı olsun!

Cumhuriyet
Emre Kongar
ekongar@cumhuriyet.com.tr
29 Ocak 2016 Cuma

‘Başkanlık’ mı? ‘Sivil darbe’ mi? ‘Yeni vesayet’ mi?

Dün bu sütunda, Parlamenter sistemin bekleme odasına alındığını belirten Erdoğan’ın, bunun yerine uygulamaya koyduğu Cumhurbaşkanlığı sistemini yansıtan konuşmasını alıntılamıştım.Aslında bu konuşmada ortaya çıkan “Cumhurbaşkanlığı sistemi” anlayışı yeni değil… Zaten kendisi de yine dün, bu konudaki “kamuoyu oluşturma” faaliyetlerini “Seçilmiş başbakan ve seçilmiş cumhurbaşkanı ile bu süreç yürümez” dediği yeni bir konuşmayla sürdürdü.

Erdoğan, 21 Mart 2015’te Denizli’de STK temsilcilerine yaptığı konuşmada, değişikliği haber veriyor: “10 Ağustos’ta cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiye’de bir dönem fiilen bitmiştir. Kimisinin 1876’dan, kimilerinin 1924’ten, bazılarının 1946’dan başlattığı parlamenter sistem 10 Ağustos’ta bir daha geri dönüş olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı.

Bu bekleme ne kadar sürecek veya ne zamana kadar sürecek? Ya mevcut uygulamaya anayasal zemin kazandırılana kadar ya da bunun yerine yeni bir sistem ikame edene kadar.Bunun kararı da 7 Haziran seçimlerinde verilecek. Artık hiç kimse 2014 seçimlerinden önce ya da 2002 öncesinde olduğu gibi bir düzen beklemesin.”

Dönüşümün sıkıntılı olacağını da belirtiyor: “Mevlana ‘Dün dünde kaldı cancağızım, yarın için bir şeyler söylemek lazım’ dedi. Artık Türkiye için yeni şeyler söyleme zamanı.Bu da sıkıntılı olacak, sancılı olacak. Bir büyüğüm şöyle derdi: ‘Evlat her kutlu doğum sancılı olur.’Yıllardır elde ettiği imkânı kaybetmek istemeyenler, buna direneceklerdir.
Muhalefetin direnişi bundan dolayıdır. Ayrıca kurumlar, eski Türkiye’nin zaaflarından beslenen aydınlar, gazeteciler, işadamları da direneceklerdir. Bir de meseleyi tam olarak kavramayanlar direnecektir.”

Bu konuşmayla ilgili ilginç bir nokta da İzmirli Avukat Prof. Dr. Hüseyin Durdu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, Denizli Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş olmasıdır.

Durdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantıda söylediği, “Herkesin farklı zamanlarda başlattığı Parlamenter sistem, 10 Ağustos’ta bir daha geri dönüş olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı” sözlerinin, anayasayı ihlal ettiğini ve yasama organını kaldırmaya çalıştığı için de “vatana ihanet” suçu oluşturduğunu ileri sürmüş.

Sonuç olarak, Türkiye’deki rejimin, Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüştüğünün iddia edildiğini ve Erdoğan’ın da böyle davrandığını belirtebiliriz. Kimilerinin “Sivil darbe”, kimilerinin ise “Yeni vesayet” dediği bu “Cumhurbaşkanlığı sistemi” hakkında başta Anayasa Mahkemesi olmak kaydıyla Yüksek Yargı ne diyor, onu da zaman gösterecek.

This entry was posted in FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *