ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN * Bölüm 1-2-3-4-5

ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -1-

10.11.2015

Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de günümüzden 77 yıl önce dokuzu beş geçe o mavi gözlerini bir daha açmamak üzere yumdu. Büyük kurtarıcının son nefesini verdiği Dolmabahçe Sarayı’nın direğindeki Cumhurbaşkanlığı forsu yarıya indirildi. Atatürk’ün vefatı bütün yurdu yasa boğduğu gibi dış dünyada da üzüntüye neden oldu. Öyle ki savaş meydanlarında yendiği düşmanları bile cenazesinin önünde resmi geçit yaptılar. Atatürk’ün naaşının bulunduğu katafalk, 16-18 Kasım tarihleri arasında gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı’nda vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. Daha sonra 19 Kasım 1938’de, Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici istirahatgahına tevdi edilmek üzere Yavuz zırhlısı tarafından İzmit’e götürüldü oradan da trenle Ankara’ya nakledildi. Bu yazı dizimizde Atatürk’ün vefatının Balkanlar ve Orta Doğu basınındaki etkilerinin Türkiye’deki akislerini, 7 Mart 2013 tarihinde kaybettiğimiz, Doç. Dr. Nurcan Toksoy’un makalesinden faydalanarak aktaracağız.

Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir. Fakat o, oluşturduğu misyondan dolayı her geçen gün dünya milletleri tarafından incelenip araştırılmaktadır. O, gerçekleştirdiği Türk Milli Mücadelesiyle sadece Türk milletinin kaderini değiştirmemiş, dünyanın sömürülen ve esaret altında ezilen birçok milletine de umut ışığı olmuştur. XX. yüzyılın en büyük lideri olarak kabul edilen Atatürk, öldükten sonra bütün dünya basını onun hakkında günlerce yayın yapmışlardır. Bu yayınlarda dünya barışına yaptığı katkıyı büyük bir hayranlıkla anlatmışlardır. Sadece Batı dillerinde hakkında yazılan eser sayısının bir hayli arttığı da bilinmektedir. Mücadelesi ve büyük idealleriyle bütün dünyaya örnek olan Atatürk, dost ve düşman bütün ülkelerin takdirini kazanmıştır.

Tarihin hiç kimsenin eseri olamayacağı gerçeği, bir liderin büyüklüğü, bütün insanlığın malı olan bu tarih içinde misyonunu iyi kullanmayı başarmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir. Bu gerçeğin yanı sıra o, oluşturduğu misyonundan dolayı her geçen gün dünya milletleri tarafından incelenip, araştırılmakta ve anlaşılmaktadır. Bu değerlendirme, Atatürk’ün insanlık âleminin benimseyip koruduğu bazı yargılardan ileri gelmekte ve bu yargılar Atatürk’ün ilke ve inançlarıyla uyum sağlamaktadır. Milletiyle birlikte millî sınırları içinde yabancı boyunduruğundan kurtularak her medenî millet gibi yaşamak isteyen Atatürk, gerçekleştirdiği Türk Millî mücadelesiyle sadece Türk milletinin ters talihini yenmemiş dünyanın sömürülen ve esaret altında inleyen birçok milletine de umut ışığı olmuştur.

ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -2-

11.11.2015

Milletlerin esareti üzerine kurulmuş kurumlar, yıkılmaya mahkûmdur

O dönemde birçok ülke, Atatürk’ün, dünyanın en güçlü devletlerine karşı meydan okuyuşunu hem hayretle hem ibretle ve hem de bir ders alarak izlemişti. O, “milletlerin esareti üzerine kurulmuş kurumlar, her tarafta yıkılmaya mahkûmdur” demekle dünya milletlerinin sömürülen halklarına da tercüman olmuştur. (Atatürk, Millî Mücadele yıllarında; “Biz, bu mücadeleye kendi kurtuluşumuz için olduğu kadar, bütün esir doğu milletlerinin kurtuluşu için girişmiş bulunuyoruz” dediğinde onun düşünce ufukları Asya ile birlikte Afrika’yı da kaplıyordu. Örneğin o, “Afrika insanları belki şahsi özgürlüklerini daha önce idrak etmişlerdi. Fırsat bulamadılar. İstilacılar ve onların saldırgan orduları kendilerini hiçbir zaman sıkıştırmaktan geri kalmadı. Fakat bu baskı ne kadar kuvvetli olursa olsun, bu büyük fikir hareketine karşı duramayacaktır. İnsanlığa yönelik fikir hareketi er geç başarıya ulaşacaktır. Bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün perişan ve yok edeceklerdir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum sözcükleri kalkacak bir insanlık kendisine yakışan bir sosyal öze kavuşacaktır”. (Bkz. Atatürk’ün Söylev Demeçleri, İstanbul 1945, II, s. 278) Bütün bu özellikleriyle XX. yüzyılda, yaşayan ve dünya milletlerince saygı duyulan başarılı devlet adamları arasında seçkin yerini alan Mustafa Kemal Atatürk(Atatürk, dünya barışıyla ilgili olarak bir konuşmasında şunları söylemiştir; “İnsan mensup olduğu milletin varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar, bütün dünya milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin mutluluğuna ne kadar değer veriyorsa, bütün dünya milletlerinin mutluluğuna hizmet etmeye elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Çünkü dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğunu sağlamaya çalışmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasında huzur, anlaşma ve geçinme olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan yoksundur”. Bkz. Atatürk’ün Söylev Demeçler, II, s. 29),

Çeşitli icraatlarıyla çok yönlü bir lider olarak tanınmıştır. Günümüze kadar gelen birçok tarihçi, sosyolog, düşünür, politikacı ve askerler tarafından incelenmiştir. Onun hakkında sadece batı dillerinde yazılan eser ve makale sayısının binleri aştığı düşünülürse onun önemi kendiliğinden ortaya çıkar.

Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu eşiz devlet adamı Atatürk, mücadelesi ve büyük idealleri ile bütün dünyaya örnek olmuş, dost ve düşman bütün ülkelerin takdirini kazanmıştır. Onun düşünceleri ölümünden sonra daha da önem kazanmış, manevi kudreti ve fikirleri Türk milletine ve bütün dünyaya her zaman yol göstermiştir. Atatürk, Türk tarihinin en büyük mimarıdır. O, yüzyıllar süren bir çöküşün arkasından Anadolu’da yeniden dirilişin ve kalkınmanın lideri olmuştur. Hayatını kaybetmiş bir devletin öz cevherinden Türk millî şuurunu uyandırarak bağımsızlık ve millet egemenliğine dayalı yepyeni bir devlet kurmuş, bu devletin sürekliliğini sağlamak için de çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmayı ve geçmeyi hedeflemiştir.

Türk millî mücadelesinin arkasından bütün dünyaya çok önemli bir gerçeği göstermiştir ki; bir millet inançla mücadele ederse mağlup edemeyeceği hiçbir kuvvet yoktur.

12.11.2015

ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -3-

Bütün dünya ülkeleri bizimle aynı üzüntüyü ve aynı acıyı paylaşmıştır
O, bu mücadelesiyle Türk milletini yeniden dünya tarih sahnesinin saygın bir unsuru haline getirirken aynı zamanda da bütün dünyaya örnek olmuş ve bütün insanlık onun ilkelerine saygı duymuştur. Kısaca; “Dünya milletleri arasında huzur ve barış olmayınca bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrum kalır” diyen Atatürk’ün evrensel barışa katkısı büyük olmuş ve genç Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu andan itibaren bölgesinde barış ve istiklâl adası olma yolunda büyük gayretler göstererek tüm dünyanın takdirlerini kazanmıştır.

Çünkü onun ilke ve amaçları tamamen insanlığa hizmet için ortaya atılmıştır Bu açıdan Atatürk’ün fikir ve düşünceleri bir ideoloji bakımından incelenmelidir. Onun bu düşünceleri iyi bir şekilde tetkik edildiğinde, 21. yüzyıla hitap ettiği ve bundan sonra da bir takım dünya ve ülke sorunlarının çözümünde önderlik edeceği açıkça görülür. Onun fikir ve düşüncelerini anlamak ve anlatmak ve hatta bir inkâr edilemeyecek ideoloji olarak tanıtmak insanlık görevi ve insanlığa hizmet olarak algılanmalıdır. Özellikle Atatürk’ün evrensel değerlerle örtüşen ilke ve fikirlerinin bilimsel düşünceye dayanan yöntemlerle ele alınması Türkiye için olduğu kadar bütün dünya içinde büyük anlam taşımaktadır.

Böylesine büyük bir lider 10 Kasım 1938’de vefat ettiğinde(Atatürk’ün ölümü için geniş bilgi için bkz. Ayın Tarihi, Atatürk’ün Vefatları, Kasım 1938, Ankara, S.60, s.20) bütün dünya ülkeleri bizimle hemen hemen aynı üzüntüyü duymuş ve aynı acıyı paylaşmıştır. Ülke içinde olduğu kadar ülke dışında da bütün basın ve yayın organları onun ölümüyle ilgili yazılar yazmışlar, yorumlar yapmışlardır. Özellikle gerçekleştirdiği milli mücadelesini kendilerine örnek alan ülkeler, onun ölümünden en fazla etkilenenler olmuştur. Vefatı dolayısıyla Balkanlarda ve Yakın Doğu’da millî yas ilan edilmiş, devlet meclislerinde(Macar Mebusan ve Ayan Meclisleri o günkü celselerinin başlangıcını Atatürk’ün hatırasını anmaya ayırmışlardır. Mebusan Meclisinde, Başkan Kornis, Atatürk’ün başarılarından söz ederken, Ayan Meclisinde ise Ssechenhi, modern Türkiye’nin yaratıcısı Atatürk’ün ölümünün Macaristan’da uyandırdığı üzüntü ve eleme çok heyecanlı bir dille tercüman olmuş, bütün Parlamento üyeleri bu sözleri ayağa kalkarak dinlemişlerdir. Başbakan İmredi, Atatürk’ün cenaze töreninin yapılacağı 21 Kasım pazartesi gününün Macaristan’ın ulusal matem günü ilan edilerek bütün memlekette resmi binalara siyah bayraklar çekilmesini emretmiştir. Budapeşte belediye başkanı da aynı kararı almıştır. Bkz. “Atatürk İçin Macarlar Siyah Bayrak Çekiyorlar”, Son Posta, 20 Kasım 1938, s. 7; “Macaristan da Millî Matem”, Ulus, 20 Kasım 1938, s. 3) özel anma törenleriyle beraber toplantılar yapılmış, büyük lider her yönü ile ele alınarak incelenmiş ve yâd edilmiştir.

Atatürk’ün ölümünü kabullenemeyen A.Ş. Esmer bir yazısında şu yorumu yapmaktadır; “Mensup olduğu millete ve insanlığa Atatürk tarafından yapılan hizmetlerin yüzde birini yapmış olan hangi adam vardır ki, ölmüştür? Hayır, Atatürk ölmez ve ölemez. Çünkü bir millet diriltmiş ve o millete ebedî hayat vermiştir. Millet yaşadıkça Atatürk de yaşayacaktır…

Bugün siyasî ve kültürel hayatımızın hangi safhasına bakarsak bakalım, orada Atatürk’ü görürüz… Atatürk’ün manevî varlığı daima yolumuzu aydınlatacak bir nur hâlinde bizimle beraber olacaktır.”(A.Ş. Esmer, “Atatürk Ölmez”, Ulus, 11 Kasım 1938, s. 3) Ülke içinde bu gibi yazılar yayınlanırken, bütün dünya gazeteleri de Türkiye’nin uğradığı acı kaybın yasına iştirak etmiş ve onun hakkında uzun uzun yazılar yazmışlardır.

ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -4-

13.11.2015

Bu büyük adamın ölümünden sonra dünya artık eskisi kadar enteresan değildir
Gazeteler her şeyden önce onun çok sevdiği yurdu için yaptıklarını anlatmışlardır. Örneğin İsveç gazeteleri bunu çok iyi ifade ederek; “O olmasaydı, modern Türkiye de olmazdı. Fakat Türkler, onun fevkalade eserini takip ederek itibarlarını daha fazla artıracaklardır”(“Büyük Yasımız ve Dünya Basını”, Ulus, 14 Kasım 1938, s. 1) yorumunda bulunmuştur. Atatürk’ün yalnız memleketinde değil, bütün dünyada bıraktığı büyük boşluğu bir Bulgar gazetesi ise şu cümlelerle ifade etmiştir; “Bu müstesna ve büyük adamın ölümünden sonra, dünya artık eskisi kadar enteresan değildir…”(“Büyük Yasımız ve Dünya Basını”, Ulus, 14 Kasım 1938, s. 1)

Gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında yayınlanan gazetelerin birleştikleri bir nokta var ki, o da Atatürk’ün yarattığı genç Türkiye’nin, onun çizdiği yoldan ayrılmayacağı hususu olmuş ve bunu da bir Macar gazetesi şöyle ifade etmiştir. “Atatürk ebedî uykusunu müsterih olarak uyuyabilir. Zira o, yarattığı eserin dirilen milletine saadet yolu açtığını biliyordu…”(“Büyük Yasımız ve Dünya Basını”, Ulus, 14 Kasım 1938, s. 1)

Esasında Mustafa Kemal Atatürk hakkında ölümünden çok daha önce de yurt dışında pek çok eser neşredilmişti. Atatürk’ün gerçekleştirdiği icraatları, fikir ve düşünceleri hakkında neşredilen eserler bir kütüphaneye sığmayacak kadar fazladır. “Yabancı Gözüyle Cumhuriyet Türkiye’si” adlı kitap bunlardan sadece bir tanesidir. Kitapta, Atatürk’ün vücuda getirdiği büyük millî varlığın ve inkılâp hareketlerinin yabancı memleketlerde bıraktığı akisler toplanmıştır. Bundan başka, dünyanın dört bir köşesinde gazetelerde, Cumhuriyet Türkiye’sinden bahsedilmiş ve bu haberler gazetelerin baş sayfalarında yer almıştır. Bu konuda bir gazetede; “Kerpiçten betona, çıkrıktan makineye, teokrasiden laikliğe, mistiklikten müspete, şeriattan medeniyete, kağnı ve merkep sırtından raya, sarraflıktan ve tefeciden bankaya, başıbozukluktan planlı istihsale, ümitsizlikten neşeye, korkudan sevgiye akın eden bir sosyetenin yer yer izhar ettiği manzara ve geçen her günün ufkunda bıraktığı siluet bizim için olduğu kadar dünya için de alakalı bir mevzu hâlini almıştır”(“Yabancı Memleketlerde Atatürk Hakkında Neşredilen Eserler”, Ulus, 29 Ekim 1938, s. 4) yorumuna yer verilmiştir.

Atatürk’ün ölümüyle birlikte vücuda getirdiği on beş yıllık genç cumhuriyet bütün dünyayı ilgilendirmiş, yazıların çoğunda “Gazi Mustafa Kemal Türkiye’si”, “Mustafa Kemal’in Türkiye’si”, “Atatürk’ün Türkiye’si” gibi başlıklar yer almıştır. Bir Fransız yazar, Atatürk ve onun eşsiz inkılâbından bahsederken büyük övgülerde bulunmuş, dış politikada takip ettiği siyasetin mükemmelliğinin yanı sıra şu ifadelere de yer vermiştir; “Atatürk tarafından başarılan muazzam ve eşsiz siyasî, iktisadî ve malî eseri onun büyüklüğünü ortaya koymak için önemlidir… Maziyle kati surette rabıtalarını kesen ve onun külleri üzerinde hakiki bir Türk milleti yaratmaya azmeden Atatürk, millî inkılâp planını sistemli bir surette tasarladı ve tatbik etti. Son derece çapraşık olan bu eserin tahakkukunda beşerî dehayı çok yüksek bir dereceye çıkarmaya muvaffak oldu.”(“Atatürk ve İnkılâbı Türkiye Cumhuriyeti”, Ulus, 30 Ekim 1938, s. 4)

ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -5-

4.11.2015

Tarih en büyük Türk’ü ve asrımız en büyük insanını kaybetmiştir
YURT dışında bu şekilde algılanan büyük önderimiz için Türk basınında da; “Bir kahraman mı bir baba, dost veya kardeş mi, onunla ne kaybediyorduk? Hayır… Onsuz nemiz kalacaktı? Hakikat bu! Müthiş olan bu! On yedi milyon bir günde, bir babadan öksüz kaldık. En mesut Türkler, Atatürk yaşarken ölmüş olanlardır… Halk, en büyük Türk kahramanını, ordu en büyük Türk başbuğunu, tarih en büyük Türk’ü ve asrımız en büyük insanını kaybetmiştir”(F. Falih Rıfkı Atay, “Kurtarıcını ve En Büyük Evladını Kaybettin”, Ulus, 11 Kasım 1038, s. 1) yorumu yapılmıştır. Bu çalışmada özellikle üzerinde durulacak husus, Balkanlar ve Orta Doğu’da Atatürk’ün ölümünün nasıl karşılandığı ve hakkında neler yazıldığı olacaktır. Bu hususta Atatürk’ün evrenselliği ve insanî yönü dünya basınının en çok dikkati çeken özelliği olmuş, yeni Türkiye’yi yaratması olayı büyük hayranlıkla karşılanmış, fikir ve düşünceleri yol gösterici olarak kabul edilmiştir. Yabancı basında onunla ilgili çıkan yazı ve yorumlar her ülke açısından tek tek ele alınarak incelenmiş olup, Balkanlardaki akisler ile Orta Doğu’daki akisler iki ayrı başlık halinde ele alınmıştır.

II. Balkan Basınındaki Akisler

A-Yunanistan Basını

Atatürk’ün ölümünü haber alan Yunanistan’daki gazeteler derhal hususî baskılar yapmışlar ve büyük dâhiye sayfalar ayırmışlardır. Bu gazetelerde Mustafa Kemal için övgü dolu ifadelerle birlikte uzun makalelere rastlamak mümkündür. Ülkenin en tanınmış yazarları Atatürk’ün hatırasına ithafen pek çok yazı yazmışlardır. Yapılan yorumlardan ve çıkan yazılardan anlaşıldığına göre, onun ölümünden en fazla etkilenen devletlerden biri de Yunanistan olmuştur.

Bütün gazeteler onun hayat hikâyesini neşrederek, bütün terakki ve medeniyet sahasında memleketin tekrar dirilmesi için başardığı muazzam eseri hakkında uzun yazılar yazmışlardır. Onlar için Atatürk, yalnızca Türk milletinin büyük lideri değil aynı zamanda Türk-Yunan dostluğunun ve Balkan Antantı’nın da en büyük amiliydi. Ayrıca Yunanlılarla Türklerin dost ve müttefik olduklarının özellikle vurgulanmış olması da dikkat çekicidir. Bilhassa cumhuriyet rejiminin Türkiye’de kurulmasının yalnız Türk milleti için değil bütün Balkan milletleri için bir sevinç vesilesi olduğu ve bu sayede değişen Türk siyasetiyle beraber Balkan milletleri arasında anlaşma imkânının sağlanmış olduğu da belirtilmiştir.

Estiya Gazetesi; bu hususta şunları yazmaktadır; “Atatürk, Türk-Yunan münasebetlerinin iyi bir hamisi olmuştur. Türkiye’nin ihyası imkânını anlamış ve başarmış olan Atatürk, devamlı bir Türk-Yunan dostluğu imkânını da anlamış ve başarmıştır…”. Aynı şekilde Vradini Gazetesi de; “…Atatürk tarafından atılan temeller öyle bir granit teşkil etmektedir ki, yeni Türkiye bu granit üzerine oturmakta ve tarihte büyük ıslahatçı Kemal Atatürk’ün adını bu granit üzerine nakşetmiş bulunmaktadır”(“Yunanistan Büyük Teessür İçinde”, Akşam, 12 Kasım 1938, s. 2; Atatürk Karşısında Dünya’nın Dili”, Kurun, 13 Kasım 1938, s. 10; “Bütün Yunan Gazeteleri Millî Matemimizle Meşgul”, Akşam, 16 Kasım 1938, s. 5; “Bütün Dünya Onu Anıyor”, Kurun, 16 Kasım 1938, s. 9) demiştir.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturkun-vefati-ve-yabanci-basin-1-124651h.htm
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturkun-vefati-ve-yabanci-basin-2-124717h.htm
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturkun-vefati-ve-yabanci-basin-3-124798h.htm
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturkun-vefati-ve-yabanci-basin-4-124914h.htm
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturkun-vefati-ve-yabanci-basin-5-124984h.htm

This entry was posted in ATATURK, Dizi Yazilari, DÜNYA ÜLKELERİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *