14 Kasım 2015
Rifat Serdaroğlu
AÇIK AÇIK KONUŞMALIYIZ
Sürekli olarak günlük yazı yazmak, insana kendini çok sık test etme olanağı veriyor. Her gün yazılı belge bırakıyorsunuz. Aradan zaman geçse de, eğer yazdıklarınızda yanlış varsa o gelip sizi buluyor. Yazdıklarınız doğru olduğu halde ya yazılanlardan rahatsız olanlar, ya da yanlış bilenler tarafından acımasızca eleştiriliyorsunuz. Sık sık şöyle bir eleştiriyle karşılaşıyorum;
“Rifat Bey, sizi her gün beğenerek takip ediyorum ve paylaşıyorum. Fakat bu günkü yazınızda ırkçılık ve ayrımcılık yapmışsınız. Sizi kınıyorum!”
Bakın, gelin artık açık açık konuşalım;
-Danıştay’ın Türk Tanımı; 18 Şubat 2011 tarihli kararı! TÜRK kelimesi bir ırkın değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan dili-dini-ırkı-rengi-cinsiyeti- siyasi düşüncesi-felsefi inancı-mezhebi ne olursa olsun, tüm vatandaşların bir araya gelerek oluşturdukları ve herkesi kucaklayan Milletin ortak adı olup, aksi yöndeki davacı iddialarına itibar edilmemiştir. Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür!
-Irkçılık;
Bir halkın, bir grup insanın diğer halk ya da insanlardan farklı olmakla kalmayıp, aynı zamanda diğerlerinden fiziksel, entelektüel ya da ahlaki bakımdan daha iyi, daha güçlü, daha yüksek ya da daha yaratıcı olduğunu, bu üstünlüğün atalarından miras alınmış olan biyolojik farklılıklardan kaynaklandığını savunan anlayışa IRKÇILIK denir.
-Ayrımcılık;
Bir kişinin cinsiyeti, ırkı, ten rengi, dini ya da inancı, siyasi görüşü, yaşı, engelli olması ya da milli, sosyal ya da etnik kökeni sebebi ile başkalarından daha kötü muamele görmesini beraberinde getiren haksız ve yanlış bir muameledir.
Ben bu üç tanıma da yürekten inanırım. Bu ülkede yaşayan herkesin TÜRK MİLLETİ şemsiyesi altında, hukuk-eşitlik-adalet-özgürlük-sosyal devlet ve lâik devlet anlayışıyla her türlü inanışını, kültürel değerlerini yaşamasını savunurum. Irkçılık ve Ayrımcılığa, sonuna kadar karşı çıkarım.Bu uğurda can vermek gerekirse, bir an dahi tereddüt etmem.
Fakat herkesin şu gerçeği de çok iyi anlaması şarttır;
Kimse Türk Milletini sürekli olarak aldatamaz ve bizi aptal yerine koyamaz.Her Devlet kendini terör eylemlerine karşı korumak zorundadır!
-Eğer sen, Kürtçülük ve Kürt Milliyetçiliği yapıyorsan, üstelik eline silah alıp çoluk-çocuk, genç- yaşlı, sivil-devlet görevlisi ayırmadan insanları öldürüyorsan, sen insanca bir muameleyi hak etmiyorsun demektir. Yasalar çerçevesinde Devlet Kurumları, Türk Milletine yaptığın zulmü durdurur ve seni ensenden yakalayıp, yargıya teslim eder.Türkiye’nin Kürt kökenli iş adamları-bilim insanları- akademisyenleri- gazetecileri-aydınları, Türk Devletini değil de Kürtçü-Bölücüleri savunmaya kalkarlarsa, onlar da Türk Milletinin dostu değildirler.Eğer bu kişiler, silahlı örgüt mensuplarına; “Ben de Kürdüm ama senin gibi düşünmüyorum. İnsanları öldürmeye, yabancı istihbarat örgütlerine kulluk etmeye devam ederseniz, beni de karşınızda bulursunuz” demezlerse, onlar da Türk Milletinin hoşgörüsünü hak edebilirler mi?
Herkes yerini, tarafını belli etmek durumundadır. Yemi Türk Milletinin tarlasından yiyeceksin, ama sütünü Kürtçü-Bölücülerin tarafına vereceksin! Böyle bir olay yok. Ya Türk Milletindensin, ya değilsin. Vesselam…
-Eğer deden, hem Ruslarla hem Fransızlarla beraber olmuş ve benim dedelerimi arkadan hançerlemişse, abilerin Asala adlı terör örgütüyle Türk Diplomatları öldürmüşlerse, kardeşlerin şu an PKK Narko-Terör öğütün emrinde Türk Askeri ve Türk Polisini öldürüyorsa, sen bu alçaklıklara karşı çıkıp Türk Milletinden yana tavır almıyorsan ve bu alçakları eleştiren bana “Irkçılık-ayrımcılık yapıyorsun” diyorsan, sen de Türk Milletinin hoşgörüsünü hak etmiş olur musun?
Ermenistan Devleti, orada Türkçe gazete yayınlanmasına izin verir mi?
Bırakın gazeteyi, bir tek Türk’ün yaşamasına, iş yapmasına izin verir mi? Karar vereceksiniz, ya Türk Milletindensiniz ya değilsiniz. Bu kadar…
-Eğer sen, Türk Milletinin düşmanı olan PKK Narko-Terör örgütüne mühimmat ve para yardımında bulunuyorsan, İsrail Subayları bunlara savaş eğitimi veriyor ve öldürmeyi bu çakallara öğretiyorlarsa, bu sebepten binlerce Türk Askeri can veriyorsa, sen bu ülkede yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak bunlara karşı çıkmıyorsan, sen de Türk Milletinin hoşgörüsünü hak edebilir misin?
-Eğer sen, Cumhuriyetin ve Demokrasinin sana verdiği nimetlerden yararlanıp, Federe İslam Devletini kurmak istiyor ve rejime ihanet ediyorsan, şeriatçı terör örgütleriyle işbirliği yapıyorsan, Türk Milletini her zaman kandıramazsın.Türk Milleti gerçeği anladığı anda seni alaşağı eder…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok zor bir dönemden geçiyor. Herkes hem iktidar hem de muhalefeti dikkatle izlesin. Bu günler kim Türk Milletinin dostu, kim düşmanı sorusunun cevap bulacağı günlerdir.Yeter artık kimse karnından konuşmasın ve lütfen tarafını belli etsin,yazık değil mi, gencecik vatan evlatlarına…
Sağlık ve başarı dileklerimle
http://rifatserdaroglu.com/2015/11/14/acik-acik-konusmaliyiz/