SEÇİM * TAM MEVCUT SANDIK BAŞINDAYIZ * Ya Demokratik laik Cumhuriyet Ya Faşizm !!!***Kullanılmayan her oy, iktidara gider!

Kırgın olmakta haklı olduğun yüzlerce konu da olabilir. Ancak tarih bunların hiçbirisini yazmayacak. Bir sonraki kuşak 1 Kasım’ı “diktatörlüğün oylandığı” seçim olarak hatırlayacak. 19. Genel Seçimi olacak bu Türkiye’nin. “Ne değişti?” diyerek sitem ediyor da olabilirsin. Ancak bugüne kadar hiçbir seçimde Türkiye’nin rejimi ve sistemi oylanmamıştı.

İşin esası Türkiye böylesine bir döneme daha önce hiç tanıklık etmemişti. Canlı bomba belasını gördün mü kardeşim? “Sorunları olan bir Türkiye’den”, “bölünmüş bir Türkiye’ye” giden yoldur bu. Enflasyonu, işsizliği, fakirliği ülke çözebilir ancak canlı bomba meselesini çözemezsin. Ülke bölünürse, millet bölünürse bunun önüne artık geçemezsin. Her seçimin aslında gizli bir ajandası var ve bu seçimde de bunlar oylanacak.

Topyekün Geziciler, muhalifler ya da demokratlar. Adına ne dersen de. Taarruza geçebilmek için önce son kalemizi iyi savunmak zorundayız. “Oy kullanmak” belki de sana tanınan son özgürlük. Güçlerimizi birleştireceğiz, omuz omuza olacağız. Tıpkı Gezi’de olduğu gibi. Zaten Gezi’yi yaratan insanlar şimdi koşa koşa oylarını korumak için sandık başlarına gitmiyorlar mı? Bu duyarlılık bile aslında Gezi ruhunun bir sonucu.

Her açıdan oy kullanman çok önemli çünkü sen oy kullandıkça iktidar partisinin oy yüzdesi otomatik olarak azalıyor. İşin matematik kısmı bu. Sen hiç iktidar partisinin “oy ver” dediğini duydun mu? Demez, çünkü demeye ihtiyacı yok. Zaten seçmenleri koşa koşa sandığa gidiyor. Bu hem bilinçle, hem de dayanışmayla ilgili. Çünkü onlar omuz omuzalar. Peki sen neden dayanışmıyorsun kardeşim? Pekala kendini önemsiz de görüyor olabilirsin ama kafanı kaldır da etrafına bak. Orada ümidini yitirmemiş bir çok savaşçı göreceksin. O zaman eylem kırıcılık yapıp, umutsuzluk pompalamayacaksın kardeşim. Dayanışmanın bir parçası olamıyorsan en azından ahengi bozan bir unsur olma be kardeşim!

Bak insanlar hayatlarını ortaya koyup, fedakarlık yapıyor. Kimisi bildiri-broşür dağıtıyor, kimisi sosyal medyada propaganda yapıyor, kimisi kapı kapı dolaşarak sandık gözetmeni örgütlüyor. Herkes bir şeyleri göze alıyor çünkü artık bu gidilen yolun telafisi yok. Senelerdir yapılmayanların diyetini ödemek zorundayız artık!
İnanmıyorsan da inançlı insanlara saygı duy be kardeşim. Bu düzen öyle ya da böyle DE-Ğİ-ŞE-CEK. Devrimci olacak kadar cesaretin yoksa, karamsarlığınla onlara engel olmayacaksın.

Aslında senin bildiğini ve gördüğünü bizler de biliyor ve görüyoruz. Ama gerçeklik seni korkuturken, bizleri daha çok mücadeleye yönlendiriyor. Çünkü başka çaremiz yok. Sen ise “Bu seçimden bir şey olmaz” diyerek ümitsizlik zehrini pompalıyorsun. Bu türlü kaos durumlarında en kolay yayılabilen şeydir ümitsizlik. Adam örgütlemek zordur ama ümitsizlik örgütlemek çok kolaydır; bunu yapma bari kardeşim.

“Ben herkese tepkiliyim” diyerek oy vermeyi reddediyor ve bize Avrupa’yı örnek gösteriyor da olabilirsin. Türkiye, Avrupa değil ki kardeşim. Avrupa sistem tartışmasını artık aşmış, oy verilecek tüm siyasi partiler yaklaşık olarak aynı şeyleri söylüyorlar. Türkiye’de böyle tepki gösteremezsin. Senin oy verebileceğin en kötü parti bile mevcut iktidar partisinden daha iyidir, bunu aklında tut kardeşim.

Kimileri seçimleri bir oyalama olarak görüyor da olabilir. Ancak şunu bilelim ki çıkan sonuç iktidarın istediği gibi olursa bir daha “oyalanacak” vaktimiz bile olmayabilir. Felaket tellallığı mı yapıyorum? Hayır, bu iktidarı hiçbir şeyle kıyaslayamazsın. Türkiye’de faşizm ilk defa kitleselleşiyor. “Parlemeneter sistem” senin için bir seçenek de olmayabilir, ancak tüm devrimci hareketlerin kendi dönemlerine özgü taktik ve stratejileri de vardır. En azından taktik gereği oy verip mevzi kazanabilirsin kardeşim.

İşin aslı bu: Mevzi savaşı. Topyekün Geziciler, muhalifler ya da demokratlar. Adına ne dersen de. Taarruza geçebilmek için önce son kalemizi iyi savunmak zorundayız. “Oy kullanmak” belki de sana tanınan son özgürlük.

Güçlerimizi birleştireceğiz, omuz omuza olacağız. Tıpkı Gezi’de olduğu gibi. Zaten Gezi’yi yaratan insanlar şimdi koşa koşa oylarını korumak için sandık başlarına gitmiyorlar mı? Bu duyarlılık bile aslında Gezi ruhunun bir sonucu.

Her şeye rağmen “benim için hepsi aynı” diyorsan, biraz da karşı taraf açısından bak. İktidar da senin için aynı şeyi düşünüyor. “Bunların hepsi muhalif, yok edilmeli” diyor. Kapına dayandıklarında oy kullanıp kullanmadığını sormayacaklar. Senin attığın bir oy bile onları mutsuz edecek. Sadece onların huzurunu bozmak için bile oy kullanmaya değer.

TürkSolu
Erkan Karaarslan
26 Ekim 2015

http://www.turksolu.com.tr/kullanilmayan-her-oy-iktidara-gider/

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *