Sözcü
Yılmaz Özdil
yozdil@sozcu.com.tr
10 Ekim 2015
Elin oğlu, hurdadan uçak gemisi çıkardı…
Bunlar, donanmanın hurdasını çıkardı!
1992.
Teee 23 sene evvel.
Varyag.
304 metre uzunluğunda, 75 metre genişliğindeydi. Dağılan Sovyetler Birliği tarafından Ukrayna’ya hibe edilmişti. Aslında, Kuznetzov sınıfı uçak gemisi olarak tasarlanmıştı. Ancak… Sadece yüzde 67’si tamamlanabilmiş, Sovyet ekonomisi çökünce, öylece bırakılmıştı. Motoru yoktu, dümeni yoktu, henüz üzerinde priz bile yoktu. 50 bin ton ağırlığında yüzen kütleden ibaretti.
O dönemde parasızlıktan memur maaşlarını bile ödeyemeyen Ukrayna, Varyag’ı hurda fiyatına satışa çıkardı. Rüşvet pazarlıkları altı sene sürdü. İngiltere ve Avustralya da talipti ama, neticede, Hong Konglu bi işadamı tarafından 20 milyon dolara satın alındı.
Varyag’ı ölmüş eşek fiyatına kapatan Hong Konglu işadamı Xu Zengping, güya turizm şirketi sahibiydi. “Varyag’ı dünyanın en büyük yüzen kumarhanesi yapacağım” diyordu. Elbette palavraydı, buna inanmak için öküz olmak gerekiyordu. Ama… Her pazarlık toplantısına 50 şişe votkayla gitmiş, ayakkabı kutularını (!) şakır şakır dağıtmış, Varyag’ı tereyağından kıl çeker gibi, almıştı.
İyi de, Çin’e nasıl götürecekti? Hollandalı uzman bir şirketle anlaştı, çekici ve itici römorkörlerle sürükleye sürükleye götürecekti.
Kabak bizim başımıza patladı… Washington “sakın geçirme” dedi. Montrö’ye göre, bu ebatta bir savaş gemisi boğazlardan geçemezdi. Hadi bakalım, Hong Konglu işadamı bu sefer Ankara’yla pazarlık etmeye başladı. İki sene sürdü. Varyag iki sene boyunca, römorkörlerin yedeğinde, Karadeniz’de döndü dolaştı.
2001’in sonunda… Don lastiğini bile Çin’den ithal eden Türkiye daha fazla dayanamadı, Varyag’ın geçmesine izin verdi. O güne kadar sert bi ifadeyle “uçak gemisi geçemez” diyen yetkililerimiz, aniden liboşik bi ifadeyle “uçak gemisi değil ki, motoru bile yok” demeye başladı.
Hong Konglu işadamı, uygun ayaklara uygun ayakkabı kutularını dağıtmıştı. Bugünkü yalaka basınımız, o zaman da yalakaydı, “Çin’den 2.5 milyon turist gelecek” manşetleri atıldı. Sayın ahalimiz pek sevindi, velinimetimizin (!) fotoğrafını çekmek için Boğaz’a koştu.
Varyag, olanca heybetiyle İstanbul boğazından ağır ağır geçti, Marmara’yı katetti, Çanakkale boğazından geçti, Ege’ye açıldı.
Yunanistan’ın Eğriboz adası açıklarında fırtınaya yakalandı, halatlar koptu, Varyag başıboş sürüklenmeye başladı. Hong Konglu işadamı, güvertede görev yapmaları için Filipinli denizciler tutmuştu. Yunan sahil güvenlik helikopteri Varyag’a indi, Filipinlileri kurtardı. Halatlar yeniden römorkörlere bağlanmaya çalışılırken, Hollandalı bir gemici, denize düştü, öldü. Gümbür gümbür hava, altı saat sonra duruldu.
Mısır, bizim kadar kolay lokma değildi. Süveyş Kanalı’ndan geçişine izin verilmedi. Römorkörlerle çekile çekile Akdeniz’i katetti, Cebelitarık’tan geçti, Atlas okyanusuna çıktı, Afrika kıtasını aşağıya kadar indi, Ümit Burnu’ndan dolaştı, Hint okyanusuna açıldı, Malakka boğazını geçip, Çin’e ulaştı. Üç ay sürmüş, 28 bin kilometre yol yapmış, beş milyon dolar harcanmıştı. Sene 2002 olmuştu.
Dalian tersanesine yanaştırıldı, üzerinde dokuz sene çalışıldı, 2011’de tamamlandı, adı değiştirildi, Liaoning yapıldı, Çin’in ilk uçak gemisi olarak denize açıldı. Sene 2012 olmuştu.
Ve şu anda, Esad’ı korumak için… 24 savaş uçağı, 12 helikopter, savunma-saldırı füzeleri, 2 bin 600 personeliyle Suriye’de!
Peki, teee 23 sene sonra…
Bize tatile gelen Çinli sayısı ne?
Hâlâ 100 bin.
Bize kalmaya gelen Suriyeli sayısı ne?
Şimdilik 2.5 milyon.
E, bravo.