Naci Kaptan
24.10.2015
Antoine Lavoisier
“Bu kelleler hiçbir şeye yaramaz”
Bu yazı dini, mezhebi, memleketi ne olursa olsun,insanlığa yararlı hiçbir şey üretmeyen ve beyinleri ile yüzleri gericilige dönük olan tüm dunya yobazlarına ithaf olunur :
Kimya biliminin dehası Lavoisier’nin, asıl eğitimi hukuktu ve Paris Barosu’na kayıtlı avukattı. Bilimsel gözlem ve yorum üzerine yaptığı konuşmaları ile ünü bütün dünyaya yayılmıştı.Kimya bilimini reddeden yobazların kafasını gösterip “Bu kelleler hiçbir şeye yaramaz” dedi. . Ayni gün yargılanıp ölüme mahkûm edildi.
Lavoisier, matematikçi dostu Lagrange’i çağırdı.
“Kellem giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak;
eğer iki kere kırpıyorsam bil ki, insan kafası kesildikten
sonra bir süre daha beyninin düşünmekte olduğunu anlarız.”
Lavoisier’nin kafası kesildikten sonra sepete düştü ve gülerek iki kere göz kırptı.
Matematikçi Lagrange diyor ki, “Lavoisier’nin son saniyedeki ispat arayışı,bilimselliğin yüzyıllar sürecek meşalesidir.Ama o yobaz kafalar kötülük ve gericilik üretmek için asırlarca karanlıkta sürünecekler…”
Antoine Lavoisier kimdir ?
Antoine-Laurent Lavoisier Parisli zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Daha küçük yaşında iken annesini yitiren Lavoisier, babasının yakın ilgi ve bakımıyla büyür; başlangıçta belki de onun etkisiyle, hukukçu olmaya yönelir. Ancak bu arada uyanan deneysel bilim merakı, çok geçmeden bir tutkuya dönüşür. Yirmi bir yaşına yeni bastığında, Paris’in sokaklarını aydınlatma proje yarışmasında birinciliği alır, Fransız Bilim Akademisi’nce altın madalya ile ödüllendirilir.
25 yaşına geldiğinde, özellikle kimya alanındaki çalışmaları göz önüne alınarak Akademi’ye üye seçilir. Bu arada hükümetin özel bir komisyonunda görevlendirilen genç bilim adamı, metrik sistemin oluşturulması, Fransa’nın jeolojik haritasının çıkarılması gibi etkinliklerden tarımda verimin yükseltilmesine uzanan pek çok uygulamalı bilim çalışmalarını düzenler. Ayrıca o sırada bir tür abluka altında olan ülkesinin savunma ihtiyacı barutun üretim sorumluluğunu üstlenir.
Genç bilim adamı bu kadarla da yetinmez; ilerde yaşamını yitirmesine yol açan bir işe, ülkenin bozuk vergi sistemini düzeltme işine el atar. Ama tüm bu uğraşlarına karşın Lavoisier, kendisini asıl ilgilendiren bilimden kopmamıştır; her fırsatta özel laboratuvarına çekilip deneylerini sürdürmekten geri kalmaz.
Lavoisier, Devrim Mahkemesi önüne çağrılır.
İki suçlamaya hedef olmuştur:
1.Devrim karşıtı olarak karalanan aristokrasiyle ilişkisi;
2.Vergi toplamada yolsuzluk (Lavoisier topladığı vergilerin küçük bir bölümünü laboratuvar deneyleri için harcamıştı).
Lavoisier’yi kurtarmak için dostları mahkemeye koşmuştu ama tanık olarak bile dinlenme geregi duyulmamıştı. “Yurttaş Lavoisier’in çalışmalarıyla Fransa’ya onur sağlayan büyük bir bilgin olduğunda hepimiz birleşiyor, bağışlanmasını diliyoruz” dilekçesiyle başvuran günün seçkin bilim adamlarına, yargıcın verdiği yanıt kesin ve çarpıcıdır:
“Cumhuriyet’in bilginlere ihtiyacı yoktur!” Galileo yaşamının son on yılını Engizisyon’un göz hapsinde geçirmişti. Lavoisier’in sonu daha acıklı olur: 51 yaşında iken, “devrim” adına kafası giyotinle kesilir. Lavoisier, boynunun vurulmasını beklerken kitap okuyordur. Cellat, onu giyotine götürmek için yanına geldiğinde, Lavoisier, nerede kaldığını unutmamak için okuduğu kitabın arasına bir kitap ayracı koymuştur.