Vedat Konak
v.konak@hotmail.com
Entegrasyon Komitesi
İsviçre- Vevey
CAMİLER,TEKKELER,TÜRBANLAR,ŞERİATÇILAR
VE SARAYLARLA HORTLATILAN ORTAÇAĞ!
Ortaçağı yeniden hortlatan Erdoğan’ın içinde bulunduğu ruh hali:‘feodal diktatör psikolojisi’
“Erdoğan: Bir yerde minare varsa orası müslüman yurdudur” dedi. Kendi sarayına kurduğu Beştepe Millet Camii’sinin açılışını yapan Erdoğan, “aynı anda üç bin kişi namaz kılabilecek” dedi.
Büyük saray ve camiler yaptırarak, Osmanlı özentisine kapılıp padişah ve halife olmak isteyen Tayip Erdoğan’dan bazı inciler:
>> “Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler askerimizdir…“
>> “Ben tekkeye değil dergâha gittim…., “Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, laiklik elden gidiyor. Yahu, bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek yahu!”
>> “Fanilere kul olmayacağız, dedik. Fanilere kul olmayacağız, sadece Allah’a kul olmanın hazzını yaşayacağız.
>> “Elhamdülillah şeriatçıyım. Şu anda kahrolsun şeriat diyenler, kendi kendilerine kahroluyorlar.“
>> “Ben İstanbul’un imamıyım.“
“Bu ülkenin yüzde 99′u Müslüman. Hem laik, hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik. İkisi bir arada olduğu zaman adeta ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisinin bir arada olması. Durum böyle olunca ben Müslüman’ım diyenin tekrar yanına gelip bir de aynı zamanda da laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslüman’ın yaratıcısı olan Allah kesin hakimiyet sahibidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bak yalan koskoca bir yalan.”
Türk İslam sentezini esas alan pan İslamistlerin Şeriat hazırlıklarının geldiği son nokta, diktatörün medrese, Saray-külliye,Cami dayatması ile birlikte, kışla ve üniversitelere de cami yapma furyasının ayuka çıkması oldu… İŞİD’leşen AKP, hiç bir sınır tanımadan her yeri camilerle doldurmaya devam ediyor..
‘Ankara’daki saray ile İstanbul’da yapımına devam edilen 50 bin kapasiteli devasa Çamlıca camisi yalnızca gösteriş merakından değil, aynı zamanda İslam dünyasında kendisine saygı ve prestij kazandırıp halife olma hayellerinin de bir sonucudur!
RT Erdoğan, İstanbul’da inşaa ettirilen Çamlıca camiisinin avlusuna Erdoğan’ın türbesini yaptırmak istiyor..
Dağlara, kayalara, gösteriş için en yüksek yerlere camiiler kurulmasını emrini veren Erdoğan’ın kendi memleketi olan Rize’nin Güneysu ilçesindeki bin 130 rakımlı Kıble Dağı’nın zirvesine ‘Kıble Dağı Camisi’ yapıldı. Güneysu ilçesinde, kıble yönünde olması ve ilçenin birçok yerinden görülebilmesi nedeniyle Kıble Dağı ismiyle anılan bin 130 rakımlı dağın zirvesine inşa edilen cami’ye Erdoğan camisi de deniliyor!
R.T. Erdoğan’ın Ankara’da yaptırdığı Ak Saray ve Beştepe camiisi ile İstanbul Çamlıca’da yaptırdığı ‘dev’ camii sadece gösteriş için değil, aynı zamanda kendisine İslam dünyasında prestij kazandırıp Halifeliğinin yolunu açmaktır..
”ERDOĞAN CAMİİ YAPIMLARINI YAKINDAN TAKİP ETTİ”
Recep Tayyip Erdoğan’ın, En yüksek tepeye planlanan Kıble dağı ve Çamlıca Camiinin inşa sürecini ilk gününden itibaren en ince detayına kadar baştan sona ilgileniyor!
R.T. Erdoğan’ın Ankara’da yaptırdığı Ak Saray ve Beştepe camiisi ile İstanbul Çamlıca’da yaptırdığı ‘dev’ camii sadece gösteriş için değil, aynı zamanda kendisine İslam dünyasında prestij kazandırmak için dir..
ÇİN’de konuşan Erdoğan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada,”Çin’de 35 bin cami ve 40 bin din görevlisinin bulunduğunu öğrendiklerini, fakat bunun Çin’in şimdiki nüfusuna oranla yeterli olmadığını ve gerekirse yardım edeceklerini söyledi.” Minarenin olduğu yeri kendi toprağı ilan eden Erdoğan, sanki Çinde’ki 35 000 caminin minaresi yokmuş gibi yeni bir gaf daha işledi! Çin’i de böylece Müslüman yurdu sayan Erdoğan, ”Bir yerde minare varsa orası müslüman yurdudur.” diyerek 35 000 camisi oan Çin’ i de şimdiden İŞİD’varice tehdit etti..
Erdoğan, Cuma namazını Cakarta’daki dünyanın en büyük dördüncü camisi olan İstiklal Camii’nde kılarken ”3 önemli şeyimiz, islam,islam ve yine İslam” diye konuşan Erdoğan, Endenozya’nın nüfus oranına göre çok az camii’ye sahip olduğunu idda etti.
AKP, İŞİD’leşiyor!
Erdoğan Heryere Cami kurulması emrini verdi. Yüksek tepeler, Dağlara ve şimdi de Plajlara, denizin içine cami…
AKP, cami ve mescitleri toplumu dinsel taciz altına almanın, dincileştirmenin aracı olarak kullanmayı, bu yolla ülkeyi İŞİD ve Nusra’nın yaptığı gibi din devletine sürüklemenin altyapısını hazırlamayı sürdürüyor!
Erdoğan şahsında kurulmak istenen yeni Osmanlıcılık, Erdoğan’ın ben Ortadoğu’nun eş başkanıyım naraları da bu teminattan dolayı idi. Erdoğan beyaz Türklük yerine Yeşil Türklüğün öncüsü olacak, Ortadoğu da ılımlı İslam’ı yaygınlaştıracak ve müttefiki olduğu ülkelere hizmet edecekti. Hayal ettiği yeni Osmanlı halifeliği için Kürtlerin oyuna muhtaç olan Erdoğan önce Kürtleri kandırma yolunu tuttu. Fakat tek başına iktidar olur olmaz Türkiye de yaşayan her kes Türk’tür diyerek gerçek yüzünü gösterdi. Başlarda kışla siyaseti ile varlığını devam ettiren bir ülke 2002 yılı AKP’nin siyaset sahnesine çıkması ile camii siyaseti başlayacaktı. Camii siyasetinin önündeki engelin kışla siyaseti olduğunu söyleyen AKP zihniyeti özünde kışla ile ittifak sağladılar ve kışlanın içine de Camilerini kurdular!
Bütün resmi daireleri, asker ve polis dahil heryeri mescitlerle donatan, özel okullara ibadethaneyi zorunlu hale getiren, plajları haremlik selamlık olarak ayırmaya başlayan AKP bu kez plajların ortasına, denizin üstüne cami yapmanın yolunu açtı.
Hükümet; Kıyı Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin yönetmeğin 4. maddesinde Taliban tarzı bir değişiklik yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan değişiklik, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Yapılan bu düzenlemeyle isteyen birisi gelip bir plajın ortasına, sahildeki bir parkın ya da kampingin içine, koyu bir şeriatla yönetilen Suudi Arabistan’da olduğu gibi mescit ya da cami inşa edebilecek. Uygulama sadece plajlarla sınırlı olmayacak. Çamlıca tepesine yapıldığı gibi İstanbul Boğazı’nda, İzmir Körfezi’nde, Antalya Limanı’nda da deniz üstüne cami diye ucubeler yapılabilecek.
Düzenleme, radikal dinci tarikatlar ya da AKP’nin içindeki yobazlar ileride plajlara cami, mescit kurup, sonra da “Burada Allah’ın evi var, mayoyla, bikiniyle denize girilir mi? Haşema, tesettür mayo giymek zorundasınız” demeye başlayabilecekleri anlamına da geliyor.
Sevgi ve Saygılarla