VATANDAŞIN KÖŞESİ *** SARAYLAR CAMİLER VE KARA PARA DÖNEMİ!

Vedat Konak
v.konak@hotmail.com
15.07.2015

SARAYLAR CAMİLER VE KARA PARA DÖNEMİ!

Türkiye’de Para Kaçırma Yasası Çıkarıldı!

Son yıllarda Dünyada ne kadar kirli para varsa, hatta kadın ve uyuşturucudan elde edilen milyarları Türkiye’de aklamayı en büyük ekonomik faaliyet diye yutturan AKP, tek başına iktidar olamayınca kaçakçılığı meşrulaştırma kanunu çıkardı: Mafya babaları, kadın, uyuşturucu ve silah tüccarları artık kara paralarını Türkiye’ye taşıyor! Erdoğan’ın saray mahzenleri, yeraltı odaları boşuna inşa edilmedi!

TÜRKİYE’Yİ “KARA PARA AKLAMA ÜSSÜ” YAPTILAR…

Son yillarda Türkiye 37 milyar dolarlık altın ithal edip, 24 milyar dolarlık altın ihraç etti. İhracat tutarının büyük kısmını doğrudan İran’a yapılan sözde ihracat oluşturdu. Ayrıca, 2011-2015 döneminde toplam 96 milyar Euro kara para transferi yapıldığı MASAK raporlarına girdi.

Türkiye’nin son on bir yılına damgasını vuran “mafyatik”yönetim anlayışı,  ülkeyi adeta kara para cenneti haline getirmiş bulunuyor. Kirli işlerde rol alanların, bu işlerde ortaklık ve işbirliği yayanların yargılanmasını engellemek için gidilen hukuka aykırı düzenleme ve uygulamalarla yargının eli kolu bağlansa da  bu yönetimin sonu geldiğinde, söz konusu kara sermaye topluca yurt dışına kaçarak ekonomik bir şoku tetikleyebilecektir.

Erdoğan, Çamlıca Camisi için dünyanın en kuvvetli hoparlör, diğer bütün camilerin imam hortlamalarını bastıracak ses cihazlarının temini için emir verdi! Emir kılıçtan keskin! 800 000 dolarlık ses cihazları ısmarlandı…!

AKP’yi iktidarda tutmak için getirilen bu 74 milyar doları, ilk etapta başka partilerin millet vekillerini satın alma veya erken seçimleri finanse etmekte kullanmayı hesaplıyorlar. AK Saray manzenleri tam bir güven sağlayamazsa, bu kara para tekrar geri çıkacak!

İçerde Kara Para ekonomisi ile saltanatlarını sürdürme kararlılığı devam ederken, Ortadoğu’da destekledkleri terör örgütleri, başka toplumların insanlarının kafalarını, kendi mezheplerinden olmadıklarından dolayı kesmeye devam ediyorlar.

TC’nin her alanda destek verdiği bu vahabi-şeriatçı terör gurupları, ”muhalif” denilerek maskelenmiş ve Türkiye sınırı dahilinde sakalları kesilmiştir, başka değişen bir şey yoktur…

Bilindiği gibi, Türkiye, Arabistan, Pakistan ve Katar ve benzeri Sunni devletlerinin her türlü destek sağladığı, adlarına muhalif denilen şeriatçı katiller tarafından Suriye’de başta Kürt,Nasturi ve Aleviler olmak üzere İslam dışı topluluklara yönelik İslam Cihadı adına vahşi metotlar uygulanmaktadır…Adlarına ‘muhalif’ denilen bu İslami teşkilatlar, Türkiye’den gelen en modern silahlarla,Ortaçağ’ın en ilkel katliam yöntemlerini kullanıyorlar…

AKP ve TSK desteğindeki bu Selefiler, İslam’ın ilk yayılma dönemlerinde kullanılan bütün vahşi metotları, piskolojik savaş yöntemlerini yeniden pratikleştirdiler.Vahabiler, Selefi Bedeviler Suriye’de kafa keserken, TC rejimi, bu şeriatçı terör militanlarını Türkiye’de eğitip, donatmaya devam ediyor. İşte Suriye’de mezhepçi bir politika izleyerek, bu ülkenin iç savaşa sürüklenmesinde önemli rol oynayan ve  Irak’ta da mezhep savaşı çıkarmayı amaçlayan bu aynı kafa yapısıdır..

Erdoğan başka alternatif bulamayınca dünyanın en adi Seleficilerine sarıldı: Müslüman Kardeşler rejimi gecikince, İŞİD, El-Kaida ve NUSRA başta olmak üzere, Cihatçı terör örgütlerine bel bağlandı. TC cephanelikleri adeta boşaltıldı, bu arada Afyon’da, MİT tarafından mesai dışında cephane çalınırken gerçekleşen kazada bir sürü asker öldü ve bunun üstü de doğal olarak kapatıldı!

AKP ile Selefi terör örgütü Al-Nusra’nın hayata bakışı aynı. Her ikisi de kuvvetler ayrılığını(demokrasiyi)  istemiyor. Her ikisi de dini inançları siyasetlerine alet ediyor, kadınlara türban çarşaf üniformalarını giydiriyor, nüfus patlamaları yoluyla İslamı yaymaya çalışıyorlar. Her ikisi de çoğulculuğa karşı… Her ikiside Suudi-Katar dolarları ile ayakta.

IŞİD-NUSRA-El-kaida kafasını destekleyenlerin ve aynı ideolojinin malı olanların, yeni paradigmaya özgü yeni değerlere uymadığı açık.

Bu anlayışın artık dikiş tutmadığı ve hiçbir ülkeyi yönetemeyeceği Mursi örneğiyle birlikte yeniden anlaşıldı. AKP’nin Türkiye’ye dayatmaya çalıştığı yaşam tarzı ve siyasal anlayışın artık hiçbir karşılığının kalmadığı görülüyor.

Ilımlı Müslümanlar silah tüccarı olup çıktılar… AKP Suriye’de savaş kışkırtıcılığını boşuna yapmıyor, 4 senede Türkiye’den Suriye’ye sokulan silah değeri 28 Milyar doları geçti.

AKP’nin ekonomik büyüme senaryoları, taşıma su ile, dışarıdan getirilen dövizler, Avrupa uyuşturucu – silah- kadın ticaretinden gelen Euro’larla şişirilen, rakamların değiştirilmesi yolu ile manipüle edilen, halkın banka kredileri ve kredi kartı ile borçlandırılması yoluyla pazarın hareketlendirilmesi izlenimi verilen bir “büyüme”dir. Bu oyun ilelebet süremez. En çok güvendikleri inşaat sektörünün içine girdiği kriz, sunni “ekonomik büyüme”nin iflasının ilk işaretleridir.

Şimdi bu kara para akımı yavaş yavaş durmaya başladı, ekonomiyi düzeltemeyen, işsizliği bitiremeyen, sosyal yaşamı kısıtlayan, özgürlük karşıtı, çoğulculuğu hazmedemeyen AKP’nin gideceği fazla bir yol kalmamıştır. Şimdi; abartılı darbe söylemleriyle yeniden bir mağduriyet edebiyatına sarılarak tabanını tahkim etmeye çalışıyor, ama aynı AKP askeri kesimlerle iç içe, İHD veya benzeri paravan örgütler şemsiyesi altında TIR’larla Suriye’ye silah sokuyor.

Türkiye’de Osmanlı kafası ile manipüle edilen cahil halk dışında Erdoğan’a güvenecek bir toplum kalmadı.

Böylesine bir kaos, karşıt tekke, tarikat, hizip ve cemaatlerin başlattığı iç dalaşma, iktidarı ele geçirme operasyonları, bu kez içerden AKP’ye  önemli bir darbe vurmaya başladı.

Büyük saray ve Camilerle kafa bulan R. T. Erdoğan’ın kontrol mekanizması tümden sarsılmaya başladı! Polis, savcı ve hakimlere dalaşmalar, futbol sahalarına yapılan müdahaleler, Sanatçı adı altında kara para aklatan Mafya elemanlarından meddet ummalar işin cılkını çıkarttı!

Gözü petrolde olan AKP’nin Kürt Sorunu hakkında oyalama hamleleri dışında hiç bir somut adım atmadığı, Kürtleri MİT’in oyuncak bir sorunu haline sokmak istediği bir kez daha ispatlandı. MİT ajanlarınca, Hamidiye alayları gibi yönetilmeye çalışılan bazı Kürt gurupları ise, aldatıldıklarını anlayarak, AKP’yi terk ettiler.

Yeni Osmanlı, doğmadan gelecek krizine girdi. Devet kontrolündeki Sunni tarikat ve hizipler, AKP nin en büyük sponsoru Seleficilik, parayla satın alınan bazı aşiret ve tarikatlar, Müslüman kardeşler ve terörcü şeriatçılar dışında pek taraftar kalmadı. Yeni Osmanlıcılık bir ütopya olarak kalmaya mahküm edildi.

1980’li yıllardan beri yükselen, Türkiye’yi Osmanlı’nın devamı anlamında islami temelde yeniden kurmak fikri, “İslami Dünyayı birleştirip önderi olmak” veya benzeri tonlarda, Turgut Özal döneminden beri yükselen yayılmacı, eski Osmanlı ruhundan hareketlenen bu türden  yağma ve talan hareketleri sert kayalara çarpıp duruyor. Zaman çok değişti, sakallı Türbanlı çetelerle bir yere varmak mümkün değil artık…Asıl Çeteler Susurluk veya Lice’de değil, devletin meclisi denilen BMM’inde, Genelkurmay karargahı, İstihbarat  ve Emniyet müdürlüklerinde üslenmişlerdir.

Politik devlet çetelerinin keyfi uygulamalarla geri dönüşsüz zararlar verdiği İstanbul, eşkiya çetelerinin çöplüğü haline getirilmiştir. Her yer Arap yayılmacılığını simgeleyen Camilerle dolmuş, din adına Arapça bağırıp çağrışan  imamların gürültüsü sakin yaşamayı imkansız hale getirmiştir…Kuru gürültüyle gaza gelen din tüccarı İmamlar, kendilerine sağlanan olağanüstü imkanlarla devlet içinde devlet haline gelerek en büyük çete halini almışlardır.

Evinin penceresinden bakan insanlara, İslam reklamı yapan yüksek cami minareleri ve Ağaoğlu gökdelenlerinin beton yığınlarıyla, güzelim Mavi denize bakan ufuklar karartılmıştır…, büyük beton yığınlarının gölgeleri ile cehenneme çevrilen şehirler birer uygarlık mezarları heline çevrilmişlerdir.

CHP, AKP hırsızlarının peşine takıldı!
CHP ve diğer partiler artık AKP ile aynı gemideler ve kara para onların da iştahını kabartacak, muhalafet adı altında, AK saray’da muhtşem odalarını seçeceklerdir.Cami minaresi ve yüksek Ağaoğlu gökdelenleri dışında hiç bir sanat değeri olmayan yapılarla betonlaşan şehirleri üs edinen kara paracı AKP, sahte muhalafet desteğinde devletin bütün organlarını kullanarak, Osmanlı tipi keyfi bir yönetimle kitleleri baskı altında tutmaya devam edecektir…

Sevgi ve Saygılarla

Entegrasyon Komitesi İsviçre- Vevey

This entry was posted in VATANDAŞIN KÖŞESİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *