Adım adım Suruç *** ““Stratejik Derinlik”, “Komşularla sıfır sorun”,“Kadim kültürümüz medeniyetimiz” gibi içi boş sloganlarla, Kafkaslar’da, Balkanlar’da ve Ortadoğu’da, Osmanlı etkisinin hayali peşinde koşuldu.”

Emre Kongar
ekongar@cumhuriyet.com.tr
23 Temmuz 2015 Perşembe
Cumhuriyet

Adım adım Suruç

Hiç kıvırtmadan, hamaset yapmadan, Suruç katliamına yol açan süreçleri üç ayrı bağlamda özetleyelim:

I) Dış politika bağlamında:

1. “Stratejik Derinlik”, “Komşularla sıfır sorun”, “Kadim kültürümüz medeniyetimiz” gibi içi boş sloganlarla, Kafkaslar’da, Balkanlar’da ve Ortadoğu’da, Osmanlı etkisinin hayali peşinde koşuldu.

2. Din olarak İslam, mezhep olarak Sünnilik, dünya ve Ortadoğu politikalarında ana eksen yapıldı.

3. Irak’ın ve Kuzey Irak’ın içişlerine de din ve mezhep ekseninde müdahale edilmek istendi ama bunlar, hem dirençle karşılaşıldığı hem de ekonomik menfaatlerin zedelenmesi istenmediği için utangaç girişimler seviyesinde kaldı.

4. Suriye’deki radikal askeri İslami oluşum, hem Esad’a hem de Kürtlere karşı askeri bir güç olarak kullanılmak istendi.

5. Suriye politikası büyük zikzaklar çizdi, herkesin güvenini yitirdi.
a) ABD’nin Ortadoğu politikasıyla uyum sağlamak için Esad ile dostluk bozuldu.
b) Ama sonradan bu çizgide aşırıya gidildi, Suriye politikası Esad karşıtlığına endekslendi.
c) ABD, Esad gerçeği karşısında geri adım atınca, buna uyum sağlanamadı, IŞİD destekçisi olarak yalnız kalındı.

6. Suriye’de Kürtlerle IŞİD arasındaki çatışmalarda, Kürtlere karşı IŞİD’den yana tavır kondu.

II) İç politika bağlamında:
1. Silahlı kuvvetler güçsüzleştirildi, hem etkisi hem morali neredeyse sıfırlandı.
2. Güvenlik güçleri birbirine düşürüldü, büyük tasfiyelerle güçsüzleştirildi.
3. İstihbarat örgütleri keyfi yönetime bağlandı, güçsüzleştirildi.
4. Adalet mekanizması yozlaştırıldı, savcılar, yagıçlar ve mahkemeler birbirine düşürüldü.
5. Silahlı kuvvetler, güvenlik güçleri, istihbarat kuvvetleri ve adalet mekanizması arasındaki ilişkiler bozuldu, düşmanca rekabete dönüştürüldü.

6. Kürtlerle başlatılan “Barış Süreci” havada kaldı:
a) Gizlice yürütüldü.
b) Güven vermedi.
c) Sonunda inkâr edildi.

7. Ülke dışındaki radikal askeri dinci örgütlerin ülke içindeki uzantıları Kürtlere karşı kullanılmaya başlandı.

III. Uygulamada:
1. Önce Esad “Esed”, “Şamgen”, “yengen” oldu…
2. Sonra “En kısa zamanda Şam’a gidip Emevi Camisi’nde namaz kılacağız” dendi…
3. IŞİD ve yandaşları ile kol kola girildi:
a) Silah, askeri eğitim ve sağlık hizmeti yardımı yapıldı…
b) Hem Anadolu’da hem de büyük kentlerde asker toplama olanağı tanındı…
c) Toplu gösterilerine, toplu namazlarına, propaganda faaliyetlerine izin verildi…

4. Sınır güvenliği sıfırlandı, özellikle IŞİD ve yandaşları için sınır kevgire döndürüldü…
5. Reyhanlı ve Diyarbakır katliamlarının üstleri örtüldü, arkasındaki güçler açığa çıkarılamadı.
6. Urfa ve Suruç’ta, IŞİD için önlem alınmadı, varlığı bile kabul edilmedi.

***

Daha başka bir mantıkla başka çözümlemeler de yapılabilir, ama benim görebildiklerim böyle.Bunlar dikkate alınmadan, boş sözlerle, “Nereden gelirse gelsin…” laflarıyla, “Türkiye düşmanları…” klişeleriyle geçiştirilecek bir durum değil içinde olduğumuz kriz…Unutmayalım, terör önce kendisini kullanmaya çalışanları vurur.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/327995/Adim_adim_Suruc.html

This entry was posted in Bölücü KÜRTÇÜLÜK, FAŞİZM, İSTİHBARAT KURUMLARI, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem, RADİKAL İSLAM, TERÖR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *