18 Haziran 2015
Rifat Serdaroğlu
DEMİREL’LE BİR ÖMÜR
Rahmetli Demirel’le ilk tanışmamız 1965 yazında başlar. Darbe mahkemesi tarafından mahkûm edilen Demokrat Partililer, devletin tepesinde varılan mutabakat gereği Hastanelerden alınan “Sağlık Raporu” ile serbest bırakılıyorlardı.Hapishanede sadece iki kişi kalmıştı. Rahmetli Celal Bayar ve Kemal Serdaroğlu!
Büyük Atatürk’ün silah arkadaşı ve Kurtuluş Savaşımızın Galip Hocası Celal Bayar, sağlık raporu yoluyla tahliye edilmek istemiyor ve hastaneye gitmeyi reddediyordu. Doktorlar, rahmetli babamın bir hastalığı olmadığı için, korktuklarından ona rapor vermek istemiyorlardı. Sonunda rapor vermek için Bakırköy Akıl Hastanesine sevk ettiler. Babamı, bir de Bakırköy Akıl Hastanesine yatırmışlardı.
İşte bu sıkıntılı durumun çözüme kavuşturulması için, rahmeti annem ile birlikte, Suat Hayri Ürgüplü Hükümetinin Başbakan Yardımcısı Süleyman Demirel’i ziyaret etmiştik. Henüz 15 yaşında iken tanımıştım Demirel’i. Sonra onun İlçe Başkanlığını, Belediye Başkanlığını, İl Başkanlığını, Milletvekilliğini, yapmıştım.Cumhurbaşkanlığı döneminde ise iki kez Bakanlık görevinde yakın mesaimiz olmuştu…
İzninizle, üç anımı sizlerle paylaşmak isterim;
*Demirel, yasaklı döneminde İstanbul-Tuzla’da ki yazlık evinde kalırdı. Bir gün, Nazmiye Hanımın bilgisi olmadan gizlice eğlenmek istedi. Yalandan bir toplantı tertip edip, “Baba’yı” evinden aldık. Orhan Keçeli- Mahmut Kavran- Cengiz Kaptanoğlu-Erman Yerdelen-Nevzat Ak ve ben Caddebostan Maksim’e gittik. Rahmetli Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın şovunu birlikte seyrettik, Zeki-Metin’in esprili takılmalarına gülerek karşılık verdi. Tüm salondaki seyircilerin katılımıyla beraberce eğlendik, güldük. Demirel o gece, hoşgörünün- zarafetin- insanlarla bütünleşmenin en güzel örneklerini vermişti.
Sayın Demirel’i evine bırakmaya gittiğimizde saat epey geç olmuştu. Merdiven başında bizi bekleyen Nazmiye Hanımla karşılaştık. “Demirel, Demirel! Saat kaç? Bu çocuklardan da utanmadın mı?” diye bağırınca, Koskoca Demirel, karnesinde kırık not almış öğrenci gibi tek söz söylemeden içeri girdi.Nazmiye Hanım, bizlere baktı ve “iyi yaptınız” dercesine bir göz atıp, bizleri uğurladı…
*İsim ve yer adı hafızası muazzamdı.
3 Mart 1986 da Osman Kibar rahmetli olmuştu. Bornova Kabristanındaki törenden sonra, Çiğli Havaalanına doğru gidiyoruz. Arabanın arkasında ikimiz varız. Altınyol’dan geçerken, bu yolun en az iki şerit daha geniş olmasını istediğini, fakat karayolları yetkililerinin bu genişliği yeterli bulduğunu kızarak anlatıyordu. Demirel, yanındakileri sık-sık imtihan edip, sıkıştırmaktan hoşlanırdı. Altınyol’un sonuna doğru bana “Başkan, sağ taraftaki mahallenin adı ne” diye sordu. Mahallenin adını bilmiyordum! Nasılsa o da bilmez diye; “Cumhuriyet Mahallesi efendim” dedim.Demirel koluma vurarak, “Cumhuriyet Mahallesi şu tepenin arkasında” dedi! Utancımdan; Özür dilerim, İsmail’in (İsmail Uğural-Merkez İlçe Başkanı) bölgesi olduğu için karıştırdım, diye durumu kurtarmaya çalıştım. Yine koluma dokundu ve “Rifat, burası İsmail’in bölgesi değil, Turan’ın (Turhan Arınç-Karşıyaka İlçe Başkanı) bölgesi burası, dedi! Uçağa bindirene kadar ağzımı açamamıştım…
*Özal rahmetli olunca, Demirel Cumhurbaşkanlığına aday olmuştu. Parti kongreye gidecekti.İsmet Sezgin-Köksal Toptan-Tansu Çiller Genel Başkanlığa aday olmuşlardı. Ortalık toz duman içindeydi. 115 Milletvekili toplanarak, İl Başkanlığı yapmış 7 Milletvekilinden oluşan bir heyet seçtiler.Heyet sözcüsü bendim. Demirel’in kongre ile ilgili düşüncelerini öğrenip gruba aktaracaktık. Demirel, heyeti kabul etti.
Ben; “Beyefendi, kongre ile talimatınız nedir, nasıl hareket etmemizi istersiniz” diye sordum.
Demirel, uzunca bir süre düşündükten sonra; “Siz bana Anayasa İhlal suçu mu işleteceksiniz? Ben aday olmaya karar verdiğim andan itibaren, “TARAFSIZIM.” Hiçbir partinin içişlerine karışmam. Sizlere başarılar dilerim” diyerek bizleri uğurladı…
Sadece bu davranışı dahi, onun demokrasiyi yaşam tarzı yapmış gerçek
“DEVLET ADAMI” olduğunun kanıtıdır.Demirel, gökyüzünün çok sadık bir öğrencisi olduğu için, yeryüzünde çok başarılı öğretmenlik yapabilmiş inançlı bir hizmet adamıydı!
Allah gani-gani rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Dilerim Hanımefendisine kavuşmuştur.
Sağlık ve başarı dileklerimle