HabereYORUM
Milyonluk Mercedes’i nedeniyle eleştirilerden bunalan Diyanet İşleri Başkanını kollamak ve korumak için Türkiye’deki 66 ilahiyat fakültesinin dekanı ilk kez bir araya gelerek bildiri yayımlamışlar . Dekanların bu duyarlı davranışı gözlerimi yaşarttı !!!
Bu dekanlar ülkemizde onca yolsuzluk olurken , Devlet hazinesi talan edilirken , camilerdeki rüşvet, yolsuzluk hutbeleri kaldırılırken nerede idiler ? Nerede kaldı ahlak ve fazilet ?
Devlet siyasetçiler tarafından soyulurken , soygunlarda din adamları da görev alırken , Yüce Allah’ın adı yolsuzluğa kılıf edilirken bu dekanlardan tek bir ses çıktı mı ? Üniversitelerin bir görevi de topluma öncülük etmeleridir . Bu dekanlar CUMBaşbakan Erdoğan meydanlarda elinde kuranı kerimle toplumu din ve inanç üzerinden afyonlamaya çalışırken neden yüce Yaradanın kutsal kitabının siyaset meydanında kullanılmasına tek bir söz etmezler ?
Ve neden DiB Mehmet Görmez bu kadar medyanın diline düştü mü ? Bunu sorguladılar mı ?
Ben nedenini yanıtlayayım ; DİB Görmez, Diyanet İşlerini siyasete bulaştırdı. AKP’nin camilerdeki uzantısı oldu. Zaman zaman siyasi demeçler verdi. Sahne ışıkları altında sahnede yer aldı . Hutbeleri bile AKP’nin siyasi çıkarlarına göre belirledi. İmamlar camilerde cemaata AKP mitinglerine gitmek çağrısı yaptılar. Camilere kürsüler kurularak bakanlar, belediye başkanları siyasi propaganda yaptılar . Nerede idiniz İlahiyat dekanları ?
Müftüler kutlamalar için kurandan pastalar yaptılar , yetmedi kabeler yapıldı , yetmedi prefabrik kabe yapıldı , insanlar ihram giyip prefabrik kabeye dua etmeye gittiler .Hani İslamda putperestlik günah idi ? Nerede idiniz İlahiyat dekanları ?
Özetle Görmez ektiklerini biçiyor biçiyor da size ne oluyor ilahiyat dekanları ?
Naci Kaptan / 13 Mayıs 2015
Çiğdem Toker
13 Mayıs 2015 Çarşamba
Cumhuriyet
66 ilahiyat fakültesi dekanına çağrı
Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), toplumun dini konularda güven duyduğu en üst kurummuş. DİB’in “magazinel” bir dille yıpratılmasının, hatta kapatılması vaadiyle politik malzeme yapılması, toplum nezdinde kaygı ve endişelere yol açıyormuş.
Bu nedenle toplumun söz sahibi bütün kesimleri, sorumlu davranmaya ve söylemlerinde daha dikkatli olmaya davet ediliyormuş.Kim diyor bunları?
Türkiye’deki 66 ilahiyat fakültesinin dekanı. Evet, YÖK kuruldu kurulalı, neredeyse benzerine rastlamadığımız bir dayanışma örneği gösteren 66 dekan, birkaç gün önce ortak açıklama yaptı…Ve kimse de kalkıp onlara “darbeci” filan demedi.
Satır aralarından anlaşıldığı kadarıyla, Diyanet İşleri Başkanı’nın lüks makam aracının haberleşmesi, “magazinel dille yıpratma”ya giriyordu.Ki bu yaklaşım bize yabancı değil: Daha önce de Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kurum bütçesiyle ilgili tartışmaları “haddini aşmak” diye yorumlamıştı.
66 ilahiyat fakültesi dekanı, toplumu sorumlu davranmaya davet ederken unutmuş olabilir; hatırlatalım: Bütçesi halktan toplanan vergilerden ödenen DİB’in sadece bu niteliği dahi, kurumu dokunulur ve tartışılır kılar.
DİB hesaplarının, harcamalarının sorgulanmasının dindar olup olmamakla değil, hukuk devleti yurttaşı olmakla bir ilgisi var. Eğer böyle olmasa, en az onun kadar anayasal olan, Sayıştay isimli kurum, DİB’in hesaplarını denetlemezdi.
Mesela, DİB’in “2013 yılına ilişkin Hac ve Umre Hesapları”na dair denetim sonuçları, aylardır Sayıştay’ın internet sitesinde duruyor.Meraklısı, o rapordaki, “doğru ve güvenilir bilgi içermediği kanaati”ni görebilir.
Sayıştay o raporda, Türkiye Diyanet Vakfı’nın (TDV) yürüttüğü Hac ve Umre Hesabı’nda, geçmiş yıl zararları, satışların maliyetine ilişkin kalemlerin hatalı olduğunu belirtiyor. Geçmiş yıl zararlarının “eksi”de Kaldı ki bu veriler, sadece raporda 86.5 milyon TL olarak geçen; hac ve umre hesaplarına ilişkin.Buzdağının görünen yüzü.
O yüzden 66 ilahiyat fakültesi dekanına buradan bir çağrı: DİB’in gerçekten toplumun en üst düzeyde güven duyduğu kurum olduğunu düşünüyorsanız, gelin bir de savunduğunuz kuruma çağrıda bulunun:
DİB, Sayıştay’ın “asıl” raporunu sitesinde yayımlasın.İktidarın gölgesine sığınmadan “kul hakkı” için Meclis denetimine açsın.TDV hesaplarını açıklasın.Cami altı dükkânlar, otopark, baz istasyonu gelirlerini listelesin.
Emin olabilirsiniz: Eğer bu hiç magazinel sayılmayacak sorular için de bir ortak açıklama yaparsanız… Türkiye’de sayısı artık üç haneli rakamlarla anılan hukuk fakültelerinin dekanları, bunca hukuksuzluğa karşın bir kez bile ortak açıklama yapmazken sizin bu çağrınız çok anlamlı olacaktır.