Mehmet Türker
mturker@sozcum.com
14 Nisan 2015
Sözcü
Eyyy Papa!..
Bir o eksik kalmıştı…
Muhtarları kaçak sarayda toplayıp onu da söyler: “Eyyy Papa!..”
Katolik dünyasının ruhani lideri ve aynı zamanda Vatikan’ın Devlet Başkanı olan Papa, bu iktidarın dış politikasındaki başarısızlığının son sembolüdür!..
“Değerli yalnızlık”, Katolik dünyasını temsil eden kişinin Ermeni soykırımı yalanını kabul etmesiyle katmerlenmiştir!..
Şimdi Papa’ya sert bir cevap verilecekmiş… Sonuç?..
Başta ABD’deki şehirlerde olmak üzere dünyanın dört bir tarafında soykırım anıtları nasıl dikildiyse… Birçok ülkede ve son olarak Güney Kıbrıs’ta bile soykırımın “inkarı” nasıl suç olduysa… Türkiye’nin de eli kolu bağlı bunları sadece seyretmek zorunda kaldıysa… Bunun sonucu da o olacak!..
Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Dışişlerine çağırılmış…
Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisi Ankara’ya gelmiş..
Bunların hepsi safsata… Asıl Tayyip’in ne diyeceği…
“Eyyy Papa” diye bir kükredi mi, sadece Vatikan’ın değil, bütün Katolik aleminin dizleri titremeye başlar… Tayyip’in öfkesinden bir tek Vatikan nasibini almamıştı, bütün kardinaller altına kaçırır… Yandaş medyada ise şu başlıkları görebiliriz:
“Darbeci Papa”
“Papa seçim öncesi CHP ile işbirliği yapıyor”
“Papa Pensivanya’dan talimat alıyor, paralellerin uşağı”
Türkiye’nin dış politikasının ne kadar ağırlıklı (!) ve etkili (!) olduğunu (hâlâ anlayamadıysanız) AB Bakanı Volkan Bozkır’ın şu sözlerinden anlayın:
“Biliyorsunuz Papa Arjantinlidir… Almanya’da Yahudi soykırımı yapan Nazi önderlerine işkencecilerine Arjantin kucak açmıştır. Papa da Arjantin vatandaşlığından dolayı böyle bir hissiyat içine girmiş olabilir. Söylediği yok hükmündedir” Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı!..
Ne alakaysa, Volkan Bozkır, Papa’nın önce dönüp kendi ülkesine bakmasını istiyor… Volkan Bozkır’ın da diğer AKP’lilerden farkı yok… Oysa o, Dışişleri Bakanlığı’ndan yetişme eski büyükelçi ve Tayyip’in tabiriyle bir monşer!.. Demek AKP’de de üzüm üzüme baka baka kararıyor!..
Türkiye yıllardır ABD Başkanlarının ağzının içine bakıyor:
“24 Nisan’da soykırım diyecek mi, demeyecek mi?..” Şimdiye kadar demediler, “Büyük felaket” lafıyla geçiştirdiler… Ama her yıl Temsilciler Meclisi ve Senato’da “soykırımın kabulü” gündeme getirildi…
Bu yıl da gözler Obama’da…Ama ben şahsen Obama’nın “soykırım” diyeceğine ihtimal vermem…
Zira Tayyip “Eyyy Obama” diye bağırdı mı, Obama kaçacak delik arar!..
Sevgili okurlar, bunlar da geçer, biz değerli yalnızlığımızın “değerini” bilmeye devam edelim!..
Alkış!..
CHP ilk defa bu seçimde erken davrandı…Seçim kampanyasının lokomotifi durumundaki alkışlı film TV kanallarında sabahtan akşama kadar dönmeye, ilanları gazetelerde tam sayfa boy göstermeye başladı…Kılıçdaroğlu da Kartal mitingiyle önceliği aldı…
Ancak…
“Alkışlı protestonun” anlaşılması biraz zor…Zira alkışın yerleşmiş anlamı bir başarıyı kutlama, sevgiyi ve saygıyı gösterme hareketidir…Bunu protesto anlamında kullanmak biraz zorlama gibi geldi…Filmde alkışlayanların yüz ifadesi bunun protesto olduğunu gösterse de,etkisi toplumun her kesiminde aynı olabilir mi, şüpheli…Ama AKP ve yandaş medya çok rahatsız olduğuna, TRT filme sansür getirdiğine göre, yine de başarılı demektir