EYY MİLANO BARO BAŞKANI *** “Sen ne işe yararsın be! * Sen aldığın %67 oyla kendini Milano’daki tüm Avukatların temsilcisi mi sanıyorsun yahu! Adam elini-kolunu sallaya-sallaya Adliye’ye geliyor, dört kişiyi öldürüyor, sen hala hükümeti devirmek için darbe planlarıyla mı uğraşıyorsun? Niçin oraya gidip, adamları kurtarmadın yahu?”

13 Nisan 2015
Rifat Serdaroğlu

EYY MİLANO BARO BAŞKANI

(İtalya-Milano Adliyesini, silahıyla basan Claudio Giardiello adlı kişi, biri Yargıç biri Avukat olmak üzere dört kişiyi öldürdü) Öncelikle dört günahsız insanın ölümüyle sonuçlanan operasyon için destan yazan kahraman İtalyan Polisini tebrik ediyorum!

Eyy Milano Baro Başkanı! Sen ne işe yararsın be!
Sen aldığın %67 oyla kendini Milano’daki tüm Avukatların temsilcisi mi sanıyorsun yahu! Adam elini-kolunu sallaya-sallaya Adliye’ye geliyor, dört kişiyi öldürüyor, sen hala hükümeti devirmek için darbe planlarıyla mı uğraşıyorsun? Niçin oraya gidip, adamları kurtarmadın yahu?

Sen, biraderim ve Bilal’ in nikâh şahidi Berlusconi için “yolsuzluk yaptı-o hırsızdı” demiştin. Ne oldu? Adamcağız, “Yaşlılar Evinde” dört ay temizlik yaptı, yırttı!

Sen kimsin be!
Benim demokrasimi beğenmezsin!
Benim Sarayıma kaçak dersin!
Benim çocuklarımın yüzlerce milyon dolarlık servetine laf edersin!
Utanmadan benim milyarlarca dolarlık nakit param olduğunu ve bunları sakladığımı iddia edersin!

Senden değil hukukçu, cacık bile olmaz yahu!
Sen daha hukukun temel kanununu bilmiyorsun!
Oku da öğren; “Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir.”
Yani, “Minareyi çalan, kılıfını da hazırlar, sizin gibiler de avucunuzu yalarsınız” demektir.
Hem millet bizi sandıkta akladı, pakladı tamam mı?
Ne demiş atalarımız; “Deveye diken, insanı seven” yaaa na’ber, uyanık barocu.

Paralel paralel paralelli, taralel taralel taralelli! Çözün ulan beni…

HAYDİ, KOKUCU GELDİ
(Pis kokulu Türkiye gitti, Mis kokulu Türkiye geldi. Davutoğlu)

Şimdiki gençler bilmezler! Eskiden şimdiki gibi ithal cenneti değildik. Yabancı parfüm-deodorant kolay bulunmazdı. Bulunsa da, ya Amerikan pazarlarından ya da kaçakçılardan alınırdı.

Fakat o zamanlar, özellikle küçük ilçelerde “Kokucular” vardı.
Üst tarafından açılan, içlerinde çeşitli koku-esanslar bulunan cam ve alüminyum şişecikleriyle dolu, camdan yapılmış çok güzel kutularla satış yaparlardı!

Kokucu, satışını arttırmak için, çeşitli koku isimleri yaratır, bağırarak satar ve ekmek parasını kazanırlardı. Kızkaçıran esansı, kaynana bayıltan kokusu, mevlit kokusu, hacımisi kokusu, asker selamı esansı, kırmızı gül esansı, beyaz gül esansı, manolya kokusu, hanımeli esansı vs…

Tabii ki bunlar “Eski Türkiye’nin” otantik kokularıydı.
Şimdi “Yeni Türkiye” var. Nerdeee o eski kokular!
Şimdi moda Davutoğlu’nun kokuları;

Sadaka dolandırıcıları kokusu, 17/25 esansı, TOKİ tokatçıları kokusu, Kupon arazi kokusu, Haram havuzu esansı, Sıfırlama kokusu, Saraydaki gizem esansı…

Davutoğlu istediği kadar koku üretsin, isterse Isparta’nın tüm güllerinden gülsuyu yaptırıp Türkiye’nin üzerine helikopterlerle döktürsün, 13 yıllık AKP iktidarının yaydığı pis kokuları asla unutturamaz.7 Haziran’da Türk Milleti pis kokuların hepsini sandığa kapatıp, çöplüğe atacak!

Demedi demeyin, kokusu 400’ den 330’a inişten çıktı…

Sağlık ve başarı dileklerimle

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, FAŞİZM, HUKUK-YARGI-ADALET, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, Rifat SERDAROĞLU yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *