Çiğdem Toker
22.04.2015
Cumhuriyet
‘Kaynak’ Öcüsüne 3 İhtimal
Bütçe, basit anlatımla bir tercihler demetidir. Siyasi doğrultusu, ideolojisi ne olursa olsun her iktidarın, neye öncelik verip neyi geri planda tuttuğunu gayet açık resmeder.
• Başbakanlık’a alınacak araç sayısını, bir önceki yıla göre 12 kat arttırmak, bir tercihtir.
• Emniyet bütçesini yüzde 20 artırmak bir tercihtir.
• Diyanet bütçesinin 12 bakanlık bütçesini geride bırakması bir tercihtir.
• Halktan toplanan vergiler 12 yılda 4 kat artarken örtülü ödeneğin 12 kat artması esaslı bir tercihtir.
• 40 kişiye ödenebilecek asgari ücret tutarını bir günlük elektrik faturasına denk kılmak,
•“Şeffaflık” diye yola çıkıp 12 yılda Kamu İhale Kanunu’nu 40 kere değiştirmek, milyarlık ihale sözleşmelerini kamuoyuna açıklamamak, bu sözleşmelerin açıklanacağı Sayıştay raporlarını Meclis’ten gizlemek de öyle.
Karmaşık hesaplara gerek yok. Kendi bütçenizi düşünün.Geliri harcayacağınız yerlerin tercih sırasını değiştirdiğinizde, yaptıklarınız değişmiş olur. Yaptıklarınız değişince, gündelik hayatınız da değişir. Peki, mesele bu kadar yalın ortadayken “kaynak” konusunu, “Öcüler sizi ham yapar” tadında itiraz edenler niye ediyor?
Üç seçenek var:
• Ya bütçe gelirlerini, harcamalara dağıtma işinin siyasi bir tercih olduğunu gerçekten bilmiyorlar (iyi ihtimal).
• Ya mevcut pozisyonlarını kaybedip refah düzeylerinin düşmesinden ölümüne korkuyorlar (yakın ihtimal).
• Ya da bütçeyi hakikaten tükettiler ve bunun korkulu bilgisiyle soruyorlar (kötü ihtimal).
Bu konuda, Sayıştay’ın 2013 yılı bütçesine ilişkin Genel Uygunluk Bildirimi’ne bakmak fikir verebilir. Raporda, “bütçe disiplini ve gerçekleşme değerlendirmesindeki en önemli göstergenin başlangıç ile yılsonu ödenekleri arasındaki sapma” olduğu vurgulanmış. Ardından da bütçesi en çok sapma gösteren 10 kuruluş sayılmış.
Başbakanlık, bütçesinde yüzde 56 oranındaki sapma ile listenin beşinci sırasında. Ulaştırma Bakanlığı yüzde 89 sapma ile üçüncü sırada. Sayıştay; Ulaştırma Bakanlığı’nın 2013’te demiryolu, limanlar ve havalimanı projeleri için 4 milyar 229 milyon TL ödenek istediğini, ancak yılın sonuna gelindiğinde hedeflerle ilgili hiçbir bilgi yer almadığını raporuna geçirmiş. Özeti, “kaynak” sorusundaki telaşın ipuçlarını, iktidarın çok övündüğü mali disiplinin “su alıyor” olmasında, gerçek kayıtları yansıtmayan, saklanan bütçe harcamalarında görmek de mümkün.
CHP’nin ardından dün HDP’nin açıkladığı seçim bildirgesinde, iki partinin de kullandığı ortak bir sözcük vardı: Yaşam… CHP’nin “Yaşanacak Bir Türkiye” için yoksulluğu gidermeye, HDP’nin kadınlara ve gençlere “yaşam” vaat eden; yıllardır alıştığımız “onlar” ve “bunlar” yerine “biz” diyen, korku yerine cesareti özendiren, yüreklendiren söylemlerin iktidarı rahatsız etmesi tesadüf değil. HDP bildirgesi okunurken sosyal medyada “Keşke iki partiye de oy vermek mümkün olsa” dileğinin hızla yayılması da öyle.
Üzerinde polis devleti sopası sallanan bir “istikrar” vaadinin yaşam değil, ölüm ürettiğinin en çok farkında olan iktidarın kendisi çünkü. “Kaynak” sorusu ise bu temel sorunun gülünç bir maskesinden ibaret.