At arabasıyla öğrencilere okul servisi
Prof. Dr. AHMET YILMAZ ŞARLAK
23 Nisan 2015
Cumhuriyet
Bugün 23 Nisan Neşe Dolmuyor İnsan!
Çocukların ağladığını duyuyor musunuz ey kardeşlerim.
Keder yıllarla gelmeden önce
Küçük küçük çocuklar ey kardeşlerim
Acı acı ağlıyorlar
Ötekiler oynarken, onlar ağlıyorlar
Özgürlerin ülkesinde.
Elizabeth Browning
Çeviri: Mina Urgan
Çocuklarımız ile soyumuzu devam ettirir, yok oluşa meydan okur, sonsuzluğa erişiriz. Ulu önder Atatürk’ün dünyada ilk kutlanan Çocuk Bayramı’nı yarının büyükleri, bugünün küçüklerine armağan etmesi, onun sadece büyük gelecek vizyonunun değil, aynı zamanda çocuk sevgisi ve merhametinin neticesidir.
Çocuk yetiştirmek sosyal yükümlülüktür
Risklere karşı savunmasız durumda bulunan çocukların korunması, sağlıklı olarak doğup büyümeleri, kız ve erkek ayrımı yapılmadan eğitim almaları, her türlü barınma sorunlarının çözülerek huzurlu bir ortamda yetişmeleri, aile sevgisi ile büyümeleri, yoksulluğun önlenerek yaşam kalitelerinin yükseltilmesi günümüz toplumlarının en önemli sosyal yükümlülüklerinden birisidir.
Bu yükümlülük nedeniyle hükümetimizce de imzalanan 20 Kasım 1989 tarihli Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle, çocuğun yetişmesinde aile ve devletin birbirini bütünleyen sorumluluğunun yanı sıra; gerektiğinde devletin müdahale etme erki ve sorumluluğu vurgulanmış, çocuk bakımı kamusal alana taşınmıştır.
Genç nüfus
Ülkemizde çocuk-genç nüfus oranı gelişmiş ülkelere göre oldukça yüksek seviyededir. 0-17 yaş grubu olarak tariflenen çocuk nüfusu 2013 verilerine göre 22.761.702’dir ve nüfusumuzun yüzde 29.7’sini oluşturmaktadır.
Çocuğu çevreleyen sorunlar
Böylesine büyük bir grubun ihtiyaçlarını karşılamak her toplum için zor iken, ülkemizdeki çocukların karşı karşıya kaldıkları sorunların önemli bir bölümünün Türkiye’nin sosyokültürel ve ekonomik özelliklerinin bir yansıması olduğu açıktır.
Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk, istihdam sorunları (işsizlik), toplumsal cinsiyet rollerinde eşitsizlik, çocuğun değeri ve ekonomik bir meta olarak görülmesi gibi sorunlar doğrudan ve/veya dolaylı bir biçimde çocuklarımızı etkilemektedir.
Sonuçta ise; eğitime erişim güçlüğü, çocuk işçiliği, suça sürüklenme, şiddet ve cinsel istismar gibi pek çok sorunun çocukları çevrelediği görülmektedir. (1)
Çocuk ve yoksulluk
TÜİK 2013 verilerine göre, ülkemizde yoksulluk sınırı altında yaşayan çocukların sayısı tüm çocuk nüfusunun dörtte birinden fazladır. Benzer şekilde okula gidemeyen/gitmeyen, çalıştırılan, evlendirilen çocukların sayısı da azımsanamayacak kadar fazladır.
Aşağılanan, ezilen, ağır işlere koşulan, yuvasından kopan, eğitimleri yarıda kalan, sokağa atılıp kendi yazgısına terk edilen bir dilim ekmeğe muhtaç çocuklarımız…
Aktif-dinamik genç nüfusun özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin kalkınması için bir zorunluluk olduğu bilinmektedir. İstatistikler önümüzdeki on yıllarda ülkemizde çocuk nüfusun oranının azalacağını göstermektedir. Çocuklarımıza ilişkin mevcut sorunlarımızı kısaorta vadede çözecek; iyi insanlar yetiştirecek çözümler üretemezsek çocukluğunda hakları çiğnenen bireyler toplumumuza ağır bedeller ödetecektir.
KAYNAKLAR
1) Çocuk Çalışma Grubu Raporu. T.C. Kalkınma Bakanlığı Ankara 2014.