SAĞLIĞI BOZULAN GERÇEK BİR DEVLET ADAMI NASIL DAVRANMALI ? *** DEVLET ADAMLARININ BEDENSEL, ZİHİNSEL SAĞLIK DURUMLARI

ÖN YAZI ;

Saygın okur,

Değerli bilim insanı saygın hocamız Prof. Dr. Coşkun Özdemir’in çok önemli bir makalesini okumanıza sunuyorum.Yazının özü , sağlığı bozulan Devlet yöneticilerinin durumu ve nasıl davranılması gerektiğini içeriyor.

Yazı bizlere Ülkemizi ve sağlığı bozuk olan yöneticilerin tutumunu düşündürüyor. Devleti yönetenler Başkanlığını örnek aldıkları ülkelerin yöneticilerinin bedensel veya beyinsel sağlıklarında hastalık belirdiğinde başkanlık için örnek aldıkları ülke liderler gibi davranıyor mu ?

Basit bir örnekleme yapacağım ;

Gemi adamı olarak denizde çalışmak için ;

“İçhastalıkları, Göz, Kulak-Burun-Boğaz, Ortopedi ve Travmatoloji, Nöroloji, Psikiyatri ve Genel  Cerrahi uzmanlarından oluşan, sağlık kurulu bulunan yetkilendirilmiş sağlık kuruluşuna . Gemiadamlarının, Yönerge hükümlerine göre sağlık kontrolünden geçirilerek verilecek olan “Gemiadamı Olur Sağlık Raporu” almaları gerektir.Denizde çalışabilmek için her iki senede bir tekrar muayene edilerek “Periyodik Sağlık Muayene Raporu” almak gerektir.”

Kaptan , aşçı veya miço farketmez gemi adamlarının hepsinin bu raporu almaları gerektir.Sağlığınız yerinde değilse Denizde çalışamazsınız.

Sorudur ;
Bir Devleti yönetmek gibi sorumluluğu olanların , sorumlulukları bir gemi miçosundan az mıdır ?  Hastalık herkes içindir. ABD’nin Başkanlık sistemini örnek alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlığı üzerinde sadece arka plan bilgileri ortalarda dolaşmaktadır .Daha önce de arabasında bayılması sonucu sara hastası olduğu iddia edilmişti. daha sonraları ise kanser olduğu ve bu nedenle ameliyat olduğu , Çamlıca’daki evinin altında özel bir klinik kurulduğu ve hatta Kaçak sarayın yanında Erdoğan için özel bir hastahane yapıldığı da iddia edildi ,yazıldı. Bu arada bir tıbbi bitki uzmanın da saraya danışman olarak atandığını anımsatmak isterim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlığı hakkında birçok söylentiler var . Zorlu bir coğrafyada bulunan ülkemizin ehil ve sağlıklı olan , sağlıklı düşünen ve akılcı kararlar alabilen yöneticilere ihtiyacı vardır. Hem başbakanlığı hem de cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan’ın tüm konuşmaları bölücü , dışlayıcı , küçümseyici , kırıcı kin ve nefreti çağıran bir usluptur.Kendi bakanını dövdüğü söylenen , taziye için 301 madencinin şehit olduğu Soma’da görüntülerde topluluğun üzerine yürüyen , sığındığı markette bir işçiyi döven bir ülke liderinin ruhsal sağlığını , neden öfkeli olduğnu ancak psikologlar tahlil edebilir.
Ama sonuç olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel sağlık durumu toplumdan saklanmaktadır .Unutmayınız ki şirk koşarak Erdoğan’ı yüceltenler olsa da O da bir insandır.

Değerli hoca Özdemir’,in yazısından aldığım aşağıdaki paragaflarda sağlığı bozulan Devlet adamlarının  görevlerinde nasıl zaaflar yarattığı ve ülkelerine verdikleri zararlar anlatılmaktadır ;

“1919 ilk aylarında başkan Wilson, birkaç küçük serebral inme (stroke) geçirir ve açıkça zihinsel kapasitesi zaafa uğradığı halde Birleşik Devletleri temsil etmeye devam etmiştir.1919 da bu defa sol hemipleji ile sol tarafında felç oluşmuştur . Amerika ile Almanya arasındaki çok önemli Versay anlaşması sırasında hala iş başındadır. Burada sağlıklı bir başkan gibi davranamamış ve Amerika Yeni Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam) üyeliği konumunu kaybetmiştir.”

“Eisenhower bizzat 1957 de şunları yazılı olarak ifade etti:.Son üç yılda üç ciddi hastalık geçirdim ve bunlar beni güçsüzlük içinde bırakıyor ve ofisi başkan yardımcısının alabilmesi için özel hazırlıklar yapmamı zorunlu kılıyor.”

“2001 yılında seçmenler karşısında çiğ mısır yiyerek ve benzer popülizm yollarına başvurarak başkanlığa seçilen George Bush tanrı tarafından görevlendirildiğini ortaya atarak halkına Amerikan Ordusunu da bu yetki ile Irak işgaline gönderdiğini ileri sürdü.Psikiyatr Justin Frank onu megaloman ve paranoyak olarak nitelendiriyor”

Madem Erdoğan’ın temel başkanlık örneği ABD’dir.
Bakalım orada Başkanın sağlık durumu toplumdan saklanıyor mu ;

RAPOR 01.haziran.2008
Söz konusu olan Demokrat Parti’nin ABD başkan aday adayıyla ilgili bir sağlık raporu. Rapor, Barack Obama’nın 21 yıllık doktoru David L. Scheiner tarafından kaleme alınmış.Buna göre, Obama hipertansiyon, kalp ve prostat sorunu yaşamıyor. Kolesterol seviyesi gayet iyi ve devamlı koştuğu için bedeninde yağ fazlası da yok. Başkan aday adayının biricik günahı birkaç kez bırakmayı denediği halde vazgeçemediği sigara.”

Bu arada her sene başkanın sağlığı hakkındaki rapor toplum bilgisine sunulmuş.

RAPOR 13 Haziran 2014
“Beyaz Saray, ABD Başkanı Barack Obama’nın sağlık durumunun “mükemmel” olduğunu bildirdi.Obama’nın doktoru Ronny Jackson, Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jay Carney’e, Başkan’ın sağlık durumuyla ilgili iki sayfalık rapor gönderdi.Jackson’ın geçen ay yaptığı tetkike göre Obama, sağlıklı bir diyete sahip, günlük spor yapıyor ve sigaradan uzak duruyor. Önceleri çok fazla sigara içtiği bilinen Obama, son yıllarda daha çok nikotin sakızı çiğnerken görülüyor.Obama, ağustosta 53 yaşına girecek. Yaşının getirdiği bazı ağrı ve sızılardan şikayeti bulunan Obama, sağ ayağının altındaki kaslarda kolay incinme olmasından dertli. Bu rahatsızlık nedeniyle ara sıra ibuprofen tablet kullanan Obama, D vitamini eksikliğine karşı da takviye alıyor.Jackson raporunda, “Başkan Obama’nın genel olarak sağlığı mükemmel. Tüm klinik veriler Başkan’ın şu anda sıhhatli ve görevi süresince de öyle kalacağını gösteriyor” ifadesini kullandı.”

Başkanın bedensel ve akılsal sağlığı devamlı izleme altında ve sağlığı ile ilgili bilgiler toplumu yanıltmayacak şekilde açık ve şeffaf her sene toplumla paylaşılıyor.Başkanın sağlığının Devlet görevlerini gerektiği gibi yapamayacak kadar bozulması durumunda başkan yardımcısı göreve hazır.”

Hatta ABD başkan seçimlerinde Başkan adayları da seçim öncesi sağlık raporlarını açıklıyorlar;
“Son haftalarda ABD başkan adaylarının sağlık raporları açıklanıyor birbirinin peşi sıra: Önce Cumhuriyetçi Parti’nin adayı John McCain’in tam 1170 sayfalık raporu açıklandı.(01.07.2008)

Ülkeleri yönetenlerin sağlık durumu çok önemlidir ve bir miçoyu bile devamlı sağlık muayenesine tabi tutan bir sistemde öncelikle Devleti yönetenlerin sağlıklarının takibi, ülkelerin yetkin yönetilmesi için gereklidir.

Coşkun Özdemir hocaya saygılarımla Makalesini aşağıda okumanıza sunuyorum .

Naci Kaptan
15.03.2015

DEVLET ADAMLARININ BEDENSEL, ZİHİNSEL SAĞLIK DURUMLARI

Prof. Coşkun Özdemir

1997 yılında Arjantin, Buones Airesde WFN (World Federation of Neurology) in düzenlediği uluslararası Nöroloji Kongresinde çok ilginç bir panel izledik.Konu Amerikanın ve dünyanım devlet adamlarının sağlık sorunları (disability) ve bunların dünya siyasetindeki etkileri idi .

Amerikada çoğunluğunu nörolog ve tarihçilerin oluşturduğu bir Çalışma Grubu Birleşik Amerika cumhurbaşkanlarının sağlık, engellilik, yetersizlik (disabilitiy) durumları konulu bir çalışma gerçekleştiriyorlar.Çalışma Grubu tarafından raporlar, tavsiyeler eleştiri ve yorumlar başlıklı bir kitap yayınlanıyor.Bilim insanlarının böyle bir çalışmaya neden gerek duyduklarını panel açılışında olduğu gibi, kitabın ilk sayfalarında bazı örnekler vererek açıklıyorlar.

Amerika cumhurbaşkanları tüm dünya için yaşamsal önemdeki acil durumlarda kararlar vermek durumundadırlar.Yurttaşların beklentisi bu durumlarda elbette başkanın en yetkin ve en doğru kararları alabilmesidir .Çünkü Amerika cumhurbaşkanlığı dünyanın en güçlü makamıdır, onun geçici bile olsa yetersizliği (incumbent) bütün dünya için çok olumsuz sonuçlar getirebilir

Daha 1787 de anayasada bu olasılığa karşı önlemler düşünülmüş ve hangi koşullarda cumhurbaşakanı yetki ve görevlerinin başkan yardımcısına devredileceği belirtilmiştir.1881 de başkan Abram Garfield bir suikast ile yaralanmış görevi yardımcı (vice president) başkan üstlenmiştir.

1919 ilk aylarında başkan Wilson, birkaç küçük serebral inme (stroke) geçirir ve açıkça zihinsel kapasitesi zaafa uğradığı halde Birleşik Devletleri temsil etmeye devam etmiştir.1919 da bu defa sol hemipleji ile sol tarafında felç oluşmuştur . Amerika ile Almanya arasındaki çok önemli Versay anlaşması sırasında hala iş başındadır. Burada sağlıklı bir başkan gibi davranamamış ve Amerika Yeni Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam) üyeliği konumunu kaybetmiştir .

Benzer durumlar Başkan Roosvelt döneminde de yaşanmıştır. Çocuk felci geçirmiş olan Roosvelt bu defa hipertansiyon ve ciddi kalp yetmezliği ile hastadır.1945deki Yalta konferansında gereken dirayeti gösterememiş ve savaşın son ayında İngiltere başbakanı Churchillin Berlin ve Çekoslavakyayı Ruslardan önce bir askeri operasyonla işgal etme önerisini ret etmesi önemli bir hata olarak kabul edilmiştir.

1945 de ölen Roosvelt yerine geçen Harry Truman Sovyetlerle yapılan müzakerelerde sağlıklı bir başkan rolünü oynayabildi .Ancak onu izleyen Eisenhower birden fazla hastalıkla yaşıyordu ve onun genel sekreteri Foster Dulles de kanserden ölünceye kadar görevde kaldı.

Eisenhower bizzat 1957 de şunları yazılı olarak ifade etti:.Son üç yılda üç ciddi hastalık geçirdim ve bunlar beni güçsüzlük içinde bırakıyor ve ofisi başkan yardımcısının alabilmesi için özel hazırlıklar yapmamı zorunlu kılıyor.

Benzer uyarı ve önlem önerilerini 1965 de başkan Lyndon Johnson da yapıyor.Böylece 1965 de senatör Birch Bayh ın gayretleri ile 25 no.lu düzenleme (amendment) için kongrenin onayı alınıyor ve bunu 1967 de 38 eyalet( state) meclisi tarafından onaylaması izliyor. Başkan Johnsonun kongreye verdiği özel bir mesaj da şöyledir:.

Bizim kendi güvenliğimiz için olduğu kadar dünyanın güvenliğini korumak gibi ayrıcalıklı bir sorumluluğumuz var.Bu sorumluluğu hareketsiz kalmış eller ve bilinç ve anlayış yetersizliği içindeki bir kumandanın komutasına bırakamayız .Bu yaklaşımlar ve anlayış üzerine kurulan komisyon tarafından 25 no.lu düzenlemenin, başkanlığın sağlıklı ve muktedir ellerde olmasını sağlamak için yeterli olduğu kanısını ifade ediliyor .

Sonraki yıllarda başkan Jimmy Carter 1994 yılında Amerikan Nöroloji Akademisine yaptığı bir çağrı üzerine BAŞKANLIK ZAAF VE YETERSİZLİĞİi (disability) KONUSUNDA ÇALIŞMA GRUBU kuruluyor. .Bizim ünlü bir nörolog olarak yakından tanıdığımız WFN başkanlığı yapan Prof James Toole ve Prof Link 50 nörolojist ile birlikte tarihçi, politik bilimci ,psikiyatrist, psikolog ve gazeteciler ve politika ile yakından ilgilenen çok sayıda delegeyi başkanın sağlık kaynaklı yetersizlik sorununu derinlemesine konuşup tartışmak üzere Atlantada Carter merkezine davet ediyorlar .Burada konu detaylı bir şekilde tartışılıyor .

İkinci bir konferans Wake Forest de Başkan Gerald R. Ford un katılımı ve konuşması ile yapılıyor Burada halkın katılımı (public forum) da sağlanıyor .Son toplantı 1996 da Beyaz Ev (White House) konferans merkezinde gerçekleşiyor.Burada başlıca 9 tavsiye benimseniyor. Doğaldır ki başkanın sağlık ,bilinç, mental kapasite , anlayış yetersizliğini saptayıp bildirecek kişinin kim olacağı ciddi ve çetin bir konu olarak ortadadır .Bu üçüncü toplantıdaki tartışmalarda bu konu en büyük ağırlığı taşıyor.Medikal doktorun çok açık bir kimlik sahibi olması . ve başkanın özel kişisel doktorunun bu konuda önemli bir rol oynaması gerektiği üzerinde görüş birliğine varılıyor.

Ancak .Özel doktorun(senior phisician) başkanın sağlık ve bilinç durumu ile ilgili 25 numaralı düzenlemenin tayin ettiği ve başkanın sağlık durumu hakkında karar verecek olan komite üyelerine bu konuda bilgi verme ve tavsiyelerde bulunma sorumluluğu taşıması üzerinde de görüş birliği var Kuşkusuz söz konusu doktor için zor bir görev (.Hele bizim gibi azgelişmiş, demokrasi kültürünün yaygınlaşmadığı, diktatörler yetiştirmeye elverişli ortamlarda bu prosedürün işlemesi olanağını düşünürsek) .Başkanlık özel doktoru hakkında verilen rapor ve tavsiyeleri maddeler halinde özetlenmeye değer buluyorum

BAŞKANIN ÖZEL DOKTORU
Başkan kendi özel doktorunu tayinde özgür olacaktır.Başkanın başkanlığın ofisine bir kıdemli hekim ( Senior Physician) tayin etmesi tavsiye olunur. Bu doktor 25 sayılı düzenlemenin uygulamasını kolaylaştırıcı nitelikte olmalıdır.

Beyaz Evdeki Kıdemli Doktor( Senior Physician) başkanın, Beyaz Evin doktoru ve Beyaz Ev Medikal Unite Doktoru ünvanını taşımalıdır.Senior Physician Başkanın asistanı ya da başkana yardımcı asistan ünvanı ya da ayni düzeyde askeri rütbe taşımalıdır.

Beyaz Evdeki Senior Physician( Kıdemli doktor) ofisi Beyaz Ev Askeri ofisten ayrı bir kurum olmalıdır.Kıdemli doktor Beyaz Ev doktoru sivil ya da asker olacağı için onun askeri medikal destek alması tavsiye edilir.

Ona yüklenen görev ve sorumluluk nedeni ile en çok üzerinde düşünülen ve tartışılan konu olmasını çok doğal karşılamak gerekir.Çalışma grubu bütün bu görüş ve tavsiyeleri dikkate alan çalışma yaparak bunu kitaplaştırıyor.Bu grup; 25 inci düzenlemenin in ideal kullanım ve işleyişi ancak toplum bunun amacı ve kullanımı hakkında yeterli bilgiye sahip olduğu zaman gerçekleşecektir yargısını önemle belirtmektedir.

Arjantindeki kongrede çalışma grubu üyelerinin bazılarının katıldığı panelde kitapta yer almayan ve devlet adamlarının sağlık durumu ile ilgili bilgiler de sunuldu.Finlandiya cumhurbaşkanı KEKKONEN serebral damar hastalığı ve demans belitileri gösteriyordu.Bu nedenle bir süre sonra görevden çekildi HİTLER’in bir postansefalitik Parkinson hastası olduğu ellerinin titrediği (videoda gösterildi) ve psikopatik bir kişilik sergilediği ileri sürüldü.

MUSSOLİNİ saldırgan ve patolojik kişiliği ile anıldı. STALİN paranoid kuşkular taşıdığı suikast ve komplolardan şüphe ettiği,ünlü hekim Bechterew tarafından görülüp muayene edildiği Sovyetler GROMYKO dış işleri bakanının çeşitli hastalıklar geçirirken iş başında olduğu belirtildi.

Panel konuşmacısı bilim insanları devlet yöneticilerinde kişilik (personality) bozuklukları( bugünün dünyasında çok daha sık) tanık olduklarında geç kalmadan doğru zamanda seslerini yükseltmelidirler uyarısında bulundular..Bunun kolay olmadığı bazı riskler taşıdığı hatta bazı ülkelerde iyice tehlikeli olabileceği açıktır demeği ihmal etmediler ve eklediler:.

Politikacıları eleştirmek onların zihinsel sağlık içinde olmadıklarını söylemenin kolay olmadığı yadsınamayacak bir gerçektir. Ancak bilim insanları bilim kurumlarından bilim merkezlerinden destek alırlarsa bu cesareti kendilerinde bulabilirler. Ülke bilim insanlarının bu davranışının ülkenin bugünü ve yarını için büyük önem taşıdığı açıktır.Bilim insanlarının ve bilim kurumlarının bütün dünyada güç kazanmasını ve bu güçlerini daha iyi daha barış çı bir dünya için kullanabilmelerini dileriz.

Kitapte Bill Clintonun Prof James Toole ‘a imzası ile yolladığı çalışma grubu ile bir fotoğraf ve ve yine Başkan GERALD R. FORD tarafından Dr.Toole’ gönderilmiş bir mektup var.Şöyle diyor başkan FORD Wake Forest deki USA başkanları disability toplantısında sizlerle birlikte olmaktan gurur duydum.Sizi kutluyorum Toplantıda saptanan 9 tavsiye ve yorumları etraflıca inceledikten sonra bu tekliflerl benimsediğimi onayladığımı bildirmek isterim.Sadece apendix III ile ilgili reservasyonlarım var.Size ve çalışma grubu arkadaşlarınıza takdirlerimi ifade etmek isterim.

Ben bu paneli ilgi ile izledim ve kitabı da merakla okudum .Amerikalı bilim adamlarının, başkan ve yönetimdeki politikacıların sağlık ve zihinsel durumlarını sorgulayan, bunun gerekliliğini vurgulayan girişimlerini önemli ve takdire değer buldum.Ancak 1997 den sonra söz konusu 25 no.lu düzenlemenin nasıl kullanıldığı hakkında bir bilgimiz yok.2001 yılında seçmenler karşısında çiğ mısır yiyerek ve benzer popülizm yollarına başvurarak başkanlığa seçilen George Bush tanrı tarafından görevlendirildiğini ortaya atarak halkına Amerikan Ordusunu da bu yetki ile Irak işgaline gönderdiğini ileri sürdü.

Bir psikiyatr Justin Frank onu megaloman ve paranoyak olarak nitelendiriyor.25 sayılı düzenleme herhalde başkan Bush için harekete geçirilmiş değildir..Keşke iktidarın gücüne teslim olmayan bilim insanları yönetimde ve yöneticilerde gördükleri yetersizlikler ve adaletten sapmalar karşısında bir sorumluluk duygusu ile seslerini yükseltebilseler.Bu cesareti gösterebilseler.

Ülkemiz bu bakımdan pek şanslı görünmüyor.Geride bıraktığımız yıllarda akla vicdana bilimselliğe adalete aykırı çok sayıda icraata tanıklık ettik.Bugünkü ileri demokraside!’ de benzerlerini fazlası ile yaşıyoruz .Biz 25 no lu düzenlemeye benzer bir şeye sahip miyiz bilmiyorum .Olsa bile yazık ki yaşadıklarımız, uygulamayı gerçekleştirecek yüreklere sahip olmadığımızı gösteriyor .

www.profcoskunozdemir.wordpress.com

This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, DÜNYA ÜLKELERİ, Genel Kultur, Saglik. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *