09 Şubat 2015
Rifat Serdaroğlu
YENİ SEROK FİDAN
Bizdeki Parti Genel Başkanları çok acımasızdırlar. Milletvekillerinde aradıkları öncelikli özellik, “sadık” olmalarıdır. Bilgi-görgü- uzmanlık-üretmek-proje geliştirmek-doğruluk-fikir namusu, “olsa da olur, olmasa daha iyi olur” şeklindedir.
Mevcut Siyasi Parti Yasasına göre “Seçilmiş Krallar” statüsünde olan Genel Başkanlar, kendilerine rakip olabilecek kıymetteki çok sayıda değerli insanı gözlerini kırpmadan harcarlar.Siyasetin yazılı olmayan kuralına göre, “Her Genel Başkanın karnı, Karacaahmet Mezarlığı gibidir. Kimleri, ne kıymetleri gömmüşlerdir…”
En son kurban edilen kişi Serok Ahmet’tir. Bu kişi Baş Serok Recep’in bağrına çoktan gömüldü, ama farkında değil! Serok Hoca Ahmet, istediği kadar kongreden kongreye koşsun, Cumhurbaşkanı Recep’in babasının mezarını isterse her gün ziyaret etsin, Horasan Erenlerinden girip Ahmedî Sani’den çıksın, onun üzeri Saray’da yapılan aile toplantısında, bugüne kadarki çalışmaları ve seçim kazanabilme kabiliyeti yetersiz bulunarak üzeri kırmızı kalemle çizilmiştir.
Önümüzdeki dönemde Serok Ahmet diye biri ülke yönetiminde olmayacak! Hazirandan sonra onu ya düz Milletvekili, ya Malezya İslam Üniversitesinde,ya da TOBB Üniversitesinde bulabilirsiniz…
Yeni müstakbel kurban olarak, eski MİT Müsteşarı Emekli Astsubay Hakan Fidan siyaset piyasasına sürüldü! Dönemin Başbakanı Recep, Fidan’ı önce Oslo’da Garantör Devlet Temsilcisinin de bulunduğu masadaki PKK nın Avrupa Baronlarının karşısına, kendisi adına “sözlü olarak” yetkilendirerek oturttu.Daha sonra İmralı’da Öcalan ile hala devam eden tüm görüşmelerde kullandı!
Hem kendisini Anayasa ve Yasalara aykırı olarak görevlendiren dönemin Başbakanı Recep ve devlet memuru Fidan defalarca SUÇ işlediler. Önce, “Vatana İhanet” olarak değerlendirilecek suçları bilerek ve ısrarla işlediler, sonra kılıf bulmak için bir yasa çıkardılar. Oslo zabıtları ilgilenen herkesin elinde var! İmralı görüşmeleri de yakında piyasaya sürülür.Ne demek istediğimiz o zaman açık olarak anlaşılacaktır.
Peki, gerçek bu olduğuna göre Hakan Fidan niçin istifa ettirildi?
Gelin beraberce, hislerimize kapılmadan mantık yürütüp, sorular sorup bir sonuca varalım;
-20 yaşında Astsubay olan Fidan, 2001 yılında yani 33 yaşında ordudan istifa ederek emekli oldu.-2001- 2010 yılları arasındaki 9 yıla, Avustralya-Avrupa ve Türkiye’de yaptığı önemli ve ilginç görevleri sığdırmayı bildi. 9 yıllık bu eğitimin (!) sonunda 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en önemli kurumlarından olan Milli İstihbarat Teşkilâtının başına Müsteşar olarak atandı.
Soru 1: Bir eleman, siyasetçiler tarafından önü açılmasa, yurtiçi ve yurtdışı güç odakları tarafından arkasından desteklenmez ve itilmezse, binlerce yıllık devlet geleneği olan Türkiye gibi önemli bir devletin istihbarat örgütünün başına gelebilir mi?
–MİT Müsteşarının yetkileri ile Milletvekilliğinin maddi manevi olanakları karşılaştırıldığında hangi makam, kişi için tercih sebebidir?
Dokunulmazlık ikisinde de var. Maddi olanaklara gelince iki makam mukayese bile edilmez. MİT Müsteşarı sadece Başbakan’a sorumlu olarak milyonlarca dolar parayı istediği gibi harcayabilir.Esas önemli olan manevi tatmine gelince, MİT Müsteşarının Devletine ve Milletine yapabileceği hizmetler, bir milletvekilinin yapabileceğinden çok fazladır!
Soru 2: Hakan Fidan, sizce sadece Milletvekilliği için istifa ettirilmiş olabilir mi?
-Cumhurbaşkanı Recep, istese hemen bugün Hakan Fidan’ı dışardan atama ile Bakan yapabilir. Bunun için Serok Ahmet’i Sarayına çağırmadan dahi talimat vermesi, yeterli olacaktır.
Soru 3: Hakan Fidan, sizce sadece Bakan olabilmek için istifa ettirilmiş
olabilir mi?
–AKP, 2015 Haziran seçimlerinden tek başına iktidar çıkarabilirse, Hakan Fidan Başbakan olarak atanacaktır. AKP Genel Başkanlığına ise, Baş Serok Recep’in çok güvendiği bir yakını getirilecektir. Yani “Eşbaşkanlık” kurumu, Büyük Ortadoğu Projesi-PKK ve HDP’ den sonra AKP’de de uygulanmaya başlayacaktır.
Soru 4: AKP seçimi kazanırsa, Hakan Fidan niçin Başbakan yapılacaktır?
İşte zurnanın zart dediği yer burasıdır…
Davutoğlu Dışişleri Bakanı iken, Davutoğlu-Fidan-Genelkurmay İkinci Başkanı ve Dışişleri Müsteşarı dörtlüsünün bir ses kaydı internete düşmüştü! Fidan o görüşmede; “Ne var yani, oradan bize üç-dört bomba salladık mı, iş tamam” diyecek ve vatanını savaş cehennemine atacak kadar gözü kara biridir.
Baş Serok Recep ne kadar ısrar ederse etsin Davutoğlu ülkede bir iç savaş çıkaracak, “Kürdistan Devletinin” kurulmasına ve binlerce insanın kanının akmasına yol vermez, veremez. Buna yüreği yetmez. Yetiyorsa söylesin, biz de bilelim.
Bu iş için, yani hem Öcalan’ın serbest bırakılması, hem de Kürdistan Devletine en kısa şekilde gidilecek yolun asfaltlanması için, ölümü dahi göze alabilecek, IŞİD terör örgütüne tırlarla silah gönderebilecek, eğitilmiş ve çok iyi yetiştirilmiş birine, Kökeni Kürt olan bir Kürtçü Aşiret mensubuna ihtiyaç vardır.
Oynanmak istenen oyun budur. Yapabilirler mi? Gelin ata binmiş, ya nasip demişler. Görelim bakalım Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler!
Büyük Atatürk’ün şu sözünü kimse unutmasın. Herkes kafasına kazısın;
İhanetin nedeni olmaz, er veya geç bedeli olur…
Sağlık ve başarı dileklerimle