KÜÇÜK TAVUK *** HOROZLA TİLKİNİN HİKAYESİ

HOROZLA TİLKİNİN HİKAYESİ

ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!
“Sınıfta hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film  gösterilmeye başlanmış.”

Filmin adı: “Küçük Tavuk”

Ekranda, bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük
horozlar, ferikler, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu var.
Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.

Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı
sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.

Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen, beslenemeyen,
zayıf düşen bir tavuk ailesi var.Yaşlı ve büyük horoz ise,
tedbir maksadıyla dışarı bırakmadığı tavuklara da ölmeyecek kadar
mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını bir çeşit sağlıyor.

Kümese giremeyen tilki de bu hususu çözmek için kümesin tellerinin
üzerine küçük bir delik açarak, kümesin içindeki küçük ve genç bir
horozla diyaloğa giriyor hatta ona biraz Mısır veriyor. Mısırı yiyen
küçük ve genç her gün bu deliğin önüne geliyor ve tilkiden mısırını alıyor.

Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden
fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara
mısır dağıtıyor.

Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü ve Etkinliği
de kırılmış oluyor. Hatta çevresinde ona itaat eden, onun sözünü
dinleyen tavuklar her geçen gün azalıyor.

Iktidar ise tilkinin beslediği genç horoza doğru kayıyor, hem genç horoz
güçlenip kuvvetleniyor hem de genç horoza biat eden diğer tavuk ve
Kümes halkı beslenip,obez derecesine gelip irileşiyor.

Tilki ise nihayetinde kümesin o küçük deliğinden Mısır vermeyi
bırakıyor, mısırları kümesin önüne atıyor… İşte tam bu aşamada kümesin
içindeki yaşlı horoz ve kalan üç beş taraftarıyla tilki yanlısı grup
arasında büyük bir kavga başlıyor. Tecrübeli grup asla dışarı
çıkılmamasını ve kapının önüne bırakılan mısırların yenilmemesini
ısrarla istiyor. Lakin genç horoz ve grubu korkarakta olsa kapının önüne
boyunlarını uzatarak ve Çekerek Mısır’ı yemeye başlıyorlar. Bakıyorlar
ki tilkiden bir saldırı ve zarar gelmiyor. Hatta tilki ortalıktan bile
kaybolup gidiyor. Kümesteki genç lider ve Kümes ahalisinin tüm korkuları
yok oluyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık
korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı
çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor.
Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar
mısır tanelerini döküyor.

Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene
mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride
bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak,
“İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.

***

*Gökten üç elma düşmüş…
Peki kimin başına? (Akıllı, Kapitalist,Sömürgecinin başına mı?)

-Sorular:

1-Kümes NERESİ?,
2-Yaşlı horozlar KİMLER?
3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KİM?

Buna göre; içinde bulunduğumuz durumu sorgulamaya kalkarsak binlerce yorum ortaya çıkar. Unutmayın: “Ulusların dostları yok, sadece çıkarları vardır.”

Sabahattin Gökkaya’ya teşekkür ederim.

This entry was posted in EMPERYALİZM, HAYATIN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *