Bu diktatörü tanıdınız mı?..*** Anayasa’nın kendisine verdiği yetkileri aşıp, bürokrasiyi ve muhaliflerini kontrol altında tutmak için kullandı * Maliye’yi kendisine muhalefet edenlerin peşine taktı. Devletin kurumunu adeta vergi polisi gibi kullanarak, rakiplerinden siyasi ‘öç alma’ mekanizmasına dönüştürdü.

Uğur Dündar
13 Şubat 2015

Bu diktatörü tanıdınız mı?..

Yakından tanıyanlara göre o, paranoyak, medya düşmanı, demokrasiyi seçimlerden ibaret gören ve güç paylaşımını zafiyet olarak algılayan bir lider.

Yönetime ‘Sessiz çoğunluğun sesiyim’ diyerek geldi. Ama Anayasa’nın kendisine verdiği yetkileri aşıp, bürokrasiyi ve muhaliflerini kontrol altında tutmak için kullandı.

Görevi vergi toplamak olan Maliye’yi kendisine muhalefet edenlerin peşine taktı. Devletin kurumunu adeta vergi polisi gibi kullanarak, rakiplerinden siyasi ‘öç alma’ mekanizmasına dönüştürdü.

Saray’ın bünyesinde illegal bir çalışma grubu kurdu. Bu kozmik örgüt aracılığıyla siyasi muhaliflerine karşı karalama kampanyaları başlattı, kamuoyu ve medyaya doğru bilgi akışını engelledi.

Polisin ve Gizli İstihbarat Teşkilatı’nın devletin güvenliği için seferber edilmesi gereken imkanlarını, halka gerçekleri söylemekten vazgeçmeyen gazetecilerle, her türlü muhalefeti baskı ve kontrol altında tutmak için kullandı.

Kendisine yandaşlık yapmamakta direnen gazetecileri kovmaları için gazete patronları ve yönetimlerine baskı yaptı, şüphelendiği herkesin telefonlarını dinletti, her yere gizli ses kayıt sistemleri kurdurttu.

Yüksek oy oranıyla seçilmesi, onu daha cüretkar ve daha paranoyak yaptı.

Seçim zaferinin hemen ardından yargıda deprem yarattı. Toplu görevden almalara ve atamalara gitti, sık sık yargıya müdahale etti.

Yargıya, birkaç bağımsız kuruluş dışında medyaya ve güvenlik bürokrasisine hakim oldu.

Peki kimdi bu baskıcı, paranoyak lider?
Yine yanıldınız!..
Özelliklerini sıraladığım lider, Watergate Skandalı sonrasında koltuğunu bırakmak zorunda kalan ABD Başkanı Richard Nixon’dı.

Neden bu hatırlatmayı yaptığıma gelince…
Başkanlık sistemi bizimki gibi ideolojik olarak ayrışmış, kutuplaştırılmış hatta hasım hale getirilmiş, çok partili sistemlerde sağlıklı işlemiyor. Parti disiplininin yüksek olduğu, her türlü karar için liderin ağzına bakıldığı, demokrasiyi seçimlerden ibaret gören toplumlarda Başkanlık sistemi kolayca diktatörlüğe dönüşebiliyor.

238 yıldır başkanlık sistemini uygulayan ABD’de dahi Nixon gibi Başkanlar çıkabiliyorsa, Tayyip Erdoğan’ın gönlünden geçen -onu denetleyebilecek tüm mekanizmaların yok edildiği- sistemin “tek adam diktasına dönüşeceğini” söylemek için kahin olmaya gerek yok sanırım.

UĞUR DÜNDAR’IN NOTU:

Bu yazıda dış politika uzmanı Gönül Tol’un Radikal’de yayınlanan çarpıcı bilgilerle dolu makalesinden yararlandım. Kendisine teşekkür ederim.

This entry was posted in FAŞİZM, Gundem, SİYASİ PARTİLER, UĞUR DÜNDAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *