13 Ocak 2014
Rifat Serdaroğlu
EĞİT DONAT FİDANIM
Emekli Muhabere Astsubayı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan, dünyanın dört bir yanında görev yapan Büyükelçilerimize bir konuşma yaptı.onuşmanın yapılacağı salona gelen Büyükelçiler girişte MİT elemanları tarafından karşılandı ve hepsinin telefonları toplandı!
Büyükelçilerden bir tanesi bile;
“Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil ediyorum. Siz ne hakla benim telefonumu alıp beni güvenilmez kişi konumuna düşürüyorsunuz? Teknik güvenlik önlemlerinizi siz alın. Israr ederseniz, toplantıya katılmayı reddederim. Siz kim oluyorsunuz?” diyemedi, iyi mi? Hepsine önden bravo, arkadan aferin!
Muhabereci-Müsteşar Fidan, Paris’te Charlie Hebdo’ya düzenlenen terör saldırısını değerlendirerek, radikalleşmenin sonucu olarak saldırı olasılıklarının hep beklendiğini, Türkiye için de, dünya için de risklerin arttığına işaret etti ve “Herkes tetikte olmalı” uyarısını yaptı…
Muhabereci-Müsteşar Fidan, İmralı’da Abdullah Öcalan isimli, ömür boyu ağırlaştırılmış hapse mahkûm edilmiş teröristbaşı ile baş başa yaptığı görüşmelerin bir kısmını da Büyükelçilere aktardı.
Büyükelçiler anlatılanlarla tatmin olmayıp ısrarla sorular yöneltince Muhabereci-Müsteşar Fidan tıpkı abisi Cumhurbaşkanı Recep gibi “Diplomatik ve Bilimsel” bir yanıt vererek;
“Anlatabileceklerim sınırlı, bana daha fazla top çevirttirmeyin” dedi!
Muhabereci-Müsteşar Fidan, Büyükelçilere demek istiyor ki, “Hooop kendinize gelin. Apo’cuğumun tüm dediklerini size niçin anlatayım, Başbakan’ın bilmediğini sizin bilmeye hakkınız var mı? Sıkıysa, Saraya sorsanız ya?”
Değerli Okurlar;
Ben, Muhabereci-Müsteşar Fidan’a hayranım. Onu takdir ediyorum!
-Taa Oslo’da PKK’ nın Avrupa’daki terör ve uyuşturucu baronları ile yaptığı özel görüşmeden,
-Katar Emiri ile arabasına binecek kadar samimi olmasından,
-Ortadoğu’daki El-Kaide bağlantılı, El-Nusra ve IŞİD gibi katiller sürüsü liderlerindeki itibarından,
-Silah dolu MİT Tırlarının konvoy halinde giderken, Belediye zabıtaları tarafından baskına uğramasından,
-Dönemin Dışişleri Bakanı, an itibarıyla Başbakan Ahmet ile birlikte “Takmayın kafanıza yahu, oradan buraya attırırız birkaç bomba, Türkiye’yi savaşa sokarız” demesinden,
-MİT elemanlarının yarısını Erdoğan ailesini korumak, diğer yarısını da Paralelcileri yakalamak için kullandığından, dolayı ben bu delikanlıya hayranım!
Böylesine cesur ve akıllı bir Muhaberci-Müsteşarın, Büyükelçilerimizi “Herkes Tetikte olmalı” diye korkutmasını ise anlayamadım ve kendisine yakıştıramadım!
Çare var Muhabereci-Müsteşar, çare var!
Al o teröristleri, önce eğit. Onlara nasıl insan öldürülür, nasıl canlı bomba olunur, onu anlat. Sonra onları bir güzel donat. Yani önce EĞİT, sonra DONAT!
Sen ne yaptın? Önce Tırlarla giden malzemelerle donattın ama eğitmedin!
O zaman ne oldu? Eğitimsiz teröristler gittiler, kendi kafalarına göre insan öldürmeye başladılar!
Bugün senden olanlar, ertesi gün şappadanak Esad’ın yanına geçtiler.
Sen bunları eğitimli PKK teröristleri ile karıştırma Muhabereci-Müsteşar!
Bilmem hatırlar mısın, sen henüz Türk Ordusunda 4 yıllık Muhabere Astsubayı olarak görev yaparken, 1. Körfez Savaşı patlamıştı! İşte o savaştan sonra Amerika, 5 bin Kürt gencini ülkesine götürüp her konuda eğitmişti.
Daha sonra bunların bir kısmı Türkiye’ye gelip, Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki “Sivil Toplum Örgütlerinde” eğitimlerini tamamlamışlardı. (Bu bölgedeki STK’ ların tamamı PKK-KCK’ nın eğitim yuvalarıdır. Burada yetiştirilenler ya Kandil’de komuta seviyesinde görev alırlar, ya da Belediyelerde veya siyasette çalıştırırlar)
Obama’nın eşbaşkanı olan abine sor, o sana anlatsın, tamam mı Fidanım?
Hadi şimdi beraberce tekrar edelim;
Önce donatıp, sonra eğitmek yanlış!
Önce EĞİTECEKSİN, sonra DONATACAKSIN!
Böyle yaparsan terörist senin teröristin olur, ne sana ne de Büyükelçilere zarar vermezler. Tikkat ol yeğenum, donatacasun, don atmayacasun…
Sağlık ve başarı dileklerimle