MESELA DEDİK

Rıfat Serdaroğlu
15 Aralık 2014

MESELA DEDİK

“Bu olaylar Sıkıysa-PoPo adlı Afrika ülkesinde geçmiştir.Bizimle ilgisi yoktur. Kim ki bu olayları Türkiye ile ilişkilendirip bana dava açar onu, sidikliğini bağlatmak üzere “Etekli Hoca’ya” havale edeceğimin bilinmesini özellikle rica ederim.Yetti kardeşim be, artık dava açacak başka adam bulun!”

Sıkıysa-PoPo Cumhuriyetinde “Yüce Divan” denilen mahkeme kurulmuştur.Sanık sandalyesinde dönemin tek yöneticisi oturmaktadır. Başı önde, sinmiş bir haldedir ve o eski ihtişamlı-şaşaalı halinden hiç eser yoktur.Aynen attan-eşekten düşmüş adam gibidir!

Yüce Divan Başkanı Yargıç sorar;

-Sizin “Parabol” dediğiniz örgüt için “Bunlar Kânunuevvel Ayında darbe yapacaklardı! Bakanları bile hazırdı” dediniz mi?

*Evet efendim, dedim.

-Peki evladım. “Parabolcular katildir, faili meçhul cinayet işlemişlerdir, bunlar haşhaşidir” dediniz mi?

*Evet efendim, dedim.

-Peki delikanlı. “Parabolcular kara para aklar, işadamlarını tehdit eder ve onlardan haraç alırlar dediniz mi?

*Bu konuda da yazılı ve görüntülü kayıtlar var, inkâr edemem ki! Dedim tabii!

-Peki, bu iddiaların çok ağır suçlar olduklarını ve cezalarının yasalarımıza göre, ağırlaştırılmış hapis cezası olduğunu biliyor musunuz?

*Evet efendim, biliyorum.

-Tamam delikanlı, siz şu cümleyi hep kullanırsınız; “Müddei iddiasını ispatla mükelleftir” yani iddia eden kişi iddiasını ispat etmek zorundadır.Siz bu iddialarınızı delillendirip, mahkeme önünde ispat ettiniz mi?

* !!!!!!!!!!!!!!!!!

Şimdi ikinci kısım sorulara geçelim.

-Evladım, sen “Parabolcular devletin kadrolarını gizlice ele geçirdiler, en hassas noktalara sızdılar. Ben de onların inlerine gireceğim” dedin mi?

*Evet efendim.

-Peki, inlerine girebildin mi?

* !!!!!!!!!!!!!!!!!!

-Tamam, geçen seneki Kânunuevvel ayında ortaya çıkan yolsuzluk olaylarından önce sen, bugün yerden yere vurduğun Parabolcuları ve Benisilvanya ’daki liderlerini devamlı methetmişsin! Bu nasıl iş? Bunlarla 12 sene kucak kucağa olmak iyi idi de, yolsuzluk testileri kırılıp, etrafa pislikler dökülünce mi kötü oldu?

* !!!!!!!!!!!!!!!!!!!

-Peki, sen Parabolcular için “Bunlar ne istediler de vermedik” diyerek neyi kastettin? Devletin nesini, hangi makamlarını, hangi kadrolarını “Organize Suç Örgütü” dediğin Parabolculara verdin? Camia ile birlikte, Türk Ordusuna tuzak kurup bu ülkenin kahraman insanlarını sahte delillerle zindana attırmadınız mı? İnsanlar cezaevlerinde boş yere can vermediler mi? Sonradan sen de bu suçu kabul edip, “Parabolcular Kumpas kurdular” dedin. Senin bu kumpastan haberin olmaması mümkün mü?

*Çok safmışız Hâkim Bey, kandırmışlar bizi!

-Kandırmışlar mı? Peki, Oslo’da terör örgütü yöneticileriyle görüşürken seni kim kandırdı? Habur’da kim kandırdı? İmralı’da kim kandırdı? Kandil’de kim kandırdı? Havuz Medyasını oluştururken kim kandırdı? Sıfırlama yapacak kadar para sahibi olmak için seni kim kandırdı? Seni başka kimler kandırdı evladım?

* !!!!!!!!!!!!!!!!!

Gelelim sonuca;

Bak delikanlı, sen kendini tamamen kaybetmişsin, sen helali unutup haram havuzlarında yüzmeye alışmışsın. Sen binlerce defa kul hakkı yemiş, anayasayı ve yasaları çiğnemişsin. Her şey delileriyle birlikte önümde duruyor. Beni uğraştırma, daha sırada Bakanların-Parti Yöneticilerin-Milletvekillerin-Belediye Başkanların var.Suçlarını kabul et, cezanı vereyim, git ne halin varsa gör.

* !!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Karar: Yaz kızım;
“Sultan-Reis-Patron-Usta” namlı sanığın suçları kesin deliller ve kendi kabulü ile de kesinleştiğinden, ömür boyu ağır hapsine, kendisinin 1 inci- 2 inci- 3 üncü derecedeki akrabalarının ve yandaş işadamlarının mal varlıklarının incelenmesine, haksız edinilen tüm taşınır ve taşınmazların hazineye devredilmesine, adının her yerden silinmesine, varsa resimlerinin indirilmesine, bu kişinin ihanet içinde geçen hayatının tüm insanlığa ibret olması için yabancı dillere de çevrilip okullarda okutulmasına, cezasını İmralı’da Öcalan ile birlikte çekmesine oy birliği ile karar verildi. Allah affetsin…
Affeder mi acaba? Mesela dedik…

Sağlık ve başarı dileklerimle

15 Aralık 2014
Rifat Serdaroğlu

This entry was posted in DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, FAŞİZM, HUKUK-YARGI-ADALET, Rifat SERDAROĞLU yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *