Değerli araştırmacı tarihçi ve emekli büyükelçi Şükrü Server Aya’nın Baskın Oran’a mektubu
Önce Lale Gürman ne demiş ;
İÇİMİZDEKİ “İRLANDALI” BASKIN ORAN’A BİR DAVET …
Değerli dostlar,
İçimizdeki İrlandalıların bizim yetişebildiğimiz en eskilerinden biri, Çetin Altan idi, “Türk’ün Türk’e propagandası”, “hamasi konuşmalar”, hele hele en vecizi(!) de, “hazineden geçinenler” tafraları çok meşhurdu. Onu ciddiye alıp etkisinde kalan üniversite gençleri- her ne kadar yurtsever olurlarsa olsunlar- ülkemizle ilgili konulardan uzak durmayı, hatta karşı görünmeyi, “bilgelik” zannederlerdi.
Sonra neler mi oldu?
Kimlerin TC hazinesinden aile boyu geçindiği çok net ortaya çıkınca, takke düştü kel göründü ve yaşadığı çevreden soyutlandı. Öylesine ki, yakın geçmişte Nişantaşı Milli Reasürans Çarşısı içinde bir café’de oturan bir grup gazeteci, yanlarından geçen ve kendilerini selamlamaya hazırlanan Çetin Altan’ı görünce başlarını çevirdiler, bir tanesi bile selam vermedi. Yanında eşi de olan Altan, çok ama çok bozuldu.
Altan’ın kötü bir kopyası olan Baskın Oran, “âkil” adamlıkta (!) aradığını bulamayınca, dahası, görevlendirildiği yerlerde yuhalanarak iteklenince, âkillikten istifa etti.
Radikal’deki köşesinde döktürüyormuş… Bu kez parmağını dolamaya kalkıştığı, Sorbonne Üniversitesi Tarih bölümü mezunu bir Fransız; Maxime Gauin.
Neymiş?
Gauin sözde soykırım konusunda çalışmış, gerçekleri saptamış, soykırım masallarını elinin tersiyle itmiş! Bu durum Baskın Oran’ı çıldırtmış, Gauin’e köşesinde vermiş veriştirmiş; dedik ya, bunlar içimizdeki İrlandalılar.
Konunun uzmanı Saygın Şükrü Server Aya’nın Baskın Oran’a çağrısı var: “İstediğiniz kanala çıkarım, gelin, yüzleşelim, varsa, belgelerinizi getirin” diyor (altta). Hatta Oran’ın köşesindeki yorum kısmına yorumunu bırakmak istedi fakat tüm çabalarına karşın, “ağa ulaşılamıyor” yazısı çıkıyor…
Neyse ki oradan olmasa da buradan sizlere ve ona ulaşmak, mümkün.
Dostlukla,
Lâle Gürman
Sayın Aya’nın mektubu ;
Sayın Baskın Oran,
Ozürcülerin liderlerinden biri olarak, her zaman başarılı oldukları “çamur sıçratmak” âdetini, tanımakla büyük zevk duyduğum (oğlu olacak yaşta) genç ve tarafsız Maxime Gauin’e uygulamış! Maxime Sorbonne Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu; “okuyunca ve kurcalayınca işin aslını görmüş, dürüst ve cesur olduğundan bir Fransız olarak dik durmuş”. Şu anda da Orta Doğu Teknik Üniversitesinden, Tarih Doktoru unvanını alabilmek için “torpilsiz” okuyor.
Doğrusu, son 15-20 yıldır Ermeni konusunda akademisyenlerin bir türlü görüp okumadıkları on binlerce sayfayı okumuş ve “armenians-1915.blogspot.com” sitesinde 3 İngilizce ve 1 Türkçe kitabımı “dünyaya açık olarak” sunan ve sitede 2005’ten beri mevcut 400 den fazla makalede her halde 5-6000 sayfa eleştiri yapan ve “her duyduğuna veya unvana inanmak gafletinde olmayan bir yaşlı vatandaş olarak” bu özürcülerin gazete köşelerinden çamur atmalarına, tertip ettikleri konferanslara onlar gibi düşünmeyenleri almamalarından veya (Muazzez Ciğ yaşındakilere dahi söz vermemelerinden) ve KAÇAK – KAYGAN – ASILSIZ – BELGESİZ – İSPATSIZ hatta vuku imkansız palavra veya iftiralarından bıktım.
Muhterem arkadaşlar, nasıl olsa forsunuz basında ve medyada geçiyor, neredeyse uykularımızı kaçıracak kadar aşinasınız.
Rica etsek, şöyle bir TV kanalında karşı karşıya gelsek de bana hangi belgelere dayanarak SOYKIRIM iddiasında bulunduğunuzu millet önünde bir gösterseniz de; bizim gibi meraklılar da sizin boş sözlerinize, gözünüze çoğunlukla Ermeni veya resmi muhtıra, yazışma ve inkârı kabil olmayan belgeleri koysak da… okumak ve öğrenmek yerine yalnız konuşan ağızlar “millet, basın, akademi aslında merak ve ilgi özürlü olduğundan”, meydanları boş bulup köşelerden sabırları taşırmasalar! Sanırım Hulki Cevizoglu veya Uğur Dündar da sizin gibi düşünenleri, cesaretiniz varsa, misafir ederler ve hangi suçun-iftiranın ak mı kara mı olduğunu millet görür.
Bendeniz adres verdim, kitaplarım da makalelerim de, YABANCILARA verdiğim cevaplar ve şu kadar video ve İngilizce konferansım tıklama mesafesinde. Hodri meydan, oraya yazın da açık forumda belgelerle dünyanın gözü önünde restleşelim.
Saygı ve Ya Sabırlarla…
Şükrü Server Aya