Mehmet Türker
E-mail: mturker@sozcum.com
9 Kasım 2014
Sözcü
Ata’ya mektup…
Yüce Atatürk,
Ebediyete intikalinin üzerinden tam 76 yıl geçti…
Bu süre içinde senin kurduğun Türkiye Cumhuriyeti’nden çeşitli iktidarlar gelip geçti…
Ama hiçbiri şu son 12 yılda Türkiye’nin başına musallat olan bir zihniyet gibi olmadı!..Hiçbiri bu kadar aciz, bu kadar korkak olmadı, ülkeyi bir yolsuzluk cenneti haline getirmedi;Hiçbiri demokrasi ve özgürlüklerin ırzına bu kadar geçmedi!..Türk Milleti’ne bu kadar büyük bir zilleti yaşatmadı!..
“İki ayyaş” dediler…Bunlardan biri sendin!..Çanakkale’de kahramanlık destanı yaratan, yedi düvele karşı Kurtuluş Savaşı vererek ülkeyi işgalden kurtarıp cumhuriyeti kuran;
Devrimleri gerçekleştiren, ümmetten millet yaratan, ülkeyi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmaya çalışan modern Türkiye’nin kurucusu olan sendin!..Diğeri, senin en yakın silah ve siyaset arkadaşın, Garp Cephesi’nin muzaffer Komutanı, Lozan Zaferi’nin kahramanı İsmet Paşa’ydı!..
Son 12 yılda seni unutturmak istediler…
Savaştan çıkmış yorgun ve yoksul ülkede kalkınma hamlelerini başlattığın dönemde yaptığın bütün fabrikaları, kurum ve kuruluşları ölmüş eşek fiyatına satıp, bazılarını da adeta “hediye” ettiler…Satıp satıp yediler, sonra da “IMF’ye borcu biz temizledik” diye övündüler!..
Bakma sen…
Bugün senin yattığın Anıtkabir’e film icabı geliyorlar…Ve sana bir türlü “Atatürk” diyemiyorlar!..Senin cumhuriyeti emanet ettiğin çocukları imam hatiplerde okumaya mecbur bırakıp “dindar ve kindar nesil” yetiştirmek için her yolu deniyorlar!..
Türkiye hızla “dervişler ve müritler ülkesi” haline gelme yolunda…
Buna karşılık bugün cumhuriyetin bekçiliğini yapan çevreci gençlere “çapulcu” diyorlar!..
Senin gözbebeğin olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratarak etkisiz hale getirmek, iğdiş etmek için ortaklık yaptıkları dincilerle birlikte senin ordunun en değerli komutanlarını, hatta 26. Genelkurmay Başkanı’nı yıllarca hapislerde süründürüp fedakar ailelerini acı içinde bıraktılar!..
Açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan insanları kömür çuvalları ile makarna-nohut torbalarına esir ederek oy avcılığı yaptılar!..“Yeni Türkiye” palavrasıyla rüşvet ve yolsuzluğu meşrulaştırdılar ve böylece “Devlet malı deniz, yemeyen keriz” sözüne gerçeklik kazandırmış oldular!..
Sevgili Atatürk,
Bu öyle bir kadroydu ki Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı vermiş bu ülkeyi PKK terör örgütü karşısında aciz bıraktılar, 40 bin kişinin katili bir haydudun her lafında keramet aramaya başladılar…Terör karşısında çözüldüler ve teröristlerle pazarlık masasına oturdular, askeri kışlasına, polisi karakollarına soktular;
Güneydoğu’da PKK kuyruklarının kentleri yakıp yıkmasını, şanlı Türk Bayraklarının indirilip yakılmasını, senin heykellerinin ateşe verilmesini seyrettiler!..
Dünyada saygınlığımız dibe vururken, senin milletimize hediyen olan Atatürk Orman Çiftliği’nde yüzlerce ağacı keserek “prestij” diye bu fakir fukara halkın cebinden çıkan tam 1 katrilyon 370 trilyon lirayla kaçak saray yaptılar!..
Sevgili Atam,Yine de rahat uyu…
Yurdun her tarafından genç yaşlı, kadın erkek yüzbinler, manevi huzurunda saygılarını sunmak için sevgiyle sana, Anıtkabir’e koşuyor…Gençler, senin imzanı vücutlarında taşıyor, otomobillerin, otobüslerin camlarında senin imzan var…
Senin cumhuriyeti emanet ettiğin milyonlarca genç statlarda, meydanlarda, caddelerde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırıyor…Biz bu cumhuriyeti sokakta bulmadık!..Onu korumak için var gücümüzle çalışıyoruz…
Rahat uyu…