CHP Lideri Kılıçdaroğlu Halk Tv’nin canlı yayını Halk Arenası’nda Uğur Dündarın sorularını yanıtlarken şunları söyledi;
07 Kasım 2014 – Cuma
“1 katrilyon 370 trilyon lira harcanan Ak Saray değil, Kaçak Saray”
“Kişileri kimlikleri ve inançları dolayısıyla ayrıştırırsanız Türkiye’yi emperyalistlerin eline teslim etmiş olursunuz” diye uyardı.
-“Ben merak ediyorum 1000 odalı yerde ne yapacaklar? Soruyorum, ne yapacaksın yani? Para kasaları mı koyacaksın? Zaten koydun koyacağın kadar. Ben siyasete yırtık ayakkabıyla girdim diyorsun. Bu nasıl bir yırtık ayakkabıdır”
-“Bir çağrı yaptım, oraya gitmeyin kirlenmeyin dedim. Orada Muharrem ayı dolayısıyla bir yemek verdi Cumhurbaşkanı. Bazıları gittiler. Hangi yüzle gidiyorlar, hangi ahlaki gerekçeyle gidiyorlar anlamakta zorluk çekiyorum. Bürokrat olsa onlarım. Ama sanatçı giderse, sivil toplum örgütü yöneticisi giderse, belli inanç gurupları giderse kimse kusura bakmasın yedikleri yemek helal değildir. Bizim kültürümüzde, inancımızda helale ortak olmak vardır ama harama ortak olmak yoktur. Giden harama ortaktır”
-“En karanlık dönem Yurdun işgal edildiği dönemdi. Bu halk kendi sorunlarını kendisi çözdü. Şimdi yine böyle bir karanlık dönemi yaşıyoruz. Bütün gençlere Atatürk’ün gençliğe hitabesini yeniden okumalarını istiyorum. Bütün gençlere söylüyorum. Yeniden bir milli kurtuluş savaşı vereceğiz yeniden. Birleşmek için ayrışmak için değil. Bütünleşmek için, ülkeyi kalkındırmak için, işsizliği yenmek için, yoksulluğu yenmek için, güçlü, varlıklı, zengin Türkiye’yi yeniden inşa etmek için. Uygar bir Türkiye’yi, kadın erkek eşitliğine inanmış bir Türkiye’yi, huzurlu bir Türkiye’yi, ekonomisi güçlü ve saygın bir Türkiye’yi, sözü geçen bir Türkiye’yi Ortadoğu’da örnek alınan bir Türkiye’yi yeniden inşa etmek zorundayız. Bunun yolu siyasi ahlaktan geçiyor”
-“Kişileri kimlikleri ve inançları dolayısıyla ayırırsanız, ayrıştırırsanız Türkiye’yi emperyalistlerin eline teslim etmiş olursunuz. Kimsenin buna hakkı da, yetkisi de yoktur. olmamalıdır.”
-“Çözüm süreci denilince, masanın bir ucunda Cumhurbaşkanı ve 3 – 4 bakan, öbür ucunda da Öcalan var. Ne konuştuklarını Meclis, bakanlar kurulu, milli güvenlik kurulu, genelkurmay bilmiyor, biz, üniversiteler halkımız bilmiyor. Bize diyorlar ki neden destek olmuyorsunuz? Bilmediğimiz bir şeye nasıl destek olalım. Adresi gösterdik Meclis, buyurun gelin çözelim dedik. Hayır biz çözeceğiz dediler. Buyurun çözün diyoruz. Siz engel oluyorsunuz. Biz neye engel olduk? Gittik sınırda mı durduk. Siz sorunu çözdünüz de biz karşı mı çıktık? Hayır. Ama şunu söyledik. Vadettiğiniz şeyleri bu toplumun kabul etmesi lazım. Toplumun kabul etmeyeceği yükümlülüklerin altına girmeyin dedik. Şimdi öyle şeyler vadetmişler ki yerine getiremiyorlar”
-“Bütün yurttaşlarımdan isteğim sakın ola ki ayrışmayın, AKP’nin tuzağına düşmeyin. Şu soruyu kendinize hiç sordunuz mu acaba? Neden AKP sürekli oy alıyor? Bütün bu olumsuzluklara karşın iktidarda durabiliyor. Yanıtı ne biliyor musunuz ben size söyleyeyim. Ülkeyi vatandaşları etnik kimlik ve inanç bağlamında ayrıştırdı ve kutuplaştırdı. İnanç ve etnik kimlik üzerinden siyaset bütün demokrasilerde yasaktır. Ama bizde serbest. İnsanları inanç eksenli ve etnik kimlik eksenli bölerseniz demokrasiyi yaşatamazsınız. Bizim önümüzdeki en büyük engel budur”
-“Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. İnanç, etnik kimlik, yaşam tarzınıza saygı duyuyoruz, farklı olması bizim için hiç önemli değil. Önemli olan sizin ekonomik olarak güçlü olup olmadığınız. Önemli olan sizin evinizde huzurun olup olmadığı, önemli olan Türkiye’de huzurun olup olmadığı. Siz bunun üzerinde durun. Çocuğunuz işsiz mi, okula gidip geliyor mu, evde kadınlara şiddet uygulanıyor mu? Kadına yönelik şiddet %1400 arttı arkadaşlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bunları düşünün tercihinizi ona göre yapın”
-“Sorun demokrasi ve özgürlük bağlamında çözülür. Kendi paketimizi de hazırladık. 17 maddelik özgürlük ve demokrasi manifestosu yayınladık. %10 seçim barajının kaldırılmasından topraksız köylüye toprak verilmesine kadar 17 maddelik. Eğer bu ülkede kan akmayacaksa, bu ülkede huzur ve barış gelecekse bunu sağlayacak olanda biziz”
-“Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Bir kişi bile kalsak mücadele edeceğiz. Biz haklıyız. Haklıysak mutlaka kazanacağız.”
-“Biz var olduğumuz sürece hiçbir güç Türkiye’yi çağdaş uygarlıktan geri döndüremez. Bedenlerimizi çiğnerler o zaman tamam bir şey diyemem. Yani bizi yok ederlerse. Ama herkes bilsin, bizi yok etmeye onların gücü yetmez. Biz karaya teslim olan bir insan değiliz. Biz aydınlığı savunuyoruz. Güneşi savunuyoruz.”
-“Gideceksiniz karanlık dünyaların adamı olacaksınız, cebinizi dolduracaksınız, halkı kandıracaksınız, din, iman edebiyatı yapacaksınız. Biz bunun mücadelesini vereceğiz. Böyle bir sorumluluğumuz var. Böyle bir yükümlülüğümüz var. Biz cumhuriyeti birileri gelsin istedikleri gibi yönetsin diye kurmadık. Bu cumhuriyetin varlık nedeni her yurttaşın kendisini eşit hissettiği, her yurttaşın karnının doyduğu, hukukun üstünlüğüne inandığı, mahkemelerinin bağımsız olduğu, üniversitelerinin özerk olduğu bir cumhuriyet. Biz böyle bir cumhuriyet istiyoruz.”
-“Ben Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanıyım. Benim sorumluluğum sokaktaki vatandaşın sorumluluğundan daha ağır, bu ülkeyi aydınlığa çıkarmak gibi, bu halkın umutsuzluğa kapılmaması gibi bir görevim var. Ben çalışacağım, mücadele edeceğim. Ama ben isterim ki, ben sokağa çıktığım zaman milyonlarda, sendikalarda sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zaman boğazda rakı masalarında kimseyi görmek istemiyorum. Sokağa çıktığım zaman biz bu ülkenin saygın yurttaşları olarak mücadeleyi yapacağız demeliler.”
-“ Bu ülkede aydınlar korkularından konuşamıyorlarsa kimse kusura bakmasın ben onlara aydın demem. Siyaseti sadece CHP’yi eleştirerek siyaset yapmayı sananlar kusura bakmasın ben onları da aydın saymıyorum. Aydın farklıdır, aydın toplumun önderidir, aydın toplumun lideridir ve aydın bedel ödeyendir. Aydın budur. Falan dizide oynayacağım diye gidip Erdoğan’ın önünde iki büklüm olanlara ben aydın demem. Sanatçıda demem onlara”
-“Hiçbir zaman, ben ömür boyu burada kalacağım, hiç kimseye izin vermeyeceğim, kim Genel Başkan adayı ise kellesini keseceğim gibi bir düşüncem asla olmadı ve olmayacak. Tam tersine CHP’de Genel Başkan adaylarımız olmalı, yeri geldiğinde biz koltuklarımızı onlara vermeli ve seçilecek Genel Başkanın neferleri gibi çalışmalıyız. Kendi içinde kavgalı bir yapı asla istemiyorum”
-“Eskiden Genel Başkan adayı olmak için delegeler kürsü önünde imza atardı, şu kadar sayıya ulaşması lazımdı, kaldırdım onları.”
-“Oyunuz düştüğü zaman ben illa koltukta kalacağım demek doğru değil. Başarılı olamazsanız gidersiniz…”