Ak’Saray’da Recep’tion *** “Gitmeyin, kirlenmeyin. Orada hangi cumhuriyeti kutlayacaklar?

Emin Çölaşan
28.10.2014
Sözcü

Ak’Saray’da Recep’tion

Sevgili okuyucularım, Tayyip bu devletin ve milletin en az bir milyar lirasını
harcayarak kendisi için kaçak bir saray yaptırdı! Eski parayla bir katrilyon!..
Yatırımlar durduruldu, AKsaray’a para bulmak için yine devletin ve milletin arazileri,
değerli mülk ve tesisleri satışa sunuldu.
Yargı, bu kaçak inşaat için yürütmenin durdurulması kararı verdi ama kim takar yargı kararını!
Halka ve topluma ait Atatürk Orman Çiftliği arazisi işte böyle yağmalandı,
Tayyip sülalesinin hizmetine sunuldu.
Bin odalı olduğu söylenen bu yapı hem Tayyip’in konutu olacak, hem de yeni padişah sarayı.
İçini gören henüz yok…
Bilinen, arabesk bir yapı olduğu

***

Uğur Dündar
26 Ekim 2014
Sözcü

Facebook: halkinsozcusu
Twitter: ugurdundarsozcu
E-mail: ugur.dundar@ugurdundar.com.tr

Okurken çok şaşıracağınız bir yazı daha!..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun “Ak Saray” olarak adlandırılan ve 600-700 milyon dolara mal olduğu tahmin edilen kaçak binada verilmesini protesto ediyor. CHP Lideri “Gitmeyin, kirlenmeyin. Orada hangi cumhuriyeti kutlayacaklar? Yolsuzluklarını kutlasınlar, 4 bakanı çağırsınlar, Rıza Sarraf’ı davet etsinler” diyor!

Dün size, dünyanın en güçlü ülkesi ABD’de başkanların “Beyaz Saray”daki yaşamlarını anlatmış, gerek başkanların, gerekse eşleri “First Lady”lerin türlü kişisel harcamalarını ceplerinden ödediklerini yazmıştım.

Bugün de Avrupa’nın en güçlü ülkesi Almanya’nın Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un nerede ve nasıl yaşadığını aktaracağım.Ama bu konuya geçmeden önce, muktedirin acımasız ağaç katliamı yaptığı ve kindarlığın körüklediği hesaplaşma duygusuyla adını “Beştepe” veya “Yenimahalle Orman Çiftliği” olarak değiştireceğini sandığı Atatürk Orman Çiftliği’nin öyküsünü anlatmak istiyorum:

Yıl 1925, mevsim ilkbahar…
Cumhurbaşkanı Atatürk, ülkenin önde gelen tarım uzmanlarını Çankaya Köşkü’ne davet ederek, Ankara civarında kurmayı düşündüğü çiftlik için uygun bir arazi bulmalarını istiyor.O yıllarda kıraç bozkırın ortasındaki Ankara, adeta bir ortaçağ şehri görünümündedir. Ağaç yoktur, su yoktur, kısacası yeşil hiçbir görüntü yoktur.

Göz alabildiğine uzanan çorak bozkırda, Atatürk’ün hayal ettiği modern çiftliğe uygun araziyi bulmak çok zordur. Komisyon üyeleri tespit ettikleri bir iki yerle ilgili raporu sunarken, Atatürk, eliyle bugünkü çiftliğin bulunduğu araziyi işaret eder. “Burayı gezdiniz mi?” diye sorar. Uzmanlar buranın bir çiftlik için gereken özelliklerin hiçbirini taşımadığını, bataklık, çorak ve verimsiz bir yer olduğunu söylerler.
Atatürk kararlıdır. “Ben de böyle bir yer istiyorum” der. “Bu bataklık ve çorak araziyi biz ıslah etmezsek, kim edebilir?” diye sorar.

O yıllarda Tarım Bakanlığı’nda görev yapan Alman uzmanlardan biri, Atatürk’ün seçtiği araziyle ilgili raporunda; “Bu öyle bir teşebbüstür ki, elverişsiz toprak ve iklim koşulları karşısında ya sabır tükenir, ya da para!” diyerek, olumsuz görüş belirtir.

Ama uzmanların karamsar düşünceleri onun azmini kıramadığı gibi daha da kamçılar. Atatürk, ağaç bile yetişmeyen bir yerde insanın nasıl yaşayabileceğini sorgulayan ve Ankara’nın başkent oluşunu affedilmez bir hata olarak görenlere, bir mucizeyi daha göstermeye kararlıdır.Böylece Türkiye tarımına bu modern çiftlikle örnek model sunacak, ayrıca bilimin bile imkansız gördüğü başarıların azim ve çalışmayla mümkün olabileceğini, ulusuna bir kez daha kanıtlayacaktır.

Nitekim öyle de olur. Onun “Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu fark etsin” düşüncesinden yola çıkılarak, bugünkü Atatürk Orman Çiftliği kurulur.Artık bozkırda yemyeşil bir deniz uzanmaktadır. Başkent Ankara halkı, rahatlıkla gezebileceği, nefes alacağı, yaz, kış yeşil kalabilecek bir cennete, eşsiz bir doğa güzelliğine kavuşmuştur.

Bir başarıya daha imza atmanın mutluluğunu yaşayan Büyük Önder’in artık son hedefi, diğer çiftlikleriyle birlikte Atatürk Orman Çiftliği’ni de çok sevdiği ve değer verdiği milletine hediye etmektir.

Bir ilkbahar günü başlattığı projeyle ortaya çıkan görkemli eseri, 11 Haziran 1938’de, yani vefatından 5 ay önce, tüm tesis, hayvan varlığı ve demirbaşlarıyla birlikte Hazine’ye bağışlar.Atatürk Orman Çiftliği’nin yanı sıra diğer çiftlikler de milletin malı olur.

Muktedir 600-700 milyon dolarlık kaçak saraylarda yaşayıp maliyetinin 1 milyar dolara yaklaştığı öne sürülen “saray uçak”larla uçarken, Avrupa’nın en güçlü ülkesi Almanya’nın Cumhurbaşkanı Gauck acaba nerede ve nasıl yaşıyor?

Almanya Cumhurbaşkanlarının resmi ikametgahı başkent Berlin’deki Schloss Bellevue…Ancak iki Almanya’nın birleşmesinden sonra Berlin’de görev yapan Cumhurbaşkanlarının hiçbiri burada yaşamıyor, Bellevue Sarayı sadece resmi görüşmelerde ve çalışma saatleri süresince kullanılıyor.

Tarihi öneme sahip Saray’ın konumu çok ilginç. Önünde otobüs durağı bulunan Saray’ın çevresinde güvenlik ordusu yerine, 2-3 koruma polisi nöbet tutuyor. Yolun karşısındaki park ise genellikle Türkler tarafından piknik alanı olarak kullanıyor. Bazen Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da onların arasına karışıyor ve bizimkilerle birlikte ızgara köfte pişiriyor!

Gauck Cumhurbaşkanı seçildikten sonra kısa süreliğine, şehir merkezindeki ara sokakların birindeki evinde yaşamaya devam ediyor. Eski bir binanın 3. katındaki bu 100 metre karelik evden, resmi konut olarak tahsis edilen yere geçiyor.

Almanya’nın Cumhurbaşkanları için uygun gördüğü resmi konutu gözünüzde büyütmeyin. İkametgah, küçük bir bahçe içindeki 3 katlı bir villadan ibaret!..

Gauck’a yaşam alanı olarak villanın üst katındaki 153 metrekarelik bölüm ayrılıyor. Tabii kirasını ödemek koşuluyla! Ayrıca tıpkı ABD başkanları gibi Almanya Cumhurbaşkanı da, özel harcamalarının tümünü cebinden yapmak zorunda!..

Resmi ziyaretçiler konutun alt katında kabul edildiği için sadece bu bölümün masrafları halkın vergisinden karşılanıyor.

Sevgili okurlarım,
Biri 300 bin metrekarelik kaçak Ak Saray’da yaşıyor.
Diğeri 153 metrekarelik daracık bir alanda!
Çok üzülerek yazıyorum ama birinin itibarı dorukta,
Diğerinin çukurda!

This entry was posted in ATATURK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, HUKUK-YARGI-ADALET, Politika ve Gundem, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *