Kurşun sıkılan! Kurtarıcı yapılan! ***Vur Mehmetçik vur! *** Akılsız! Mantıksız! *** Kürt anneler! Kürt babalar! Kürt halalar!

Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
9 Ekim 2014
Sözcü

Kurşun sıkılan! Kurtarıcı yapılan!

Aslında bir değil iki paralel vardı. Başlangıçta ikisini de gizliyorlardı. Birinci paralelde araya ganimet girdi.Ganimet çok tatlı geldi.İktidarı paylaşamadılar.

Fethullah Gülen‘i iktidar treninin penceresinden aşağı raylara attılar. Üzerinden vagonları geçirip kemiklerini un ufak oluncaya kadar kırıyorlar.

İkinci paralel de gizliydi.Aralarına IŞİD girdi.Abdullah Öcalan‘ı da trenden aşağı raylara atacakları şüphesi doğunca son 48 saat içinde Türkiye’nin tamamında; “Her yer Kobani” diyerek isyan tazelendi.

1 günde 18 kişi öldü.
6 şehirde sıkıyönetim.
9 ilçede sokak yasağı.
100 yaralı.

Çok net anlatıyorlar.
Öcalan ile Erdoğan.
Davutoğlu ile Karayılan.

Aynı rolü birlikte oynuyorlardı. Rolün ne olduğunu Murat Karayılan, “Türk Devleti Serekaniye’den Kobani’ye koridor açma sözü verdi. Ancak bunu yerine getirmedi” diyerek açıkladı.

Anlayın.
Türk askeri Mehmetçik!
Türkiye’de kurşun atılan.
Suriye’de kurtarıcı yapılan.

Damardan İslamcı IŞİD askerleri, Kürt şehirleri diye ilan edilen Serekaniye ile Kobani arasındaki koridora saldırırsa Türk Ordusu, PKK’ya silah verecek, askeri yardım yağdıracak. Bu oyunu kim yazdıysa; söz böyle kesilmiş: PKK, Türk askerini Türkiye topraklarında kurşunlamasın; Türk askeri de Suriye’de PKK’nın yardımına koşsun.

Öcalan da aynı lafı yayıyor:
Kobani düşerse.
Barış süreci biter.

Türkiye’nin Suriye sınırında Suruç’un karşısı Kobani’de bir Kürt Özyönetim (Kanton İdare) modeli kurulmuş fakat IŞİD buraya saldırıyor. PKK, Kandil’den çıkıp Kobani’ye ulaşamıyor. Peşmerge Erbil’den çıkıp Kobani’ye yardımı yetiştiremiyor. İstiyorlar ki, söz verildiği gibi Türk Ordusu da tankları füzeleri ile Kobani tepelerine dikilmiş IŞİD bayrağını PYD ile bir olup indirsin, IŞİD’i geriletsin.

IŞİD geriletilemiyor.
Kobani düştü düşüyor.
Barış süreci de bitti, bitiyor.
İkinci paralel de çatırdıyor.
Demokratik özerklik.
Kanton yönetim.
Rafa mı kalkıyor?
Büyük rejisör buna ne diyor?
Büyük rejisör; oyun kurucu ve oynatıcı ABD henüz bu konuda renk vermedi.

Öcalan soruyor:
Kobani düşmesin diye ne yaptın?
Erdoğan cevaplıyor:
Bizim için IŞİD ile PKK aynı.
Öcalan vicdan yapıyor:

Kürt’ün kalbini Suriye’de kırıyorsan Türkiye’de kazanamazsın.
Erdoğan realiteye çekiyor:
Bu bir şantajdır.
Öcalan uzlaşma arıyor:

IŞİD kanlı çete. PKK müzakereye oturduğun masa arkadaşın. İkisini nasıl bir tutarsın?
Erdoğan, ABD’ye vidalı:

Obama’dan Öcalan’ı bırakıp Ilımlı İslama (Türkiye’de AKP, Mısır’daki ihvan, Suriye’de Özgür Ordu) destek vermesini istiyor.

Anlayın.
İkinci paralel çatladı.
Çatırdıyor.

Öcalan’a giden heyetler kalkabilir. Kürt isyanı genişleyebilir. Büyük rejisör kulak çekebilir. Havadan bomba yetmiyor, Türk askeri karadan girebilir. Oyun kurucu da zaten bunu istiyor.

Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
11 Ekim 2014
Sözcü

Vur Mehmetçik vur!

Tahrik var tatmin yok. Sen bana oy ver. Destek çık. Ben sana Kürdistan vereyim. Al sana oy. Al sana destek. Sen oldun Cumhurbaşkanı ve yanına da seçtin bir yarım Başbakan. Yine de vermiyorsun bize Kürdistan.

Bunun için isyan başladı.
“Sokağa dökülün” dediler.
Bunun için öldürdüler.
Bunun için ateşe verdiler.

Öcalan’ı hapisten çıkaracağız sözü verdiler. Kürtçe anadilde eğitimi kabul edeceğiz sözü verdiler. Kandil’deki PKK militanlarını affedeceğiz, onlar gelip Kürt özerk bölgesinin güvenlik askeri olacaklar, maaşlarını dolar olarak Ankara ödeyecek sözü verdiler. Kürdistan özerk bölgesinde vergileri kantonların Kürt vergi daireleri toplayacak, gümrük kapılarını Kürt gümrük müdürlüğü yönetecek, Harran’ın sulanmasını Kürt kantonları su kolhozu başkanlığı planlayacak, barajlardan elde edilen elektriğin geçmiş 90 yıllık bedeli dolar üzerinden hesaplanacak ve Ankara’nın bu miktar parayı Türkiye Kürdistan’ına “asimilasyon tazminatı” olarak ödeyecek sözü verdiler. T.C askeri, Türk Bayrakları, Atatürk heykelleri Türkiye Kürdistan’ından çıkartılacak sözü verdiler.
Barış süreci diyorlardı.
Barış süreci bu sözlerdi.

Barış süreci:
Bölünmüş vatan demekti.
Sözler tahrik vitaminiydi.
Tatmin gecikti.

Tatmin gecikince ve IŞİD kılığına girmiş Araplar, Suriye’de PKK’lı Kürtleri öldürmeye başlayınca Türkiye’de Çarşamba isyanı başlatıldı. İsyancıların kurşunlarıyla ve 4’ü de linç edilerek 24 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öldü. 148 vatandaş yaralandı. Hizbullahçı (Hüda Par) Kürtler, PKK’lı Kürtleri öldürürken 3 bin işyeri yakıldı. 263 kamu binası, 190 banka, 80 parti binası, 340 özel araç, 216 resmi araç, 30 özel yurt ve dernek, 1 belediye binası, çok sayıda MOBESE kamerası, elektrik direği yıkıldı, yakıldı, tahrip edildi. Türk Bayrakları indirilip tekmelendi.

İçişleri Bakanı’nın daha ölü sayısı 10 iken görevden kendisinin çekilip gitmesi; demokrat ahlak ve devlet terbiyesi gereğiydi. Başbakan’ın da dün istifasını vermesi gerekirdi çünkü başbakan olduğu gün kutlama konuşmasında; “Kürt meselesinde (barış süreci adı altında verilen sözlerde) geri dönülmez noktanın geçildiğini” bizzat kendisi kendi ağzıyla dile getirmişti.

Barış sürecinin dönülmez noktasına; “Vur gerilla vur- Kürdistan’ı kur” diyerek gelindiği için; “Vur Mehmetçik vur! Kürdistan’ı kur” safhasına geçilmişti. Mehmetçik Suriye’ye girsin Kobani’de IŞİD Araplarını vursun. Kürdistan’ı kursun istiyorlardı. Herhalde böyle bir söz de verilmişti.

Adı barış süreciydi.
Dönülmez noktaya gelindi:
Suriye’de Kobani’de Arap, Kürt’ü vuruyor diye Kürt,
Türkiye’de Türk’ün canına, bayrağına saldırıyor.

Dönülmez nokta mimarları!
Abdullah Öcalan!
Tayyip Erdoğan!
Aralarına IŞİD girdi.
Arap, Kürt’ü öldürüyor.
Kürt, Türk’e saldırıyor.

O sarayda oturamaz!

Orta Vadeli Program açıklandı. Ekonomik kriz patlamasın diye programa yeni yüksek vergiler koyuldu. Halkın sırtına yeni vergiler binecek. Bu durumda Atatürk Orman Çiftliği içinde 1 milyar liradan fazla para akıtılarak yapılan 1000 odalı Ak Saray’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan artık oturamaz. Halkı vergi yükü altında inletip kendilerine bu vergilerle şatafatlı, lüks saraylar yaptıran dünyanın en zalim tiranları (diktatörleri) bile saraylarında oturamadı. Yıkıldılar.

Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
11 Ekim 2014
Sözcü

Akılsız! Mantıksız!

Havayı benzin buharı kokusu sardı.
81 şehrin havasında ateşin üzerine dökülen benzinin büyüttüğü yangının ağır, kara, pis dumanı var.

Şiir de yazıyordu.
Şiirinde sevgi öndeydi.
Kürt- Türk ayırmazdı.
Selefi, Sünni, Alevi.
Mezhep gözetmezdi.

O, halktan toplanan vergilerden maaş alıyor ve onun gözünde, gönlünde vatandaş eşitti.
Bingöl’de; yakılan, yıkılan, yağmalanan dükkanları, mağazaları, esnaf tezgahlarını geziyordu.

Sinsice geldiler.
Taradılar.

Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ağır yaralandı. Yardımcısı Atıf Şahin ve komiser Hüseyin Hatipoğlu öldürüldü.

Baba oğul işe gidiyordu.
Babanın sakalı vardı.
Sormadılar kimsin?
“Sen IŞİD’sin” dediler.
Vurdular, öldü.
Oğlunun sakalı yoktu.
Oğlunu da vurdular.
Eşini doğuma yetiştiriyordu.
İşçi, emekçi aileydiler.
Emekçi aileye de saldırdılar.
Eşi çocuğunu düşürdü.
Parkta yalnız geziyordu.
15 yerinden bıçakladılar.
Çıplak bırakıp gittiler.

1984’te 30 yıl önce yine Diyarbakır, Van, Mardin, Şırnak, Hakkari, Muş, Bitlis, Batman’ın dağlarında Mehmetçik’i vuruyor, karakol basıyorlardı
.
Şimdi şehirlerden başladılar.
Doğuma gideni kurşunluyor.
Parkta gezeni bıçaklıyorlar.
Yardıma koşan polisi öldürüyor.

30 yıl önce; “Türk Jandarması Kürdistan topraklarının işgalcisidir” diye silahlı kalkışma başlatmışlardı; 30 yıl sonra bugün “Türk Ordusu Ortadoğu’ya niçin jandarma olmuyor, gidip Suriye’de Kürtler’i kesen IŞİD’i oradan temizleyip atmıyor” diyerek isyan tazeliyorlar.

Akılsız!
Mantıksız!
İzansız!

Kürt anneler!
Kürt babalar!
Kürt halalar!
Lütfen dikkat!

Bugün Kürt babaların, annelerin, kardeşlerin, amcaların, halaların, ağabeylerin “aklına- mantığına-izanına” ihtiyaç var. Kürt babalar, anneler, kardeşler, amcalar, halalar, ağabeylerin; “Türk Ordusu niçin Ortadoğu’nun Jandarması olmuyor?” diye saçma, akılsız, mantıksız, izansız talebiyle şehirleri kana bulayan PKK’lılara sorması gerekir; Türk Ordusu, niçin Ortadoğu’ya Jandarma olsun? Kobani’de PKK’yı desteklemek için Suriye toprağına niçin çıkartma yapsın?

Kürt anneler!
Kürt babalar!
Kürt halalar!
Lütfen sorun:

Türk Ordusu niçin şu anda IŞİD’in işgali altında olan ve Suriye’nin Akdeniz’e açılan sahillerinden başlayıp, Musul’a kadar uzanan bölgede bir “Kürt Koridoru kurulup korunmasına jandarma” dursun? Suriye ve Irak topraklarında “Kürt Koridoru kurulup korununca” Kürt babalara, annelere, kardeşlere, amcalara, halalara, ağabeylere ve bugün Türkleri kurşunlayan PKK’lı gençlere ne faydası olacak? Bu koridorun insanlığa ne hizmeti geçecek?

Kürt anneler!
Kürt babalar!
Kürt halalar!
Lütfen görün.

Bu koridor sadece Irak petrolünü dünyaya satıp büyük kazanç elde edecek ABD, İngiliz, Fransız şirketlerinin soygununa alet olacak. Irak, Suriye ve Türkiye Kürtler’i buna alet oldular diye de eski aşiret ağası yeni Kürt zenginlerine küçük paylar verilecek. Onlar da o payları yine Amerika’ya, İngiltere’ye Fransa’ya kaçırıp yiyecekler. Bu emperyalist yağmacılıktan gerçek Kürt halkına bir damla bile şeref, şan, fazilet, asalet kalmayacak. Kürtler bu pis oyunun niçin aleti olsun ve Türk Ordusu bu aşağılık oyunun jandarmalığına, ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya istiyor diye niçin soyunsun?

Kürt anneler!
Kürt babalar!
Kürt halalar!
Lütfen sorun:

Kürt’ü öldüren IŞİD’li Arap. Arap Kürt’ü vuruyor peki Kürt niçin Türk’e saldırıyor?
Bu durumda Kürt’ü Türk’e kim saldırtıyor?

This entry was posted in Bölücü KÜRTÇÜLÜK, NECATİ DOĞRU YAZILARI, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *