MADEN İŞÇİLERİ ÜZERİNE MADENE İNİŞ KAPILARI KİLİTLENİYOR …TIPKI VAHŞİ HAYVANLARIN KİLİTLENDİĞİ GİBİ ..Soma’dan hiç ders alınmamış

Sabriye Aşır
Odatv.com
04.06.2014

Soma’dan hiç ders alınmamış

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesesi’nde, yeraltında çalışan madencilerin üzerine kapıların kilitlenmesi tepkilere neden oluyor.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Eğitim ve Teşkilatlandırma Genel Sekreteri Osman Tutkun Odatv’ye yaptığı açıklamada, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesesi’nde çalışan işçilerin her mesailerinde kapıların üzerlerine kapandığını belirtti. 2011 yılından bu yana devam eden uygulamanın sona erdirilmesi konusunda şimdiye dek gösterdikleri çabanın sonuçsuz kaldığını anlatan Tutkun, işçilerin üzerine kapıların kilitlenmesinin, TTK’nın 5 müessese müdürlüğü olan Kozlu, Karadon, Üzülmez, Armutçuk ve Amasra’dan, yalnızca Üzülmez’de uygulandığını söyledi.

TTK Üzülmez Müessesesi’nde bin 800 işçinin çalıştığını anlatan Tutkun, “Buradaki kişisel bir sıkıntı. İdarenin acizliği. Oradaki erken çıkılma olayını önlemek için yapılan bir uygulama. Bu duruma sendika olarak tepkimizi gösterdik, işçi arkadaşlarımızla eylemler yaptık. Ama Genel Müdür, İdare Müdürü ve İdare Heyeti’ni bu konuda ikna edemedik. Bu çağdışı uygulamayı halen devam ettiriyorlar.” dedi.

Maden ocağında çalışan işçilerin, dakikası dakikasına mesaileri bitiminde çıkmaları için her gün giriş ve çıkışlarında üzerlerine kapıların kilitlendiğini anlatan Tutkun, şöyle devam etti: “Maden sektörünün ağır bir işkolu olduğunu, işçinin moral ve motivasyon olarak en yüksek seviyede olması gerektiğini, moral ve motivasyonları yüksek olan işçilerle ancak üretimde verim sağlanabileceğini, ancak bu sistemin işçilerin moral ve motivasyonlarını bozduğunu, kazalara da davetiye çıkardığını defalarca dile getirdik, söyledik. Keza, kazalara davetiye çıkardığını da söyledik. Bu uygulamanın üretimin artması yönünde fayda sağlamayacağını dile getirdik. Ancak aynı uygulamayı devam ettirdiler. Buradaki Müessese Müdürlüğü’nün yanlış tutumu, durumu bu hale getirdi.”

Üç yıldan bu yana devam eden bu uygulama ile ilgili tüm yasal süreci sürdürmelerine ve eylemlerde bulunmalarına karşın hiçbir mesafe kat edemediklerini ifade eden Tutkun, şu görüşlere yer verdi: “Ülke genelinde cezaevlerinin kapıları bile açılırken, bizde halen daha kapıların kilitlenmesi olayı devam ediyor. Burada sanki kötü bir olay olsun da, ondan sonra kapılar açılsın, sorumlular bulunsun diye bir zihniyet var ama canlar yandıktan sonra oradaki sorumluları bulmak çözüm değil. Önemli olan, orada can yanmadan, olası bir aksi durum yaşanmadan önlemini almaktır. İnşallah Üzülmez’de hiçbir madenci arkadaşımızın burnu bile kanamadan bu olay çözüme kavuşur. Yoksa yeraltında olabilecek en ufak bir olumsuzlukta orada çok büyük sıkıntılar, acılar yaşanabileceği aşikârdır.”

Maden işçilerinin bu durumdan son derece şikâyetçi olduklarını ve üzerlerine kapıların kilitlenmesini onur kırıcı bulduklarını da dile getiren Tutkun, şunları kaydetti: “İşçi arkadaşlarımızın tümü rahatsız ve emekliliği gelenler, hemen emekli oluyorlar. Oradaki çağdışı, insanlıkdışı olayı gördükçe; emekliliği gelenler hiç beklenmeden emekli olup gidiyorlar. Üç yıl içinde, havzada en fazla emekli olan sayısı Üzülmez Müessesesi’ndedir. 400’ün üzerinde işçi arkadaşımız emekli oldu. Kurumun acil işçiye ihtiyacı olduğu bir dönemde, bu uygulamalardan dolayı işçi arkadaşlarımızı kaybediyoruz. Arkadaşlarımız, kendilerini esir gibi hissettiklerini, köle muamelesi gördüklerini dile getiriyorlar. İşçi arkadaşlarımız, geniş kapsamlı bir eylemle, olaya bir kez daha dikkat çekmek istediklerini bize aktarıyorlar. Kurum yetkilileri ise geri adım atmamakta ısrar ediyorlar. Art niyetli oldukları aşikârdır.

Çağdışı, insanlıkdışı ve hiçbir yararı olmayan bu uygulamaya devam ediyorlar. Bu tavırları da art niyetli olduklarını ortaya koyuyor. Orada bu sebeple bir işçi arkadaşımızın zarar görmesi halinde, bunun yetkililerini, hukuki yoldan değil, biz cezalandırmayı göze alırız. Çünkü ısrarla, defalarca uyarıyoruz. Allah göstermesin en ufak bir olumsuzluk olursa, bunun hesabını kimse veremez. Bunun hesabını, yalnızca kurum yetkilileri de değil, devletin en başındakiler de veremez. Biz konuyu Bakan’a dahi ilettik. Kapıların kilitlenmesi nedeniyle bir panik ya da aksi bir olay olduğu an, orada biz sorumlu aramayız. Çünkü sorumluları biliyoruz. En tepeden en aşağıya kadar, kendi elimizle cezasını veririz. Çünkü defalarca uyarmamıza karşın birileri illa can yanmasını bekliyorlarsa, bence beklemesinler; bir an önce önlem alsınlar. Önlem almak, ödemekten daha kolay ve ucuzdur. Can yanması durumunda kimse suçlu aranacağını beklemesin. Biz suçluları biliyoruz, maden işçileri olarak sorarız. 16 saat eylem yapıp maden işçileri ocaktan çıkmadılar. Eğer bu insanların emeğine, alınterine saygı gösterilmiyorsa, bu saatten sonra biz de göstermeyiz.”

Maden işçilerinin üzerine kapıların kilitlenmesinin, ülkede başka hiçbir örneği olmadığını da ifade eden Tutkun, “Bunu, Kurtuluş Savaşı’ndan önce, mükellefiyet yıllarında, sömürü döneminde Fransızlar ve İngilizler gelip yapmışlar. O dönemde yapılan uygulama, bugün de Üzülmez’de yapılıyor. Yani devlet, yabancı sömüren devletlerin reva gördüğünü, bugün kendi vatandaşına-kendi işçisine, kendi kurumunda reva görüyor. Yarın orada bu olaydan dolayı bir arkadaşımızın canı yanarsa, suçluların, sorumluların kim olduğunu biliyoruz; bunun hesabını biz sorarız. Soma’daki gibi, suçlu-sorumlu aramayız. Çünkü en yukarıdan en aşağıya kadar sorumluları biliyoruz. İnsanca yaşam, insanca saygı bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

http://www.odatv.com/n.php?n=somadan-hic-ders-alinmamis-0406141200

This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, EMPERYALİZM, Madencilik ve Yeralti Kaynaklari. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *