Islık çal sokakta…

Tuğrul Keskin
18 Mart 2014

Islık çal sokakta…

“Ondört yaşım diken ile kaplanmış
Göz ucuma karıncalar toplanmış
Kurşun gelmiş kaşlarımın üstüne
Alın yazım okur gibi saplanmış…”

Ha Gaziantep’te ölen Memik Oğlan, ha Atina’daki Aleko (Alexandros Grigoropoulos), ha bizim Ekmek Çocuk… Hepsinin ortak yanı, halkın çocuğu olmak. Dünya nimetlerindeki hakları gaspedilmiş olanlar, yani bizim çocuklar…

Hiç değişmeyen bir gerçek var, kim gelirse gelsin sanki değişmeyecek… Değiştirmek için atılan her adım, aynı yere bağlayacak sonucu: Sokaklar, mezardır halk çocuklarına…

Bütün dağlar mezardı halk çocuklarına, eski zamanlar… Yeni kirli yüzyılda sokaklar. Ah bu böyle daha ne kadar, sürecek daha ne kadar.

Sokaklar… Sokaklar… Sokaklar… Yaşarken bir karış toprağı olmayanlar, toprak sahibi olsun diye midir mezarlar?

Oysa oyun alanlarınızdı bir vakitler, ıslık yarıştırdığınız zulanız, düştüğünüz kalktığınız, öfkelenip ağladığınız sığınaklar, şimdi uçurumlara açılan birer kapı sokaklar, belki ziftten bir mezar…

Sokaklar… Sokaklar… Sokaklar… Sevgili elinden tutulan kuytuluklardı bir vakit, şimdi devasa yürekler için mezar…

Her nasılsa bekler durur hayın tuzaklar, kirli bir el sallanır karanlıkta ve saldırır… Ölüm çağırır oyuna, ölüm çağırır 14 yaşındaki çocukları koynuna… Neden?

Ey bunca vahşetin, kanın, kinin sahibi zalimler, neden su başlarına sıralanmış ceylanlarla bir, su içme yaşındaki çocuklar, sıra sıra düşerler sokağın koynuna?

Sokaklar… Sokaklar… Sokaklar… Taze ekmek kokusuydu bir vakitler, şimdi kan içinde ekmekler.

İtiraz et… Islık çal… İtiraz et çocuk, kardeşlerin için, mutlak gelecek beklediğin günler.

Sıcak tut sol memenin altındaki yangını, o yangın ki kavuracak olandır zalimin saltanatını. Ve zulmün gazdan polisini uçuracak yangındır, o yangın! Sımsıcak tut, sol memenin altında ve yine sokakta.

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, FAŞİZM, HAYATIN İÇİNDEN, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *