Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
9 Mayıs 2014
Sözcü
Ar damarı çatlatan yalanlar!
Arka arkaya sıraladığınız zaman Allah hiç kimsenin başına vermesin! Bazı günler “ar damarı çatlatan yalanlar” üst üste geliyor.
Ak demiş.
Kara çıkmış.
Ahlak- fazilet demiş.
Soysuzluk çıkmış.
Namusluyum demiş.
Hırsız çıkmış.
Temizim demiş.
Lağım çukuru çıkmış.
* * * *
Örneğin:
Rüşvet olarak verilip verilmediği ortaya çıksın diye Meclis’te komisyonu kurulan pahalı saati üreten firma, “garanti belgesine isim yazmadığını” açıkladı. Pahalı saat düşkünü ihracattan sorumlu eski Bakan Çağlayan’ın Meclis kürsüsünden yalan söylediği ortaya çıktı.
Ar damar hâlâ çatlamadı.
* * * *
Örneğin:
Başbakanın baş danışmanı eski gazeteci Yiğit Bulut, “özelleştirme tarihimizin en büyük skandalı” diye yazı yazdığı Türk Telekom’un yönetim kuruluna her ay cebine 40 bin TL konulacak şekilde jöle kıvamında yerleştirildi. Yiğit Bulut’un “dün skandal dediğine bugün kaymaklı bal diyen yalancılığı” ortaya çıktı.
Ar damar hâlâ çatlamadı.
* * * *
Örneğin:
BMC ihalesine tek başına katılıp 751 milyon TL veren gazete patronu Ethem Sancak, hâlâ 9 ay önce satın aldığı Akşam gazetesi ile Sky 360 TV’nin bedeli olan 62 milyon doları ve çalışanların 2 milyon dolar tutan tazminatlarını ödemedi.
Bir yalan da buradan çıktı.
Ar damar hâlâ çatlamadı.
* * * *
Örneğin:
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da “Kürt Anaların ağlamaya başladığı” ortaya çıktı. PKK’nın, “Türk Analar Ağlamasın” diye ateş kestiği narkozlu propagandası sürerken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 15 yaşında, 18 yaşında Kürt çocuklarını dağa çıkarıp silah altına almaya devam ettiği için çocukları kaçırılan Kürt Analar, TV ekranlarına çıkıp gözyaşlarını sel yaparak ve başlarını elleriyle döverek; “kendimizi yakacağız” diye bağırıyorlar.
Analar ağlamasın deniyordu.
Sunturlu yalan çıktı.
Ar damar hâlâ çatlamadı.
* * * *
Örneğin:
Memleketin önde gelen işadamlarından Bülent Eczacıbaşı’nın “hela taşı-banyo küveti” üreten şirketlerinden biri, 10-15 gazeteciyi “yeme-içme- uçurma-konaklama hepsi bedavaya” gelecek şekilde Milano kentine götürdü. Gazeteciler burada Como Gölü kıyısında dünyaca meşhur film artisti George Clooney’in evinin önünden geçerken tezahürata başlayıp “Türkiye seninle gurur duyuyor Clooney” diye sevgilerini bağırdılar. Bu gazetecilere Clooney’in ağzından “bana gösterdiğiniz sevgiye anında karşılık veremedim, evde değildim. Sizi Como Gölü kıyısındaki evimde misafir etmek istiyorum” diyen bir elektronik posta gönderildi.
Davet de kuyruklu yalan çıktı.
Memleket gazeteciliğinin.
Ar damarı hâlâ çatlamadı.
* * * *
Örneğin:
Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesi davasında yargılanan polislerin; “dövdüğümüz o kişi Ali İsmail” değildi sözleri baz istasyonu raporuyla çöktü. Rapora göre Ali İsmail ile sanık polis ve sivillerin telefonları aynı noktada sinyal verdi.
Polisin sözü de yalan çıktı.
Ar damarı hâlâ çatlamadı.
* * * *
Örneğin:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendi bakanlığına bağlı TV’lerle ilgili bilgi verirken; “Herkes bilmelidir ki, Türkiye’de sigara içme yaşı küçüldü, alkol içme yaşı küçüldü, uyuşturucuya başlama yaşı küçüldü, kızların etek boyu küçüldü…” diyen mağduriyet tazelemesi yaptı. Bunlar küçülürken, 12 yılda iktidarın niçin manevi kalkınmayı başaramadığından hiç söz etmedi.
İktidarın maneviyatı yalan çıktı.
Ar damar hâlâ çatlamadı.
* * * *
Böyle günler oluyor.
Her ay birkaç kez ar damar çatlatan yalanlar yan yana geliyor.
Galiba ar duygusu betonlaştı.