VE…
EKMEK ÖLÜR!
Siz, bu dünyanın insanları değilsiniz!
Çağı yakalayamamış,
mağaralardan çıkmamış ilkel yaratıklarsınız.
Etçillersiniz.
En büyük zevkiniz insan eti yemektir.
Emir kullarısınız.
El etek öpenlersiniz.
Efendileriniz emreder;
Siz emir alanlarsınız.
Korkaksınız!
Sabahın er vaktinde bir çocuk ölür
Tomalar üstüne kalkar
Coplar beynine iner
Sular ölüm saçar
Ve azgın bir ses nefret kusar
” Gözüne sık… Gözüne!”
Ve…
Kimi ölür
Kimi kör olur.
Acır içimiz.
Aklımız ağrır
Canımız yanar.
Siz acı duymazsınız
Algı yoktur, akıl yoktur,
emir vardır sizin için.
Sabahın er vaktinde bir çocuk ölür
Ekmek ölür
Siz ne anlarsınız.
Korkaksınız!
Kaçarsınız!
Kapınızı örter, pencerenizi kapatırsınız.
Yorganların altında tir tir titrersiniz.
Nereye kaçacaksınız?
Korkaklar nereye kaçabilir?
En son vicdanlara varırsınız.
Kırbaçlar altındasınız.
Erdemin kırbacı;
Ne vahşetin merhametidir,
ne mahşerin vicdanıdır.
Anlamazsınız!
Davut Arslantürk
içimizden biri
asla umutsuzluğu değil
KAVGAYA DEVAM AŞKINA