Rüşvetin babası

12 Ocak 2014

Rahmi TuranRahmi
Turanrturan@sozcu.com.tr
Sözcü

Rüşvetin babası!

Ülkemizi sarsan büyük yolsuzluk ve rüşvet olayları bana Sadrazam Rüstem Paşa’yı hatırlattı…

Tarih bilmeyenlerimiz bile onu TV’deki “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle tanıdı. Padişah’ın kızı Mihrimah Sultan ile evlenerek saraya damat olan Hırvat asıllı Rüstem Paşa’yı dizide Ozan Güven canlandırıyor.Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın iki defa “Sadrazam” yapıp devlet yönetimini teslim ettiği Rüstem Paşa, tarihimizin, rüşvet aldığı belgelenen ilk devlet adamıdır.
Yüzyıllar sonra bile, onun açtığı iğrenç yoldan gidenler var!

* * * * *

Sadrazamlığa tayin edilen Rüstem Paşa, Hürrem Sultan’la bir olup, bin bir dalavere çevirerek, yetenekli Şehzade Mustafa’nın bizzat babası tarafından boğdurulmasına sebep olmuş, Hürrem’in oğlu Sarı Selim’e padişahlık yolunu açmıştır.

Şehzade Mustafa padişah olabilse, büyük bir ihtimalle imparatorluğun kaderi değişecekti.Rüstem Paşa ile Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman’a oğlunu öldürterek devletin geleceği için büyük kötülük yapmış oldular!Güçlü hükümdar Kanuni de tarihe “Evlât katili” olarak geçti.

* * * * *

Gelelim tarihimizde “Rüşvetin babası” olan Rüstem Paşa’ya…

Sadrazam olduktan sonra kendisine işi düşen herkesi insafsızca yolan, para karşılığı beylik, komutanlık, beylerbeyliği dağıtan Rüstem Paşa çok büyük rüşvetler yemiş, 61 yaşında öldüğü vakit arkasında, akıllara durgunluk veren muhteşem bir servet bırakmıştır…

Fakat… Kefenin cebi yoktur.. Yenilen rüşvetlerin hepsi bu dünyada kalır.Tarih onları “Rüşvetçi ve ahlâksız” olarak damgalar.Rüstem Paşa, servetini yiyemeden 1561 yılında öldü gitti…

Şimdi mezarında kemikleri bile kalmamıştır.
Fakat bıraktığı kötü isim silinmedi…

Rüşvetin ve rüşvetçiliğin babası olan Rüstem Paşa’nın ahlâksız geleneğine uyan siyasetçilerin birçoğu yüzyıllarca devleti soydu.Rüşvet, ülkemizde, her devirde başrolü oynuyor!

İŞTE, RÜSTEM PAŞA’NIN SERVETİ

Rüstem Paşa’nın çevirdiği bin bir kanlı entrika sayesinde sağladığı servetinin tespit edilebilen bölümü şöyle:

(Bazı tarihçiler servetin bundan çok daha fazla olduğunu iddia ediyor.)
1 milyon 200 bin Osmanlı altını,

78 bin duka altını,
11 milyon 200 bin akçe,
815 çiftlik,
476 değirmen,
1700 erkek ve kadın köle,
2900 savaş atı, 10 bin normal at,
1106 deve, 1200 sığır,
2000 zırh ve kalkan,
5 bin dikilmiş kaftan ve elbise,
500 altın, 1000 gümüş eğer,
600 gümüş eğer,1500 gümüş at başlığı,
760 altın kabzalı, mücevher süslü kılıç,
1000 gümüş mızrak,
130 çift altın üzengi,
Külçe altın ve mücevherat.

* * * * *

Osmanlı İmparatorluğu’nda, Padişah’tan sonraki ikinci adam olan Sadrazam Rüstem Paşa, devlet görevini kötüye kullanarak aldığı rüşvetlerle tüm bunları elde etti, akıllara durgunluk veren bir servete sahip oldu ama şimdi mezarı bile yok!
Dünya malı dünyada kalıyor!

Rüstem Paşa 1561 yılında 61 yaşında öldü ama “Rüşvetçi Rüstem Paşalar” yüzyıllardır ölmüyor ve rüşvet yiyiciler her devirde iğrenç bir şekilde boy gösteriyor!

Bin yılın intikamı!

Aydın bir din adamı olan Prof. Yaşar Nuri Öztürk, ülkemizdeki son kavgayı şöyle özetliyor:

“İki binli yıllardan beri düştükleri yürekler acısı durum ortada. Batı emperyalizminin kodamanları gütmese, donlarını bağlamasını bile bilmeyen birtakım adamlar, ‘takunyalanmış’ ayaklarını sözde laiklerin ensesine basıp, onları ciyak ciyak bağırttılar.

Dinci zebaniler, haçlı emperyalizmle kurdukları işbirliği sayesinde, Ehlisalip’in Hilâl’den, Türk’ten ve Türklükten bin yıllık intikamını almasını sağladılar.Nihayet, haçlı kodamanlar, bu dinci namert taifelerden alacakları fazla bir şey kalmayınca desteklerini çekip, onları kendi zekâları (!) ile baş başa bıraktılar.

Dinci zulüm taifeleri, malûm kavga ile birbirlerine girdiler!
Bütün pisliklerini, nifaklarını, fesatlarını, hırsızlıklarını, hukuksuzluklarını, yolsuzluklarını, iftiralarını, hıyanetlerini, ahlâksızlıklarını, yalanlarını ve talanlarını karşılıklı salvolarla deşifre etmeye başladılar…”

Yaşar Nuri Öztürk’e göre;
“Kur’an bu dinci taifenin her yanını lânetliyor!”

This entry was posted in SİYASİ TARİH, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *