Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
25 Ocak 2014
Ankara’da paralel diktatör sarayları!
Ankara’yı başkent yapanlar böyle günlerin geleceğini hiç hesap etmemişlerdi. Ankara birbirini kıskanç gözlerle süzen iki dinci siyaset büyüğünün(!) saraylar şehri haline geldi.
Fethullah Sarayı bir yanda.
Tayyip Sarayı diğer yanda.
Birbirine paralel yükseldiler.
Biz, öteden beri biliyor, duyuyor, fotoğrafları ile halkın da haberi olsun diye yazıyorduk. Tayyip Erdoğan kendisine Atatürk Orman Çiftliği içinde başbakanlık binası faslından bir saray yaptırmaya başlamıştı.
Gece ağaçlar kesiliyor.
Gündüz yol döşeniyor.
8 şeritli yol yapılıyordu.
Başbakanlık sarayı da bu 8 şeritli yol üzerinde yükselmeye başlıyordu. 10 bin ağaç söküldü, kaba inşaatı bitti, ince işlere başlandı. Saray 3 bloktan oluşuyor. Toplam oturum alanı 150 bin metrekare büyüklükte tutuldu. Bomba, füze, kimyasal ve nükleer saldırılara karşı çelik destekli özel beton kullanıldı. Helikopter pistleri yapıldı. Bahçesi de binbir çiçekle ağaçla donatılacak. Halk bu yapıya; “Tayyip Sarayı” adını taktı, AKP’liler ise “Beyaz Saray” adını münasip buldular.
* * *
Öbür saray da bitti.
Gölbaşı sırtlarında yükseldi.
İktidar yandaşı Sabah Gazetesi; “Bu Saray kimin için?” diye soru manşet attı ve “bir gülüşüne servetimi bağışlarım” diyen işadamı Akın İpek‘in bu sarayı yaptırdığını yazdı. Gazete “Gülüşüne servet bağışlanan kişinin Fethullah Gülen” olduğunu iddia etti. Gerçi bu sarayın sahibi işadamı, iddiaları yalandı. Burayı kendisi ve ailesi için yaptığını Fethullah Gülen’in buraya gelip oturacağı iddiasının uydurma ve kirli bir karalama olduğunu açıkladı.Uydurma olsa da yakışıyor.
Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden daha yüksek 1100 metre rakıma oturtuldu. Etrafı duvarlarla çevrildi. Beş ayrı noktaya gözetleme kulesi konuldu. Çok yüksek konfor için hiçbir masraftan kaçınılmadı. Konuk evi, konuk salonu, yüzme havuzu ayrı binalarda düşünüldü. Gülen, ne zaman bilinmez, Pensilvanya’dan gelecek Ankara’daki saraya yerleşecek mi?
Göreceğiz.
* * *
Ankara iki saraylı şehir oldu.Saraylar paralel durmaktalar.
Saray’da yaşayacak olanlar; birbirinin gözünü oymak üzere siyasi, ekonomik, dini pozisyon almış durumdalar. Bu şehir bu ağır yükü nasıl kaldıracak? Atatürk Orman Çiftliği’ndeki sarayda şubat ya da en geç mart ayında oturmaya hazırlanan Tayyip Erdoğan, HSKY’yı kendine bağlıyor. TSK’yı da emri altına alacak kanun tasarısını Meclis’e yolluyor. Yasama ile yürütme zaten elindeydi, diktatörleşiyor. Diğer Saray’a gelip yerleşeceği iddia edilen Fethullah Gülen’i Allah korusun!
* * *
Mutlaka biliyorsunuzdur.Ama ben yine yazayım.
Dünya tarihi, yaptırdığı sarayda oturamayan nice diktatörler gördü. Ankara, şeyhler, dervişler, imamlar, hocalar, meczuplar, dini siyasete alet eden diktatörlerin saray yaptırıp otursun diye başkent yapılmadı.
Muştalı yumruk!
Uçan tekme adını alan iktidar partisi milletvekili Meclis’te korkunç bir yekinmeyle havalandı ve havada uçarak öyle korkunç şiddette bir tekme savurdu ki, Meclis’te “HSYK’yı iktidara bağlama görüşmelerinin yapıldığı” toplantıya gelmiş yargıçlar sendikası başkanı hastanelik oldu. 10 gün sonra yine aynı Meclis’te yine iktidar milletvekillerinden bir başka biri, parmağındaki gümüş şövalye yüzüğünü muşta darbesi yaratacak şekilde öyle bir şiddetle savurdu ki, karşısındaki muhalefet milletvekilini hastanelik etti. Meclis, “Türkiye hukuk devleti mi yoksa polis devleti mi olsun” fikir tartışması yapmak yerine uçan tekme ile muştalı yumruk yarıştırır oldu. Polis devletine alt yapı uçan tekme ve muştalı yumrukla hazırlanıyor