1935 yılında kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı verildi. 18 kadın Meclis’e girdi. Bunlardan birisi de Satı Kadın’dı. Satı Hanım, hiç düşünmeden başındaki örtüyü attı ve kadınlara yakışan çağdaş kıyafeti giydi
Atatürk onu bir gezi sırasında tanımıştı. Satı olan ismini eski Türk ismi olan Hatı olarak değiştirmişti. Başı dik, girişken ve onurlu kadındı. Eşi Balkan Harbi sırasında gırtlağından yaralanmış, konuşma güçlüğü çekiyordu. Evi çekip çeviren de oydu. Girişkenliğiyle Ankara’nın Kazan köyünün muhtarı olmuştu. Ondan önce de herkesin derdine koşup derman olurdu. “Satı Ana”ydı lakabı. İşte bu kadın, Atatürk’ün isteğiyle 1935 yılında 17 arkadaşıyla birlikte TBMM’ye girdi. Başı -Anadolu kadını gibi kara çarşafsız- kapalıydı. Çıkardı. Takım elbise giydi ve kravatını da takarak Meclis’te köylü kadınını temsil etti. Türk kadınına örnek oldu. Tarihe geçti!
İşte ilk kadın vekiller
8 Şubat 1935 günü yapılan seçimler sonucu Satı Hanım’la birlikte Meclis’e şu kadınlarımız girdi: Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar), Türkan Örs Baştuğ (Antalya), Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir), Şekibe İnsel (Bursa), Hatice Özgener (Çankırı), Huriye Öniz Baha (Diyarbakır), Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün (Erzurum), Fakihe Öymen (İstanbul), Ferruh Güpgüp (Kayseri ), Bahire Bediş Morova Aydilek (Konya), Mihri Bektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Samsun), Esma Nayman (Seyhan), Sabiha Görkey (Sivas ), Seniha Hızal (Trabzon ), Benal Nevzad İstar Arıman (İzmir). 1950 seçimlerinde bu sayı üçü düşer.
Satı Hanım 1890 yılında Ankara Kazan’da doğdu. Hayatı savaş çilesiyle geçti. Erkeklerin cephede olduğu yıllarda o kadınlara önder oldu. Tarlayı ekip biçti. Cephedeki askere erzak taşıdı. Babası da muhtardı. Ölünce muhtarlık ona geçti. 1933 yılında çıkan kanunla da resmen muhtar oldu. Girişken ve sevilen bir insandı. Okuma yazması yoktu ama okumuşları cebinden çıkarırdı. Atatürk de onu bu özelliğinden dolayı sevmişti.
Köyünün muhtarıydı
Kafasında onu vekil yapmak vardı. O da 1935 yılında gerçekleşti. Atatürk’ün teklifi ona gittiğinde, heyecandan ne diyeceğini şaşırır. “Hayır” demek kolay mı? Kabul eder. Başı kapalı ve açık halde resimleri çekilir ve Ankara’ya götürülür. Seçimlere aday olduğunu gazetelerden öğrenir. Seçimi de kazanır. Böylece Meclis’in ilk köylü kadın vekili olur.
Altı çocuk annesiydi
Satı Hanım vekil olduğunda 45 yaşındadır. En büyüğü 21, en küçüğü de 3 yaşında olan altı çocuk annesidir. Ankara’ya yerleşir. İşte o heyecan içinde dönemin popüler dergisi Yedi Gün’ün muhabiri Aslan Tufan kapısını çalar. Çiçeği burnunda yeni vekili şöyle tarif eder: “Üzerine eski kaba mantosunu giymiş, boynundaki yakalığa kravatını bağlamış, başına da siyah bir şapka geçirmişti. Biz girdiğimiz zaman, Kamutaya gitmek için hazırlanıyor, evdekilere yapacakları işler hakkında talimat veriyordu.”
Ankara’da köy evinde oturdu
Muhabir evini de şöyle tarif eder: “Sağda bir demir karyola, upuzun yatırılmış çarşafsız saman bir şilte. Solda yüksekçe bir minder, yerde odanın yarısını çıplak bırakan alelade bir kilim. İşte koskoca Ankara saylavının sade misafir odası.”
Satı Hanım, Ziraat Komisyonu’nda görev alır. Ayrıca evde 6 çocuğu olmak üzere ailenin 20 üyesine bakar. Ankara’da “burnu büyüdü” demesinler diye de köy evi tutar. Evi köylüleriyle dolup taşar. Onların dertlerine çare olmak için durmadan koşturur.
Atatürk’le nasıl tanıştı?
Saylav olmadan bir yıl gönce Kızılcahamam’a Atatürk’ün geldiğini duyunca ata binip yanına koşar. Elini öper. Atatürk, muhtar olduğunu duyunca ayrı bir ilgi gösterir. İlk tanışmalarından altı ay sonra da vekil yolu açılır. Ankara Valisi Nevzat (Tandoğan) Bey, iki jandarmayla makamına çağırır. “Seni muhtarların reisi yapacağız” diyerek başı kapalı ve açık resimlerini çektirir. Teklifi kabul eder. Ancak bu, vekillik için hazırlıktır. Bundan haberi yoktur. Bir süre sonra da vekil adayı olduğunu gazetelerden öğrenir. Seçilir ve “Madem reis oldum. Reis gibi gideceğim” diyerek, 12 atlıyla Ankara’ya varır. Üç gün sonra İsmet Paşa kabul eder. O günleri şöyle anlatır:
“Gozel blozlar, elcikler (eldiven), çoraplar, fotinler verdiler. Beni şık bir Ankara güzeli yaptılar. Yarım saat içinde medeni bir Ankara kadını kalakaldım. Dünyalar benim oldu. Dünyalar durdukça Atatürk de dursun, cümleyi ayak altında o kurtardı.”
Okuma yazması yoktu
Okuma yazması yoktur. Ancak muhabirle konuşmasının notlarını, bilen birine baktırmadan da duramaz. Muhabir bunun “Satı kadın iyi diplomat olmuş” sözleriyle açıklar. Meclis’te daha söz almamıştır. “Bir yıl sonra ben de düşündüklerimi dökeceğim” der. İlk müdafaa edeceği konu ise çocukların ve kadınların sefil olmaması için boşanma meselesidir. “Boşanmalar olmamalı” der. ‘Meclis’te en fazla hangi mevzu hoşunuza gidiyor?’ sorusuna ise şu yanıtı verir: “Hepsine zihnim açıktır. Memleket için olduktan kelli, her mevzudan zevk alıyorum.”
TBMM kayıtlarına Hatı Çırpan olarak geçen ‘Satı Kadın’ 19 Mart 1956 günü hayatını kaybetti. Saygıyla anıyoruz.
Ercan Dolapçı
http://aydinlikgazete.com/mansetler/27234-sati-kadin-basini-nasil-acti.html