21.10.2013 16:01
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in Balyoz davası kararlarının ardından bugün yaptığı açıklamaya ilk tepki davanın avukatı Celal Ülgen’den geldi. Ülgen’in açıklaması şöyle:
Sayın Genel Kurmay Başkanı; “Ancak yıkıcı ve mesnetsiz olduğunu düşündüğüm eleştiri, tahrik ve saldırıların dozajının artması üzerine iddialara cevap olarak kamuoyunun bilgilendirmenin yararlı olacağını değerlendiriyorum” diyerek bir açıklama yapmış bulunmaktadır.
Sayın Genel Kurmay Başkanı’nın yakındığı eleştiriler suçsuz günahsız olarak yıllardır dört duvar arasında, hayattan, sevdiklerinden, hasletlerinden ayrı tutulan Askerlerin açıklamalarıdır. Öncelikle yapılan eleştirilerin yıkıcı ve mesnetsiz olduğu savı ne yazık ki doğru değildir.
NE YIKICI NE MESNETSİZ
Yıkıcı değil, çünkü; hedef TSK değil. TSK’yı hedef alan yıkıcı komployu görmezden gelip nesnel eleştirileri, gönül kırgınlıklarını yıkıcı olarak değerlendirmek en azından iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturur.
Mesnetsiz değil, çünkü; Balyoz davası ve sonuçları Sayın Genel Kurmay Başkanına yeterince açık ve net olarak bilgilendirilmemiş olduğu görülmektedir. Bu bilgilendirmeyi edinme gereksinimi varsa değerli meslektaşlarımızdan seçeceğimiz temsilcilerle bu görevi üstlenmeye hazırız. Evet, Balyoz davası kararları sonucunda iki kuvvetin muvazzaf subayları oldukça zarar görmüştür. Bu Kara Kuvvetleri ile örtüşmeyecek boyutlardadır.
AYNI LİSTEDE FARKLI KARARLAR
Mahkeme kararında ve Onama ve Bozma kararında 8 operasyon timinin yer aldığı liste ile Havacıların yer aldığı liste (EK I Lahika 4) ve Denizcilerin yer aldığı SUGA Görevlendirme çizelgesi arasında sahtelik açısından bir fark bulunmadığı halde, bu farklı sahte listelerde yer alan subaylar açısından değişik akıbetler getirmiştir. Operasyon Timlerindeki listenin tümü beraat etmiş ya da mahkumiyet kararları bozulmuş Havacıların ve Denizcilere yer verilen sahte listelerde bulunanlar mahkum edilmiş ve mahkumiyetleri onanmıştır.
ADALET OLMAYAN YERDE ADALET ARANMAZ
Olayın bir parçasına değil bütününe bakınca çıkan sonuç budur. Adalet, Adalet olmayan yerde aranmaz. Biraz çaba, biraz samimiyet gerçeği, maddi gerçeği gözler önüne sermeye yetecektir. Biz kimsenin anlamak istemediği şeyi ona anlatma güç ve yetisine sahip değiliz. Kim ne kadar anlamak isterse o kadar anlatabiliriz.
Sözünü ettiğimiz fark salt muvazzaf subayların durumları ile ilgilidir. Bize göre Emekli subaylar Kara, Deniz ve Hava gözetmeksizin zaten gözden çıkarılmıştır.
SAYIN GENEL KURMAY BAŞKANI İLE POLEMİK YARATMAK İÇİN DEĞİL, BİR GERÇEĞİN ALTINI ÇİZMEK VE BU KONUDA BİZİ ÇAĞIRMASI DURUMUNDA ÇIPLAK GERÇEĞİ ANLATMAK İSTEĞİMİZİ YİNELEMEK İÇİN BU DUYURUYU YAPIYORUZ.
Celal Ülgen
Odatv.com
Necdet Özel’den Balyoz açıklaması
21.10.2013
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Balyoz davası kararının ardından yapılan eleştirilere cevap verdi. Özel, “neden konuşmuyor” sorusunun yanıtını kamu görevlisi olmasına bağladı.
Necdet Özel açıklamasında Kara Kuvvetleri mensuplarının genel olarak beraat etmesine ilişkin yapılan yorumları kınadığını söyledi. “Genelkurmay Başkanı, devlet sorumluluğu bulunan bir kamu görevlisidir” diyen Özel, bu yorumların TSK’da nifak yaratmak amaçlı olduğunu söyledi.
“YIKICI VE MESNETSİZ İDDİALAR”
Özel “Tarihi davalarla ilgili verilen yargı kararlarının; ihtisas sahipleri tarafından tartışılmasının, sonuçlarının yürütme ve yasama organları tarafından değerlendirilmesinin ve vicdani muhasebesinin de yüce milletimiz tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Açıklamasında “Kurban Bayramı’nı idrak ettiğimiz günlerde bayramın kutsiyetine olan inancım ve yüce Türk milletine olan saygımdan dolayı cevap vermek istemedim” ifadelerini kullanan Özel, “Ancak yıkıcı ve mesnetsiz olduğunu düşündüğüm eleştiri, tahrik ve saldırıların dozajının artması üzerine iddialara cevap olarak kamuoyunun bilgilendirmenin yararlı olacağını değerlendiriyorum.” diyerek açıklamasının gerekçesini açıkladı.
“MENSUPLARIMIZLA İLGİLİ YÜRÜTÜLEN DAVALARLA YAKINDAN İLGİLENDİM”
Özel sürece duyarsız olmadığını şöyle anlattı: “Görevim boyunca bir taraftan asli görevlerimizin ifası için gayret sarf ederken, diğer taraftan, yine yasal görev ve sorumluluğum ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin örf ve adetleri gereği mensuplarımız ile ilgili yürütülen bütün soruşturma ve davalarla yakından ilgilendiğimi, günlük olarak bilgilendiğimi ve halen de ilgilenmeye ve bilgilenmeye devam ettiğimi, Anayasamızda belirtilen ‘Demokratik hukuk devleti’ ilkesine, mevcut yasal mevzuata ve yargının ayrı bir ‘erk’ olarak bağımsız ve tarafsız olması gerektiğine olan inancım çerçevesinde, arkadaşlarımın durumuna hukuki çözümler aradığımı ve bu yöndeki düşüncelerimi ilgili ve yetkili olduklarını düşündüğüm makam sahipleri ile paylaştığımı, tutuklu olan personelimizin, hiçbir ayrım yapılmadan, tamamen yasal mevzuat içerisinde kalınarak, düzenli olarak ziyaret edilmesini, istek ve ihtiyaçlarının tespit edilerek karşılanmasını, savunmalarına yardımcı olacak bilgi ve belgelerin kendilerine ve/veya avukatlarına zamanında ulaştırılmasını, ayrıca TSK’nın geleneksel aile yapısı nedeniyle aile bireyleri ile ilgilenilmesini sağladığımı bilginize sunmak istiyorum.”
“HASDAL ZİYARETİMİN AMACI MORAL VERMEKTİ”
2011 yılında Hasdal Cezaevi’ni ziyaret ettiğini hatırlatan Özel, ziyaretlerde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ziyaretimin amacı, sorumlu ve vefalı bir kişi olarak arkadaşlarımı dinlemek, onlar için hukuken ve idari olarak ne yapabileceğimi belirlemek ve her şeyden önemlisi moral vermekti. Bu ziyaret esnasında bazı arkadaşlarıma, ‘Suçun şahsiliği prensibine karşın, yürütülen davanın aynı zamanda TSK’nın kurumsal kimliği ile de yakından ilgili olduğunu, davayı yakından takip ettiğimi, TSK’nın kurumsal yapısını, emir-komuta sisteminin işleyiş tarzını ve iddialarla ilgili mevcut bilgileri yetkili ve ilgili kişilerle diyalo kurarak yüz yüze görüşeceğimi, bu konuda basın-yayın yolu ile bilgilendirme yapmayı düşünmediğimi’ belirttim.”
“YOĞUN ELEŞTİRİ ALDIM”
Özel, Balyoz kararı sonrası sanık yakınları ile aralarında geçen diyaloglarıysa şöyle aktardı: “Son Balyoz temyiz kararından sonra da bazı sanık ve yakınları tarafından konuşmamam konusunda yoğun eleştiriler olduğunu gördüm. Kurumsal kimliğim nedeniyle, yargıya intikal etmiş konularla yargı kararları üzerine yorum ve değerlendirme yapma hakkına sahip olmadığımı ve düşüncelerimi basın yolu ile kamuoyu ile paylaşmayı doğru bulmadığımı düşünüyorum. Ancak, bireysel olarak düşüncelerimi ilgililerle serbestçe paylaştığımın da bilinmesinde yarar görmekteyim” değerlendirmesinde bulundu.”
“GEÇMİŞTEN GEREKLİ DERSLERİ ÇIKARARAK MÜREFFEH YARINLARA ULAŞACAĞIZ”
Necdet Özel geçmişi bir kenara bırakmayıysa şöyle önerdi: “Daha huzurlu, müreffeh ve her yönüyle gelişmiş Türkiye hedefine; geçmişte yaşadığımız olayları sorgulayarak, gerekli dersleri çıkararak ve bu dersleri hayata geçirerek, ancak geçmişte yaşanmış hadiselere takılıp kalmadan, bu olayları sürekli olarak gündemde tutmayarak, geleceğimize ait plan ve projeler yaparak ve bunları uygulama alanına sokarak, birlik ve beraberliğimizi ve iç huzurumuzu koruyarak, birbirimizi dinleyerek ve anlayarak, mevzubahis vatan ve millet olduğunda saplantılarımızı bir kenara bırakarak ve ‘Herşey Türkiye için’ diyerek ulaşabileceğimize inanıyorum.”
“TSK’YA MENSUPLARINA KARŞI ELEŞTİRİLERDE DAHA DUYARLI OLUNMALI”
Özel, TSK’ya yapılan eleştiriler konusunda daha hassa olunmasını şu ifadelerle istedi: “İşte bu düşüncelerle, atalarımızdan bizlere emanet edilen özgür vatan topraklarının korunmasının, devletimizin bekasının, vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin teminatı olduğunu düşündüğüm, yüce milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun fedakar mensuplarına karşı daha duyarlı olunmasını rica ediyorum.”
Kaynak: Anadolu Ajansı
Odatv.com
Kendini ne hale getirdin Necdet bey
21.10.2013
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in, Yargıtay 9.Ceza Dairesi’nin onadığı Balyoz kararıyla ilgili “suskun kaldığı” yönündeki eleştirilere ilişkin yaptığı yazılı açıklamaya sanık yakınlarından tepki geldi.
Genelkurmay Başkanı Özel’in neden konuşmadığıyla ilgili soruya verdiği yanıta gönderme yapan Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen’in eşi Sevim Türkşen “Sustukça ayrı batan, konuştukça ayrı batan ”kamu görevlisi”ne ne denir?” diye sordu ve şunları yazdı: “Beddua eğer yürekten edilirse tutarmış… Tüm kalbimle BEDDUA ediyor ve diyorum ki; Allah seninde, kamu görevlisi olarak hizmet verdiğin patronlarınında BELASINI versin. Masum yavrularımızın, yavruları kadar masum babalarından ayrı geçirdiği her dakika size HARAM olsun. Elbirliği ile yaptığınız devriminiz CEHENNEMİNİZ olsun.Siz masum insanları mahkum eden ve buna göz yuman kadrolar olarak tarihe geçtiniz. Hangi açıklama sizi aklayabilir ki?”
İşte Balyoz davası sanık yakınlarının Necdet Özel’in yaptığı açıklamalarına yaptığı o yorumlar:
Tümamiral Semih Çetin eşi Nilüfer Çetin: “#balyoz Çok “ÖZEL”demeç vermiş, sen hangi hukuktan bahsediyorsun?”
Cem Çakmak’ın eşi Sevgi Çakmak’ “Bugunku aciklamanla kendini ne hale dusurdun Necdet Bey”
Tümamiral Cem Gürdeniz’in eşi Rengin Gürdeniz: Özele sorum?Cezası onanan 237 kişiden134 nün denizci olması ona ne ifade etti?
Odatv.com
Kendini akladı içeridekilere Balyoz’u indirdi
21.10.2013
Tam 12 gün sonra konuştu… Bir konuştu, pir konuştu… Kendini “AK”ladı, silah arkadaşlarına en ağır “BALYOZ”u indirdi… Arkadaşlarının “acısını paylaştı”, ama bir “geçmiş olsun” dileğinde bile bulunmadan “Başka kapıya” dedi… Hâsılı Genelkurmay Karargâhı, Balyoz hesabını kapattı…
9 Ekim kararından beri süren dikkat çekici suskunluk için askeri kaynaklar, “Boş durmuyoruz, biz de birşeyler yapıyoruz” bilgisini veriyordu.
Özel’in bir açıklama yapacağı haberini 2 gün önce aldım. Bu kadar hukukçuları var, muhakkak dosyalar üzerinde çalışıp, kamuoyu, ondan da önce silah arkadaşlarını dolu dolu bilgilendirecekler sandım.
Bayram zehir olmuş, arkadaşları cezaevlerinden feryat ederken meğer Genelkurmay Başkanı Özel “şahsına yönelik sözlü ve yazılı eleştiri ve saldırıların” dozunu tartıp, bardağın taşmasını bekliyormuş.
Yani bardak taşmasa, açıklama falan yapılmayacakmış!..
SUÇLUYORUM
Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Sami Selçuk’un yeni bir “Dreyfus” davasına benzettiği Balyoz kararları için herkes, “Suçluyorum” diyecek bir Emil Zola çıkmasa da en azından güçlü bir ses bekliyordu.
Evet Genelkurmay Başkanı Özel çıktı, “Suçluyorum” dedi. Ama, kararı değil, “Dreyfusları” yani, silah arkadaşlarıyla, ailelerini suçladı.
İşte “Ben Masumum” başlığını hak eden o “manifestonun” önemli bölümleri ve içerdiği mesajlar:
“Görevimi devraldığım zaman, ‘BALYOZ’ adı verilen davada; deliller toplanmış, tutuklamalar yapılmış, soruşturma tamamlanmış, savcılık iddianamesi hazırlanmış, iddianame yetkili mahkeme tarafından kabul edilmiş ve yargılama süreci başlamış bulunuyordu.”
Mesaj: Herşey ben göreve gelmeden önce olmuş-bitmişti. Neden sadece beni suçluyorsunuz? Ne yapabilirdim ki?!.
Soru: Yurtdışındaki askerlere, “Gelin teslim olun, serbest bırakılacaksınız” ve “Aman savunmalarınızı kısa tutun, dava bitecek ve kurtulacaksınız” mesajları gönderen kimdi?
***
“Görevim boyunca; bir taraftan aslî görevlerimizin ifası için gayret sarfederken, diğer taraftan, yine yasal görev ve sorumluluğum ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin örf ve adetleri gereği mensuplarımız ile ilgili yürütülen bütün soruşturma ve davalarla yakından ilgilendiğimi, günlük olarak bilgilendiğimi ve halen de ilgilenmeye ve bilgilenmeye devam ettiğimi, Anayasamızda belirtilen ‘DEMOKRATİKHUKUK DEVLETİ’ ilkesine, mevcut yasal mevzuata ve YARGI’nın ayrı bir ‘ERK’ olarak bağımsız ve tarafsız olması gerektiğine olan inancım çerçevesinde, arkadaşlarımın durumuna hukuki çözümler aradığımı ve bu yöndeki düşüncelerimi ilgili ve yetkili olduklarını düşündüğüm makam sahipleri ile paylaştığımı…”
Mesaj: Davalar asli görevim değil. Ama TSK’nın örf ve adetleri gereği, ilgilendim. Bu konudaki düşüncelerimi Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı ile paylaştım. Elimden gelen budur!..
Açıklamada, büyük harflerle “demokratik hukuk devleti… Yargı’nın ayrı bir erk” olduğu vurgusu yapılıyor ya, burada bir parantez açıp, “Askeri kaynakların” 10 Ağustos’ta Milliyet’ten Fikret Bila, 11 Ağustos’ta da Vatan Gazetesi’nden Murat Çelik’e yaptığı ve bugüne kadar yalanlanmayan şu beyanlarını hatırlatalım:
“28 Şubat davasında gerçekleşen 38 tahliye ile Balyoz davasında ve temyiz aşamasında emir-komuta altındaki, görece düşük rütbeli sanıklar lehine verilen kararlarda, Genelkurmay bilgi, belge ve görüşleriyle hukuki ve yasal dayanak sağladı…”
“Komuta kademesi, yargılanan TSK mensuplarından (özellikle de general seviyesinin altındaki rütbelerde bulunan personelin) büyük bölümünün sadece verilen emirler gereği yaptıkları çalışmalar sebebiyle (Ergenekon’un yanı sıra özellikle Balyoz ve 28 Şubat davalarında) hüküm giydikleri görüşünde ve bu konudaki rahatsızlığını yasal platformlarda muhataplarına iletti, iletiyor. Yani Genelkurmay Başkanı; davalarda ‘sap ile samanın ayrılmasını’, ‘kuruların yanında yaşların da yanmamasını’ istiyor…”
Soru: Adalet tecelli etti ve “sap ile saman” ayrılmış oldu mu?
* * *
“Karar sonrası tahliye edilen arkadaşlarımın çoğunluğunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu olduğu ifade edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri içinde ayrımcılık yapma, nifak sokma ve huzur bozmaya yönelik girişimleri kınıyorum.”
Mesaj: O arkadaşların tahliyesinde hiçbir dahlim olmadı. Bu tamamen TSK’ya nifak sokma girişimidir.
,
Soru: Bu nifağın sebebi ve kaynağı, yukarıda hatırlatılan açıklamaları yapan “askeri kaynaklar” olmasın?
* * *
“Görevi devraldıktan birkaç ay sonra, EKİM 2011’de, gerek insani gerekse yasal görev ve sorumluluğumun gereği olarak, HASDAL Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan arkadaşlarımı ziyaret ettim. Ziyaretimin amacı; sorumlu ve vefalı bir kişi olarak arkadaşlarımı dinlemek, onlar için hukuken ve idari olarak ne yapabileceğimi belirlemek ve her şeyden önemlisi MORAL VERMEK’ti. Bu ziyaret esnasında bazı arkadaşlarıma; ‘Suçun şahsiliği prensibine karşın, yürütülen davanın aynı zamanda TSK’nın kurumsal kimliği ile de yakından ilgili olduğunu, davayı yakından takip ettiğimi, TSK’nın kurumsal yapısını, emir-komuta sisteminin işleyiş tarzını ve iddialarla ilgili mevcut bilgileri yetkili ve ilgili kişilerle DİYALOG kurarak yüz yüze görüşeceğimi, bu konuda Basın-Yayın yolu ile bilgilendirme yapmayı düşünmediğimi’ belirttim.
Mesaj: Hasdal ziyaretimde kimseye, “Hepiniz göreve dönecek şekilde hazır olun. Ben müzakere yoluyla işleri hallederim. Halledemezsem diğerleri gibi çeker giderim…” sözü vermedim. O yüzden istifa etmemi istemeyin, beklemeyin.
* * *
“Tarihi davalarla ilgili verilen yargı kararlarının; ihtisas sahipleri tarafından tartışılmasının, sonuçlarının Yürütme ve Yasama Organları tarafından değerlendirilmesinin ve vicdani muhasebesinin de Yüce Milletimiz tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum.”
Mesaj: Ben uzman değilim, yargı kararını konuşmam, tartışmam. O yüzden derdinizi bana değil, hükümete ve Meclis’e anlatın. Gerisini de milletin vicdanına bırakın.
* * *
“Daha huzurlu,müreffeh ve her yönüyle gelişmiş TÜRKİYE hedefine; geçmişte yaşadığımız olayları sorgulayarak, gerekli dersleri çıkararak ve bu dersleri hayata geçirerek, ancak geçmişte yaşanmış hadiselere takılıp kalmadan, bu olayları sürekli olarak gündemde tutmayarak, geleceğimize ait plan ve projeler yaparak ve bunları uygulama alanına sokarak, birlik ve beraberliğimizi ve iç huzurumuzu koruyarak, birbirimizi dinleyerek ve anlayarak, mevzubahis VATAN ve MİLLET olduğunda saplantılarımızı bir kenara bırakarak ve ‘HERŞEY TÜRKİYE İÇİN’ diyerek ulaşabileceğimize inanıyorum.”
Mesaj: Yanlış yaptınız, bundan ders çıkarın. Başınıza gelenleri kabullenin, saplantı yapmayın, iç huzuruyla “Mevzubahis vatan ve millettir. Her şey Türkiye için” deyip, paşa paşa yatın.
Genelkurmay Başkanı Özel’in açıklaması, “Yüce Milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun fedakâr mensuplarına karşı daha duyarlı olunması” ricasıyla bitiyor.
Bir vakitler bu insanlar da “TSK’nın en fedakâr” mensupları arasında yer alıyordu. Onların da tek beklentisi ömürlerini verdikleri TSK’nın, uğradıkları haksızlık ve hukuksuzluklara karşı daha “duyarlı” olması, kendilerine ve ailelerine sahip çıkmasıydı, hepsi bu!..
Vatana, millete geçmiş olsun!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser Yıldız
Odatv.com