YASALARA UYSAKDA MI DAVRANSAK ? UYMASAKDA MI DAVRANSAK ?

YASALARA UYSAKDA MI DAVRANSAK ?
UYMASAKDA MI DAVRANSAK ?

Naci KAPTAN

Değerli bir Bilim adamı yasalara uygun davrandığı için 2 sene 1 ay hapis cezası aldı !!!
Yanlışlık Yargıtay’da düzelir sandık !!!
Blok oylarla seçilmiş olan yüksek yargının
onay katında da aynı yanlışa devam edildi.
Karar Onaylandı …

Eski Ege Üniversitesi (EÜ) Fen Fakültesi Astronomi Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü’nün, Matematik Bölümü öğrencisi F.N.G’nin okula başörtüsüyle girerken fotoğrafını çekip, eğitim ve öğretim hakkını engellediği iddiasıyla verilen 2 yıl 1 yıllık hapis cezası, Yargıtay tarafından onandı.

Eğer gerçek bir hukuk devletinde yaşıyorsanız ,
Hukuk ilkeleri ve Yasalar ,
Ülkeyi yönetenlerin , siyasetçilerin görüşlerinden ve buyruklarından üstündür.
Yargıçlar yasalara ve etki altında kalmayan vicdanlarına göre karar verirler.

Gerçek bir hukuk Devletinde Savcılar ve yargıçlar,
tüm kararlarını yasalara uygun verirler.
Ülkeyi yöneten güç de bu kararlara uymak zorundadır.

Türkiye böyle bir ülke midir ?

Yaldızlanmış ve ayarı kaçmış demokrasinin olduğu ülkelerin hiçbirisinde,
Evrensel hukuk ilkelerine bağlı yürüyen ADALETLİ yargı yoktur.
Yaldızlı ve eksikli demokrasilerde otokratik buyurganlar yasaları ve kararları belirler.,
Bu ülkelerde Otokratik buyurganın isteğine uygun karar veren,
yargıçlar ve mahkemeler vardır.

Geçmişin başbakan / cumhurbaşkanı Özal ,
“Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz” demedi mi ?

Başbakan Erdoğan’ın aldığı ceza nedeniyle yasaklı olduğu
siyasete geri dönebilmesi için kişiye özel yasa çıkartılmadı mı ?

Eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da türban konusunda
“yasaların ardından dolaşmayı” gündeme getirmedi mi ?
Yasayı ardından dolaşan YÖK başkanı ödüllendirilerek Büyükelçi atanmadı mı ?
Daha nice örnekler var.

ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARI NASIL ÇİĞNENDİ ?

5.6.2008 tarihli
2008/116 karar sayılı
Anayasa Mahkemesi kararında
DİNİ AMAÇLI KIYAFET SERBESTİSİNİN YASAKLANMASI
HAKKINDAKİ ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

c) 1 ve 2 nci maddelerin Cumhuriyetin Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen “Atatürk Milliyetçiliğine bağlı” niteliğine aykırılığı

Atatürk milliyetçiliği, Anayasa Mahkemesince; “gelişme ve ilerleme yolunda, uluslararası işlem ve ilişkilerde çağdaş uluslara uygun ve onlarla uyum içinde yürümekle birlikte, Türk toplumunun özel yeteneklerini ve bağımsız kimliğini koruması olarak tanımlanan Türk milliyetçiliğinin Türk olma mutluluğunu duyan herkesi kapsayan biçiminin adı” olarak tanımlanmıştır. (Bkz. Anayasa Mahkemesinin E.1989/1, k.1989/12 sayı ve 07.03.1989 tarihli kararı)

Anayasa Mahkemesi’ne göre; “Atatürk’ün 5.11.1925 günlü söylevinde belirttiği gibi, din ve mezhep bağının yerini Türk ulusçuluğu bağı almıştır. Bu tanıma göre, ulusu oluşturan öğeler arasında dil birliği, ulusal duyguyla yan yana insanlık duygusu, siyasal varlıkla birlik, yurt birliği, köken birliği, tarihsel ve ahlâksal yakınlıklar sayılır. Geçmiş ortaklığı, gelecek ve amaç birliği de öğeler arasına alınmaktadır. Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Ulusu diyerek başka ayrımlara yer vermeyen Atatürk milliyetçiliğinde dinsel öğe esas alınmamıştır…. Laiklik, devlet ve toplumun karşılıklı laik tutumunu da içerir. Bu da birleştiricilikle sonuçlanır. (Bkz. Anayasa Mahkemesi’nin E.1989/1, k.1989/12 sayı ve 07.03.1989 tarihli kararı)

Anayasa Mahkemesi bu görüşten hareketle, dinsel inanç gereği örtünmeye imkân tanıyan düzenlemeyi iptal etmiştir.

Bu karar, söz konusu 1 ve 2 nci maddelerde getirilen dini amaçlı kıyafet serbestîsinin de “Atatürk milliyetçiliği” ile bağdaşmayacağını ortaya koymaktadır. Çünkü böyle bir serbesti toplumda, kıyafetler aracılığı ile din eksenli kutuplaşmalara yol açabilecek ve Atatürk milliyetçiliğinin devlet ve toplumun karşılıklı lâik tutumundan beklediği birleştiriciliğin, yerini ayrışmacılığa bırakmasına neden olabilecektir.

Cumhuriyetin Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” niteliğine aykırı bir düzenlemenin ise, Anayasanın 4 üncü maddesinde belirtilen yasağa aykırı bir biçimde, Anayasanın 2 nci maddesinde ifade edilen Cumhuriyetin niteliklerini değiştirmek anlamını taşıyacağından kuşku yoktur.
………..
başörtüsü ve onunla birlikte kullanılan belli biçimdeki giysi, bir ayrıcalıktan ötede bir ayrım atacı niteliğindedir. Şimdiye kadar başörtüsü kullanmadan yükseköğretim kurumlarını bitirmiş bayanlarla şimdi yükseköğretim kurumlarında bulunan bayanları dine karşı ya da dinsiz göstermek için kullanılma olasılığı da kaçınılmazdır. Çağdışı bir görünüm veren bu durumun giderek yaygınlaşması Cumhuriyet, devrim ve lâiklik ilkesi yönünden sakıncalara da açıktır. Demokrasiden yararlanarak lâikliğe karşı çıkışlar, din özgürlüğünün kötüye kullanılmasıdır. Dinin birleştiriciliğine, hoşgörüsüne inandırarak benimsetme özenine aykırı yanlış yorum ve değerlendirmelere dayalı bölücülükler, dinden soğutmaya neden olacak tutumlar din saygısıyla da bağdaşmaz. Türk Devrimi temeline oturan ve bu yapıda lâiklik ilkesine özel bir önem ve üstünlük tanıyan Anayasa, özgürlüklere karşın lâiklik ilkesini özenle korumayı amaçlamış ve bu ilkenin özgürlüklere kıydırılmasına olanak tanımamıştır.”

Anayasa Mahkemesi bu belirtilen saptamaları yaptıktan sonra 10.12.1988 tarih ve 3511 sayılı kanunla, 2547 sayılı Üniversiteler kanununa “Ek Madde 16” olarak eklenen; “Yükseköğretim kurumlarında, dershane, laboratuar, klinik, poliklinik ve koridorlarda çağdaş görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir.” hükmünü Anayasanın Başlangıcına, 2 nci maddesinde belirtilen Cumhuriyetin niteliklerine, 10, 24 ve 174 üncü maddelerine aykırı bularak iptal etmiştir. Daha sonra E.1990/36, K.1991/8 sayı ve 09.04.1991 tarihli kararında da dini amaçlı örtünme ve kıyafetlerin Anayasanın 2 nci maddesine aykırı olduğu hususunu teyit etmiştir. *1*

Mahkeme ve Yargıtay ,Laik Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün aydınlama devrimlerine sahip çıkan değerli bilim adamı Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü’ye verdiği hapis cezasıyla tartışmalı ve hukuk ilkelerine aykırı bir karara imza atmıştır.Mahkeme vermiş olduğu bu hapis cezasıyla Anayasa Mahkemesinin kararını da çiğnemiştir. Değerli Pekünlü’nün kabahati ANAYASA MAHKEMESİ KARARINI uygulamak olmuştur.

Sayın Pekünlü’yü dik duruşu ve Laik Cumhuriyet’in koruyucu yasalarına sahip çıkması nedeniyle kutluyor ve saygıyla selamlıyorum. Laik Cumhuriyetin , Atatürk ve aydınlanma devrimlerinin silinmeye çalışıldığı bu süreçte Değerli Esad Rennan Pekünlü de diyet ödeyen Cumhuriyet neferleri arasında onurlu yerini almıştır.

Şimdi yanıtlayalım ;

YASALARA UYSAKDA MI DAVRANSAK ?
UYMASAKDA MI DAVRANSAK ?

Naci KAPTAN
26.07.2013

*1* Daha fazla bilgi için bakınız ; http://www.anayasa.gov.tr/index.php?

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, HUKUK-YARGI-ADALET. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *