Cumhuriyet 12.07.2013
GÖRÜŞ
Prof. Dr. türkkaya ataöv
Mısır: Ya İslamcılar Ya Darbe!
ABD Mısır’da Mursi iktidarının hiçbir sorunu çözemediğini ve hızla destek yitirdiğini görünce, askeri bir darbe yaptırdı. Washington Mısır halkına yalnız iki seçenek izni veriyor: Ya kendi kulu olacak bir İslamcılık ya da olabildiğince Mübarek çizgisinde bir askeri yönetim.
ABD’nin kendinde de demokrasi yerine, (Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerden) çift başlı ama temelde nüfusun binde birinin buyurduklarının dışına çıkamayan dar bir seçenek var. Dört gün süren yığınsal halk gösterilerinden sonra Mursi’yi yuvarlayıp iktidarı alan cuntanın amacı ülkenin yönetici üst sınıfının ekonomik çıkarlarını korumak ve ABD emperyalizminin Mısır’da ve bölgedeki hedeflerine destek olmaktır. Bu hedeflerin içinde en önemli başlık Mısır emekçi sınıfının büyüyen siyasal gücünün önünü kesmektir.
İslamcı Mursi düzeninin, halkın içinde gitgide nefret uyandırdığı gerçeğini bilmek gerekir. Oradaki İslamcı iktidar sözünde durmayan, beceriksiz, demokrasi karşıtı, giderek (Halil el Anani adlı Arap uzmanın dediği gibi) “faşist” olduğunu kısa sürede yeterince kanıtladı. Bizde de bir iki kentte 5-10 kişinin Mursi için yürüyüşe kalkması, Mısır’ın geçmişini ve bugününü hiç bilmediklerini gösterir;
o kadar. Bu nedenle düşüşü (kimi İslamcılar da dahil) geniş kitlede bir rahatlık yaratmıştır. Ancak iktidara bu kez de halk değil, tutucu ve emperyalizmle işbirlikçi ordu gelip oturdu. O da halka ne iş bulur, ne ücretleri artırır, ne hizmet verir ne de demokratik haklar tanır.
General El Sisi’nin kurduğu sözde “ortak yönetim” ise Mübarek kalıntıları, birkaç İslamcı ve bilinen IMF kulları gibilerinden oluşuyor. “Ulusal teknokratlar” dedikleri şimdiki görevliler buyrukları tekelci sermayeden ve onun kuklaları olan siyasetçilerden alan uluslararası bankaların hizmetlileri Mısırlılardır.
Hükümetin içinde birkaç general, El Ezher’in büyük imamı (adaş) El Tayyib, aşırı sağcı selefist El Nur partisinden Yunus Makhiun, siyaset hokkabazı “Tamarod koalisyonu”ndan Mahmut Bedr ve eski BM personeli El Baradey var. Yeni Cumhurbaşkanı (ve Anayasa Mahkemesi Başkanı) Adli Mansur eski Mübarek düzeninin sadık bendesiydi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan El Baradey ABD’nin ekonomi ve dış siyasetinin bilinen uygulayıcılarındandır. IMF’nin halkın gıda ve enerji gibi temel gereksinimlerinde kesintileri hemen uygulayacak kişi odur. “Tamarod koalisyonu” ise Mübarek’in son başbakanı General Ahmed Şefik’in onayını almış tutucu bir kuruluştur.
ABD Mursi’yi bir yıldır destekliyordu. Ancak Obama yönetimi onun kurtarılamayacak olduğunu görünce, Mısırlı askerlerle görüşmelere başladı. İktidar için 85 yıl bekleyen Müslüman Kardeşler bir yıl içinde bir fiskeyle düştüler. Onlar ülkeyi sanki İslamın eski görkemli yüzyıllarına geri götüreceklerdi. Mursi yargıya ve içişleri bakanlığına hemen kendi adamlarını getirdi, ama kendinden olmayanlara karşı takındığı itici tavır gerçekte onun başını yedi. Yeni anayasayı başkalarından kaçırır gibi hazırlattı. Diyalog yanlısı olmadığı anlaşıldı;
demokrasiyi bilmiyor ve uygulamıyordu. Mısır’ı yakından izleyen bir “Arap kardeşi” ona “faşist” diyor. Sıradan Mısırlı da Mursi’nin dediğiyle yaptığının farklı olduğunu kısa sürede anladı. Yalnız siyasal liberaller ya da solcular değil, kendine İslamcı diyen birçok yurttaş da ondan uzaklaştı. Mursi kendi dar çevresinden olmayan herkesi düşman saydı. Yargıda bağımsızlık diye bir şey kalmamıştı, insan hakları çiğneniyordu. ABD bu kez gene askere oynuyor. Öte yandan, halk için umut yok mu? Kuşkusuz var.
“Devrimci Sosyalistler” partisi gibi fiyakalı adının ardında sahte solculuk yapanlar bir yana, Arap dünyasının en kalabalık sınıfı olan emekçiler ve onların siyasetten beklediği haklar ve hizmetler var. Bunları ne İslamcılar verebildi ne de askerler. Yurttaşların 35 yaş altında olan 45 milyonluk kitlesi savaşımını sürdürecek. Ülkenin geleceği olan bu kalabalık kitlenin büyük oranı işsiz. Umut onların öncülüğünde süregelen direnişte…
Şu amerika nelere kadirmiş! Dünyanın ilkel toplumları kendi ilkelliklerini es geçip herseyden Amerika’yı sorumlu tuttukları sürece bir adım ileri gidemeyecekler! Bu ülkelerin herseyden önce dini devletin içinden sürüp çıkarmalargerekir