Aristokrat süslümanlar * Başörtülü bacımızı trende linç etmeye kalktılar filan… * Feyzioğlu komplosu nasıl kuruldu

TRENDE YOLCULUK YAPAN TÜRBANLI KADINI
TRENDE OLMAYAN KİŞİ YARALADI !!!

Olay çıkarmak için Barolar Birliği Başkanı Profesör Metin Feyzioğlu ‘nun trende özel cep telefonu görüşmesini yakınına gelerek dinleyip, Feyzioğlu’na sataşan kişi, Kalkınma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Karabük eski AKP milletvekili Mehmet Ceylan’ın eşi , dini yazılar yazan kesimin deyişiyle şık süslüman kıyafetiyle Zahide Ceylan’dır.

Feyzioğlu’nun özel telefon görüşmesini dinleyerek ne demiş Zahide ceylan ;

“Yalan söylüyorsun polis kimseye zarar vermiyor hem bunları söyleyeceksin hem de bizim yaptığımız hızlı trene bineceksin git kara trene bin” Aslında tacize uğrayan ,telefonu saygısızca dinlenilen ve trenden kovulmaya çalışılan kişi Barolar Birliği Başkanı saygın Profesör Metin Feyzioğlu’dur.

Zahide Ceylan’ın deyişinden anlaşılan ise şudur ;

Ceylan hanımın ,Polis tarafından öldürülen 5 gençten,gözü çıkartılan 11 kişiden,kafatası parçalanan onlarca kişiden,hastahanelerde halen komada olanlardan ,yaralananlardan, bu hanımın haberi yok gibi davranarak olaylarda acı çekenlerin hiç bir değeri olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır.

Hadi bakalım sıkıysa siz trende,vapurda bu hanıma yaklaşarak cep telefonunu dinleyip de bir kelime edin de görelim.Ceylan hanım anında feryat figana başlar , yandaşları saldırır ve ayrıca hükümet kanadından da kafası vurula fermanı çıkar,başbakan Erdoğan dahi ” trende bacımızı dinleyerek hakaret ettiler,kendisine saldırdılar” diyerek linç edebiyatı hemen başlar !!!

Zahide Ceylan daha önceleri de arabasını yol ortasına park ederek yolu kapatmış ve yol isteyen bir aileye karşı saldırgan tavrı nedeniyle karakolluk olmuştur.Bu olayda ise beylik cümle olan ” Sen benim kim olduğumu biliyor musun ? ” sözünü de ettiği ifade edilmektedir.

Biz de böylece Zahide Ceylan’ın kim olduğunu öğrenmiş olduk !!!

Ceylan hanım hızlı treni yapan tayfadandır. Rayları onlar döşemiştir !!! Dolayısıyla tayfadan olmayanlar bu trene binemezler.Trenlerin,uçakların,troleybüslerin,feribotların sahipleri artık onlardır.Paraları kendi ceplerinden harcamışlar ve her şeyi kendileri yapmışlardır.Bu arada “Matruşka ihalelerden , emirle hızlandırılan SÖZDE HIZLI trende ölmüş olan 41 vatandaşımızdan bahsetmiyorum” Süslümanlar ve eşi olam siyasetçiler ,yeşil sermayeciler ve eşleriyle Türkiye’de yeni bir din’ci aristokrat kesim oluşmuştur.

Sizler,Ulusalcılar ,Atatürk’çüler,Yurtseverler ,yeriniz kömürlü 3. sınıf kara trendir.
Ve artık sizin yeriniz ” Yürü ancak gidersin”dir …

Bu olay nedeniyle sınıfsal ayırım yapan din’ci aristokrat Süslümanları bir kez daha anmış olduk.

Naci Kaptan

Başörtülü bacımızı trende linç etmeye kalktılar filan…

Yılmaz Özdil
24 Temmuz 2013

Ali İsmail henüz komadayken… Barolar Birliği Başkanı Profesör Metin Feyzioğlu Barolar Birliği’nin iki yöneticisiyle birlikte Eskişehir’e gidiyor hastanede ziyaret ediyor doktorlardan bilgi alıyorumutla bekleyen annesi babası ve avukat ağabeyiyle görüşüyor.

Ziyarete dair tüm bilgiler ev sahibi Eskişehir Barosu’nun internet sitesinde yayınlanıyor kimlerin katıldığı isim isim belirtiliyor.

Günü birlik ziyaret sona eriyor. Barolar Birliği’nin üç kişilik heyeti hızlı trene biniyorAnkara’ya dönüşe geçiyor. Metin Feyzioğlu’nun cep telefonu çalıyor arayan yabancı bir gazeteci İngilizce konuşmaya başlıyorlar.Mevzu elbette gezi parkı olaylarındaki polis şiddeti.

Üç beş sıra önde oturan türbanlı bir kadın kalkıyor yerinden vagonun neredeyse yarısı boşken Feyzioğlu’nun önündeki sıraya geçiyor koltukların arasından kulak kabartıyor. Sonra fırlıyor ayağa“Yalan söylüyorsun polis kimseye zarar vermiyor hem bunları söyleyeceksin hem de bizim yaptığımız hızlı trene bineceksin git kara trene bin” diye bağırıyor.

(Bu türbanlı kadının kalkınma bakanı yardımcısı eski AKP milletvekilinin eşi olduğu anlaşılıyor. Hızlı trenin niye “hepimize ait olmadığı” anlaşılamıyor.)

Neyse… Feyzioğlu her zamanki sakinliğiyle cevaplıyor. “Lütfen insanların telefonda konuştuklarına müdahale edemezsiniz” diyor. Hepsi bu. İkinci cümle yok. Kadın susmuyor. Hem söylenmeye devam ediyor hem de cep telefonuyla Feyzioğlu’nun fotoğrafını çekmeye çalışıyor. O sırada önlerde oturan bir adam müdahale ediyor “Utanmıyor musunuz tek başına bir kadına yüklenmeye” diyor!

Vaziyet anlaşılıyor. Hır çıkması için özel çaba var. Büyük ihtimal Ankara’da son durakta yandaş medya kameralarıyla karşılama töreni yapılacak. Ayılma bayılma akşam cümleten ana haber bülteni… Feyzioğlu ve arkadaşları bir durak önce inmeye karar veriyor. Tren Sincan’da duruyor ayağa kalkıyorlar. E sürpriz tabii… Kadının telefonda konuştuğu kişiye “Hay Allah iniyorlar” dediği duyuluyor.

Aynı gün söz konusu kadın yaşadıklarını sosyal medyada paylaşıyor.
“Hızlı trende vatan haini… Beni de linç edeceklerdi amaAllah ayaklarına dolandırdı” diyor.

Bir ay sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıkıyor. Metin Feyzioğlu hakkında “hakaret”ten barolar birliği yönetim kurulu üyeleri Sabri Çepik ve Kürşat Karacabey hakkında “yaralamaya teşebbüs”ten soruşturma açılıyor.

Küçük bi pürüz var…
Sabri Çepik trende yok!

Yaralamaya teşebbüsten işlem yapıldığına göre kadına fiziken saldırmış olması lazım… Ama trende bile değil.

Çünkü “başörtülü kadına saldırdılar” falan diye manşet üstüne manşet atan gazteci kılıklı tipler“Kardeşim bu adamlar kadına saldırırken kartvizit mi verd ikadın bunların ismini nerden biliyor polis yok tutanak yok hadi Metin Feyzioğlu’nu tanıyor diyelim öbürlerinin alınlarında mı yazıyor” diye sormuyor.

Pek inasıl oluyor da oluyor?

Metin Feyzioğlu Sabri Çepik ve Kürşat Karacabey adına üç gün önce bilet alınıyor. Seyahat günü Sabri Çepik’in katılması gereken bir toplantı çıkıyor. Ankara’da kalıyor. Eskişehir’e bir başkası gidiyor. Ama suç duyurusundan anlaşıldığı kadarıyla bilet alındığı anda zaten “iddianame” yazılıyor.

Bitmedi…

“Türbanlı kadını trende yaraladı” denilen dakikalardaSabri Çepik nerede? Barolar Birliği’yle yürütülen bir proje için Adalet Bakanlığı’yla toplantıda iyi mi!

“Kalkınma” bakanı yardımcısının eşi mağdureyken“Adalet” Bakanlığı sanıkların şahidi yani… Biri yapar biri bozar misali tam “Adalet” ve “Kalkınma” partisi.

Dolayısıyla yandaş medyaya burdan çağrıda bulunuyorum. Başörtülü bacımıza trende saldırdılar fiyaskosundan bi şey tutturamayacağınız belli… Sincan’da indiklerine göre kesin 28 Şubatçıdır bunlar bence ordan deneyin!

Eskişehir – Ankara yolunda hızlı trende Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun hakaretine maruz kaldığını iddia eden başörtülü Zahide Ceylan, Feyzioğlu hakkında ‘tehdit ve hakaret’ suçundan şikayetçi oldu.

Türkiye Barolar Birliği ise, Metin Feyzioğlu’nun yapıcı tavrının rahatsızlık yarattığını belirtti.

Türkiye Barolar Birliği, Birlik Başkanı Metin Feyzioğlu’nun tren yolcuğu sırasında telefon konuşmasına müdahale eden yolculara hakaret ettiğine yönelik haberlere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Feyzioğlu’nun Eskişehir’den Ankara’ya tren ile geldiği belirtilen açıklamada, “Birlik Başkanımızın telefonda ne konuştuğunu dinlemek üzere, diğer koltuklar boş iken özellikle yerini değiştirip, hemen önündeki koltuğa oturan ve iki koltuğun arasından konuştuklarını dinlemeye başlayan yolcu, ‘yalan söylüyorsun, polis kimseye zarar vermiyor, hem bunları söyleyeceksin hem de bizim yaptığımız hızlı trene bineceksin, bunları söyleyeceksen kara trene bin’ diye sözlü saldırıda bulunmuştur. Yani anılan yolcu, telefon konuşmasının sesinden rahatsız olmamıştır; dinlemek için özel gayret sarf ettiği konuşmanın içeriğine müdahaleye teşebbüs etmiştir. Müdahalenin amacı, taciz etmek ve olay çıkarmaktır” denildi.

Söz konusu yolcuya, ‘insanların telefonda konuştuklarına müdahale edemezsiniz’ diyen Feyzioğlu’nun kendisiyle muhatap olmadığının ifade edildiği açıklamada, sözlü saldırının önceden kurgulandığı savunuldu. Açıklamada, yolcu listesinde adı geçen ancak son anda seyahate katılmayan bir TBB Yönetim Kurulu Üyesi’nin adının da trende olaya karışmış gibi haberde yer verilmesinin olayın önceden kurgulandığının kanıtı olduğu öne sürüldü. Açıklamada, “TBB Başkanı Feyzioğlu’nun din, vicdan ve ibadet hürriyetine koşulsuz saygı duyduğu, toplumsal kesimleri birbirine düşman etmeye yönelik bütün girişimlere karşı ise etkin mücadele verdiği Türkiye kamuoyu tarafından bilinmektedir. Başkanımıza yönelik bu saldırının ‘başörtülü kadına hakaret’ şeklinde haberleştirilmesi, toplumu birleştiren ve kucaklayan bu yapıcı tutumdan duyulan rahatsızlığın ifadesidir” değerlendirmesine yer verildi.*1* Odatv.com

Feyzioğlu komplosu nasıl kuruldu

Avukat…

Profesör Doktor…

Önce Ankara Baro Başkanı…

Şimdi Türkiye Barolar Birliği Başkanı…

Ama bu titrlerin hepsinden önemlisi iyi bir insan olmasıdır. Metin Feyzioğlu’nu uzunca sayılacak bir süredir tanıyorum. Yaklaşık üç yıldır da oturup sohbet ediyor, “Ne olacak bu ülkenin halinden” başlayıp hemen her konuda fikir yürütüyoruz.

Genç yaşında mesleğinde zirveye tırmanan, üstelik bulunduğu konuma tırnakları ile kazıyarak gelen bu insanın en önemli özelliği nedir, bilir misiniz?

Mütevazılığıdır.

Onun için trendedir. Barolar Birliği’nin makam aracı ile değil toplumun hemen her kesiminden insanın bindiği aracı tercih etmiştir.Korumalarıyla değil, arkadaşlarıyla seyahat etmektedir.

Telefonu günün her saatinde hatta gecenin bir yarısında başta meslek grubunda ki arkadaşlarına, dostlarına, gazetecilere ve yurttaşlara açıktır. Siz ulaşamasanız dahi en geç ertesi günü sizi arar ya da mesaj çeker.
Dostlarına ve dostluklarına duyarlıdır.O kadar sohbetimiz oldu, ağzından bir kez kötü söz duymadım.

İstanbul’da ki bir panelde yüksek sesle kendisine hakaret içeren sözleri söyleyen kişiyi bile sabırla dinledikten sonra, “Bu da sizin kişisel düşüncenizdir” dedi.

Ağzımdan, “Peygamber sabrı varmış” cümlesi çıktı.

Şimdi bu insanı bir kaç gündür malum medya ve organize internet sitelerinde yargısız infaza tabi tutuyorlar ve hedefe çekiyorlar.Neymiş? Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu türbanlı bir kadına hakaret etmiş.

Nerede? Hızlı trende…

Metin Bey için tek kalemden çıkmış yazı metni nasıl oluyor da yüzlerce internet sitesinde aynı anda paylaşılabiliyor. Doğrusu tebrik etmek gerekir, müthiş bir organizasyon!

Metin Feyzioğlu’ndan dinledim:

“Ali İsmail Korkmaz’ın can verdiği gündü. Ankara’dan, Eskişehir’e geldik. Annesinin gözyaşlarını gördüm, babanın çaresizliğini. Omzuma dayadı başını ağladı.Dönerken İtalya’dan bir gazeteci aradı. Cladio Bruno. Gelişmeleri sordu. Kendisine 47 avukatımızın gözaltına alındığını, polisin halkın üzerine gönderildiğini, halkın düşmanca görüldüğünü söyledim.

Bir hanımefendi geldi arka sıradan, ön sırama oturdu. Kulağını dayadı. Ben konuşurken kalktı ayağa ve bana, “Yalan söylüyorsun, polis kimseye zarar vermiyor, hem bunları söyleyeceksin hem de bizim yaptığımız hızlı trene bineceksin, bunları söyleyeceksen kara trene bin” diye bağırıyor. Arkadaşlarım girdi araya sakinleştirmeye çalıştılar.

Olayı mahkemeye taşıyan ve hakaret davası açan hanımefendiyi tanımak ve anlamak gerekir.Prof. Feyzioğlu’ndan şikayetçi olan kim?

Siyasi kimliğe sahip bir hanımefendi. AKP Karabük eski Milletvekili Mehmet Ceylan’ın eşi. Ceylan, 22’inci dönem Karabük’te vekillik yapmış sonra da liste dışı.Şimdi Kalkınma Bakanı’nın dışarıdan atama ile görev verdiği Kalkınma Bakanı Yardımcısı. Zahide Ceylan hanımefendi 3 çocuk annesi ve AKP içinde aktif politikanın içinde. Değişik zamanlarda toplantılara katılıyor.

Zahide Hanım’ın ilk şikayeti değil bu. Daha önce de karakolun yolunu tutmuşluğu var. Bayazıt Cebeci’nin haberinde aynen şu cümleler var:

“Çankaya Esat Koza Sokak’ta yolun ortasına park eden Zahide Ceylan yoldan arabalarıyla geçemeyen bir karı-koca ile tartıştı. Yaşanan tartışma sonucunda her iki taraf Esat Karakolu’na giderek karşılıklı şikayetçi oldular. Esat Karakolu çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Hamit Taylan, Zahide Ceylan’ın yolun ortasına park ettiğini iddia ederek, ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musu?’ diyerek eşine saldırdığını öne sürdü.”

Bu davanın sonucunu bilmiyorum. Ne olduğu da çok önemli değil. Ancak hanımefendinin şu sözü çok önemli:
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?”

Bir gerçeği daha açıklamakta yarar var. Hanımefendi şikayetçi olurken Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Sabri Çepik’ten de şikayetçi olmuş.Evet Sabri Çepik’in de bileti alınmış ancak bu avukat acil bir işi çıktığı için trene binmemiş. Ne Eskişehir’e gitmiş ne de Ankara’ya geri dönmüş.

Bu yönetim kurulu üyesinin trende olabileceğini acaba Zahide Hanım nereden bilmiş. Düşündürücü ve anlamlı bir soru. Feyzioğlu’na sordum:

“Bu olayın komplo olduğunu düşünüyorum. Ayrıca biz Sincan’da trenden inerken Zahide Hanım telefonda ‘Mustafa Hay Allah Sincan’da iniyorlar’ diye konuşuyordu. Her şey ortaya çıkacaktır.”

Kızaktaki vekil, bakan yardımcısının eşi Zahide Hanım’ın gayretleri görülür. Biz de eşi için onun adına dua edelim:

Bakan olasın inşallah! *2* Odatv.com

*1* http://www.odatv.com/n.php?n=o-anlar-onceden-kurgulandi-2007131200
*2* http://www.odatv.com/n.php?n=feyzioglu-komplosu-nasil-kuruldu-2407131200

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, FAŞİZM, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *