VENEZUELLA’DAN TÜRKİYE’YE İKİ LİDERİN YOL HİKAYESİ * 1 * “Şeytan dün buradaydı”

“Şeytan dün buradaydı”

“ 500 yıldır buradayız ve hiç susmadık, hele bir kralın söylemesiyle hiç susmayız. Bir kral da benim gibi devletin başıdır. Aradaki tek fark benim üç kez yüzde 63 oy ile seçilmemdir. Biz eşit seviyedeki devlet başkanlarıyız, yerlilerin lideri Evo Morales de İspanya kralı Juan Carlos da eşittir.”

***

Değerli okur,

Bu yazı 21.Yüzyıl başında iki siyasi liderin yolculuğuna ışık tutan bir yol hikayesidir.Gerçek AK ile KARAnın hikayesidir.

Ülkelerden biri Venezuella diğeri ise Türkiye’dir.Her iki ülkeyi aynı dönemde yöneten iki ayrı siyasetçi politikaları ve eylemleriyle ülkelerine ve halklarına karşı sorumluluklarını yerine getirebilmişler midir ?

Her ikisi de 21. yüzyılda birbirinden çok uzakta ve gelişmekte olan iki ayrı ülkeyi aynı dönemde yönettiler.Yönettikleri ülkeler küresel neo liberallarin göz diktikleri ülkelerdi.Ülkelerin zengin kaynakları göz alıcıydı.Yöneticilerden birisi iktidara geldikten sonra yabancı küresel şirketler tarafından ele geçirilmiş olan Ulusal kaynaklarını geri alarak millileştirirken,diğeri ise ;

“Ben Türkiye’yi pazarlamakla mükellefim” diyerek ülkesinin tüm ulusal tesislerini,fabrikalarını,tersanelerini,limanlarını,rafinerilerini,bankalarını,akarsularını,maden alanlarını değerinin çok altında özelleştirme adıyla yabancılara ve kendi yakınlarına satıyordu.

Bu yol hikayesinin oyuncuları olan Hugo Chavez ile Recep Tayyip Erdoğan’ın yolları , farklı siyasi kulvarlarda fakat aynı dönemde kesişti.Her ikisi de 1954 senesinde doğmuşlar ve aynı dönemlerde siyasete girerek ülkelerinin kaderinde söz sahibi olmuşlardı.

Hugo Chavez 1998 yılında Beşinci Cumhuriyet Hareketi adlı partiyi kurdu. 1999 yılında seçilmesinin ardından, Venezuela’nın adalet ve meclis sistemini değiştirdi. Yeni yolların ve yerleşim birimlerinin inşaası ve aşı stoğu,toprak reformu,işsizliğe ve yoksulluğa çözüm ,Ulusal kaynaklarını kamulaştırma gibi icraatları içeren Plan Bolivar 2000’i başlattı. Bu yeni yapılanmanın bir parçası olarak ülkenin adı, Bolivaryan Venezuela Cumhuriyeti olarak değiştirildi.

Chavez 1998 – 2012 seneleri arasında yapılan seçimleri kazanarak iktidarda kalmıştır.
2002 yılında Amerika’nın desteklediği bir darbe ile ordu tarafından iktidardan uzaklaştırılmış fakat kendisine sahip çıkan özellikle kırsalda yaşayan yoksul halk (Barriosto) tarafından desteklenerek 2 gün sonra tekrar iktidara getirilmiştir.Ordu tarafından devrilen Chavez Barriosto’lar tarafından tekrar yönetime getirilirken Türkiye’de ABD tarafından desteklenerek kurulmuş olan AKP iktidara geliyor ve Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yollarını açmak üzere hukukun ırzına geçiliyordu.

Chavez askeri okulu dereceyle bitirmiş bir subaydı.Antiemperyalizmi özümsemiş,yurtsever solcu bir devrimci idi. Politik ideolojisi “21. Yüzyıl için Sosyalizm” ve Bolivarcılık idi. Ülkede Bolivarcı Devrimin sosyalist reformların uygulanmasına odaklandı.Komünal konseyler ve işçilerce yönetilen kooperatifler kurarak bir dizi toprak reformunu hayata geçirerek, çeşitli kilit sanayileri kamulaştırdı.

Uygulamaya koyduğu radikal siyasal dönüşümleriyle neo-liberalizme karşı somut bir alternatif oluşturan Chávez, ülkesinin yüz yüze olduğu yoksulluk, açlık, cehalet, barınma,çalışma ve kadın hakları gibi sorunların çözümünün kapitalist sistem içinde kalınarak sağlanamayacağına inanmıştır. daha adil, barışçı, eşit ve özgür bir dünyanın ancak sosyalizme açılarak gerçekleştirilebileceği görüşünü savunmuştur.Washington yönetiminin düşman olarak gördüğü Küba, Kuzey Kore, İran, Belarus, Suriye gibi ülkelerle sıkı bağlar kurmuş ve ABD karşıtlığını her fırsatta dile getirmiştir. Chavez, Amerikan aleyhtarlığını 2006 yılının ağustos ayında yaptığı İran gezisi ile göstermiştir.

Son olarak da BM konuşmasında “Şeytan dün buradaydı” sözleri ile Bush’u bir şeytan olarak tanımlamış ve dünya çapında büyük ilgi toplayan bir konuşmaya imza atmıştır. 2007 yılında Şili’de yapılan zirve toplantısında kendisine kapa çeneni diyen İspanya kralı Juan Carlos’a cevaben ;

“ 500 yıldır buradayız ve hiç susmadık, hele bir kralın söylemesiyle hiç susmayız. Bir kral da benim gibi devletin başıdır. Aradaki tek fark benim üç kez yüzde 63 oy ile seçilmemdir. Biz eşit seviyedeki devlet başkanlarıyız, yerlilerin lideri Evo Morales de İspanya kralı Juan Carlos da eşittir.”

***

Latin ülkelerinin kaderi,Türkiye’nin kaderiyle benzemektedir.Çoğu bilgisiz,erdemsiz,liyakatsiz,kültürsüz siyasetçilerin yoz politikaları.
Ülkeyi kötü yöneten siyasetçileri ihtilallerle deviren ordular.Bu ülkelere göz diken Uluslararası güçlü şirketler.1980’li senelerde Arjantin’de yaşanan empeyalist talan,Özelleştirmeler,yoksulluk ve yabancıların ülke yönetiminde söz sahibi olmaları sürecini şimdilerde Türkiye yaşamaktadır.Hem de daha da kötüsünü.

Türkiye sadece gizli bir emperyalist işgale açılmakla kalmamıştır.
İktidar hükümeti eliyle Türkiye etnik ve coğrafi olarak bölünmektedir
.
Ve bunlara ek olarak Laik Cumhuriyet rejimi sonlandırılmaya,Türkiye bir Din devletine dönüştürülmeye çalışılmaktadır.Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı ise elden çıkmıştır.Ve Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan buyana,hiç bir zaman böylesi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalmamıştır.

Hugo Chavez Mustafa Kemal Atatürk gibi asker kökenli bir devlet adamıdır.Güney Amerika ve Türkiye’de ise siyasetçi olmak çok kolaydır.Ama Devlet adamı olabilmek ise çok zordur.

Bu nedenle ülkemizin siyasetçilerinin ve TSK’nın yeni komuta heyetinin,Dünya siyasi tarihinde Güney Amerika örneklerini iyi incelemeleri gerektir.Liderlik ve özellikleri ders olmalıdır.Özellikle Necdet Özel paşanın dikkatine sunarım !!!

Hugo Chavez Amerika ve diğer emperyalist ülkelere karşı ülkesini , halkını,bağımsızlığını,ekonomisini korumaya çalışırken,Türkiye’de Tayyip Erdoğan ne yapıyordu ?

Cumhuriyet’in kuruluşundan buyana taş üzerine taş konarak yapılmış olan tüm ulusal zenginliklerimizi özellikle yabancılara ve iktidar yakınlarına değerlerinin çok altında özelleştirme adına devrediyordu.

Türkiye 2002 senesinde yapılan özelleştirmeler ;

Cumhuriyetin kuruluşundan buyana tuğla üzerine tuğla konarak yokluk ve yoksulluk içinde yapılmış olan Ulusal ekonomimiz satılmaya başlandı ;

Sümer Holding – POAŞ – Tüpraş – Seka – İsdemir – KBİ – TZD – Tügsaş – Petkim EBÜAŞ – Tekel kurumlarının farklı şehirlerde olan yatırımları parça parça satılmaya başlandı. 36 adet satıştan 536.475.541 USD gelir elde edildi.

2003 senesinde yapılan özelleştirmeler ;

Taksan – Gerkonsan – Sümer Holding – KBİ – TDİ çeşme limanı – Seka – Ebüaş -Seka Tersane – Meybuz – Sümer merinos halı – THY lojman ve Usaş – Tekel – TDİ Dikili ve Trabzon limanları,İsdemir ile İş Bankası- Arçelik – Tofaş – Ünye Çimento -T.Kalkınma Bankasının Devlet elinde bulunan hisseleri de satılarak özelleştirildi.96 adet satışta 502 parça Ulusal zenginliklerimiz el değiştirdi. 187.087.491 USD gelir elde edildi.

2004 senesinde yapılan özelleştirmeler ;

Esgaz – Eti Bakır – DivHan – Bursa gaz – Amasya Şeker – Eti Gümüş – Eti Krom -Çayeli Bakır İşl. – Kütahya Şeker – Eti Elektromet alurji – Tekel – Ebüaş – Sümer Holding – Tügsaş Gemlik Gübre san. – Tekel Alkollü İçkiler – KBİ Samsun – TDİ -Ebüaş Manisa – Seka Ankara – Kalkınma bankası hisseleri – Sümerbank Bakırköy -Kütahya gübre – Ankara ve Samsun feribotlar – Türk hava Yolları – Petkim satılarak özelleştirildi. 116 adet satışta 401 parça Ulusal kaynak el değiştirdi,özelleştirildi. 1.282.842.130 USD gelir elde edildi.

Böylece Ulusal ekonomimiz küresel düzene aktarılırken , Daha önceleri AB’ye karşı olan AKP yöneticileri Türkiye’yi her nedense AB’ye sokabilmek için çalışmalara başladılar. !!! Bu süreç içinde Türkiye’yi AB’ye entegre atmek ve uyum yasaları adı altında ülkemizi emperyalizme açan yasalar bir bir kabul edilmeye başlandı. Kabul edilen herbir yasa ile bağımsızlığımız elden çıkarken ulusal zenginliklerimiz de yabancılara aktarılıyordu.Bu dönemde AB komiserleri içişlerimize karışmaya başladılar.Hedeflerinde TSK ve bağımsız yüksek yargı vardı.AKP iktidarı içişlerimize karışan ABD ve AB’ye karşı hiç bir tepki göstermedi.Bunun nedeni ileride ortaya çıkacaktı.

Naci KAPTAN
12 Mart 2013
devam edecek

This entry was posted in Dizi Yazilari, EMPERYALİZM, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

2 Responses to VENEZUELLA’DAN TÜRKİYE’YE İKİ LİDERİN YOL HİKAYESİ * 1 * “Şeytan dün buradaydı”

  1. Ara bilgin says:

    Çok isabetli bir analiz. Lütfen devam!

  2. Ara bilgin says:

    Şeytan bugün de burada!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *