ÖZEL PAŞA İLE ÇOK ÖZEL

RİFAT SERDAROĞLU

ÖZEL PAŞA İLE ÇOK ÖZEL

Özel Paşam, yaşça sizden büyük, askerlik tabiriyle sizden daha kıdemli bir asteğmen ve iki kez askerlik yapmış bir Türk olarak sizinle dertleşmek istedim.

Yaşları 70’e merdiven dayamış eski komutanlarınızın ve muvazzaf silah arkadaşlarınızın adeta daldan armut toplar gibi polis tarafından evlerinden toplanmaları ve özgür olarak girdikleri Adliyenin arka kapısından tutuklu olarak çıkmaları benim, “özelime” çok dokunduğu için bunları yazıyorum.

Öncelikle merak ettiğim konu şudur;

Siz, Türk Milletinin “Peygamber Ocağı” dediği Türk Ordusunun mu komutanısınız, yoksa Savcının iddia ettiği, Mahkemenin de bu iddiayı kabul ederek dava açtığı “Terör Örgütünün” mü komutanısınız?
Lütfen bir karar verin ona göre konuşalım ve birbirimizi boşuna üzmeyelim. Tamam mı sevecen- tonton Paşam?

Sizin Komutanınız, önünde esas duruşta beklediğiniz Genelkurmay eski Başkanı Sayın İlker Başbuğ, T.C Mahkemeleri tarafından “Terör Örgütü kurmak ve lideri olmak” iddiasıyla tutuklu değil mi?

Sizin bu konuda “Olamaz, ne TSK terör örgütüdür, ne de Genelkurmay Başkanı örgüt lideridir. Böyle saçmalık olur mu? Ben de onun emrinde çalıştım” diyen bir açıklamanızı maalesef görmedik.

Cumhuriyetimizin değerleri, Atatürk İlke ve Devrimleri her gün teker-teker kopartılırken, çağdaş Türkiye’den adım-adım uzaklaşılırken de sizden ne bir ses, ne de bir nefes duyamadık!

Allah aşkına siz nesiniz, kimsiniz!
Hiç olmazsa şu kadarını yapmak aklınıza gelmedi mi;

“Aziz Türk Milleti, bugün tarihimizin en kara günlerinden birini yaşıyoruz. Kuruluşu Büyük Hun İmparatoru Mete Han’a dayanan ve 2222 yıllık bir geçmişe sahip şanlı Türk Ordusu, tarihinde ilk kez “Terör Örgütü” olarak suçlandı. Bu iftira ve ihanet sadece TSK’nın değil, Türk Milletinin yüzüne sürülmüş bir lekedir. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan’dan bu konuda bir açıklama ve özür bekliyoruz. Böyle bir densizlik yapan cemaat-tarikat beslemeleri derhal görevlerinden alınmalı ve Bağımsız Türk Yargısına teslim edilmelidirler.

Bu konuda sonuç alınıncaya kadar, acil durumlar haricinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensupları kışlalarından çıkmayacaktır.Allah, Türk Tarihi ve Türk Milleti huzurunda yemin ederim ki, her zaman milletinin emrinde ve demokrasiye bağlı olan TSK, asla ve asla bir terör örgütü değildir. Ya bu leke temizlenecek, ya da bizler görevlerimizi bırakacağız.”

Böyle bir açıklama yapmak aklınıza mı gelmedi, yoksa yüreğiniz mi yetmedi? Eğer siz böyle bir açıklama yapabilseydiniz, Türk Ordusu bugün böyle zafiyet içinde olmazdı!

Tombul- Özel Paşam;

-Türk Milletinin size emanet ettiği kınalı kuzularını acımadan şehit eden, tırnağına bin tane Öcalan’ı değişmeyeceğim vatan evlâtlarını sakat bırakan PKK Terör örgütü ile görüştüler, sustunuz!

-Habur’da, Türk Askerini öldüren PKK’lıları davul-zurna ile karşıladılar, sustunuz!

-PKK’lılar sinirlenmesin, asapları bozulmasın diye Türk Askerine, Türk Bayrağını indirttiler, sustunuz!

-İlker Başbuğ’u “Terörist” , İmralı canisini “Barış Güvercini” yaptılar, sustunuz!

Dilinizi mi yuttunuz be Paşam?

-15 Şubat’ta Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin yıl dönümünde, PKK’lılar yine yürüdüler, gösteriler yaptılar, kırdılar, yaktılar.
Siz, Atatürk’ün Ankara’ya geliş tarihinde Harbiyelileri yürütemediniz!
Ankara Valisi size izin vermedi, daha ne diyeyim güleç yüzlü Paşam!

Size darbe yapın, yönetime el koyun diyen yok. Elbette ki Demokrasiye her hal ve şartta bağlı kalacaksınız. Ama kimse şah değil, padişah değil.Anayasa ve Yasalar Başbakan’ı da bağlar, sizi de bağlar. Bu korku niye?

Siz Anayasal bir kurumun başkanısınız. Göreviniz, size Anayasa ve Yasalarla emredilenleri yapmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ve Türk Ordusunun korumaktır. Dik duracaksınız. Ters “L” harfi gibi durmayacaksınız. Omzunuzdaki rütbeleri pazardan almadınız, onları size Türk Milleti taktı.

Bir kurumun itibarı, o kurumu temsil eden kişinin namusudur.
Tarihin hiçbir döneminde Türk Ordusunun itibarı ile bu kadar alay edilmemişti!

Sakın bana demokrasiden bahsetmeyin.
Tek adam faşizminin adı, ne zamandan beri demokrasi oldu?
Kuvvetler ayrılığı ilkesini, Parlamentoyu ve Yargıyı kendisine ayak bağı olarak gören bir yönetim demokrat olabilir mi?.

Kafasında ve gönlünde “Federe İslam Devleti” olan ve “biat” kültürü ile Gülbettin Hikmetyar’ın dizi dibinde yetişen biri, demokrat olabilir mi?

Türk Ordusunun Komuta heyetinin yarısını sahte dijital delillerle içeri attırıp, sadaka dolandırıcılarını kollayan bir demokrasi olur mu?

21. Yüzyılda hangi demokraside Tarikat ve Cemaatler Devlet kadrolarını ele geçirir ve din adına soygun yaparlar?

Demokrasi ve Sosyal Devletin olduğu yerde insanlar, böbreklerini-organlarını ücret karşılığında satmak zorunda kalır mı?

Bak Özel Paşam,
Benim sizinle meselemiz böyle yazıp çizmekle bitmeyecek kadar uzundur.
En iyisi, siz beni dava edin. Dava edin ki, ben de söyleyeceklerimi Mahkeme huzurunda zapta geçirteyim. Söyleyeceklerimi ileride, Askeri Liselerde ders olarak okutacak birileri nasılsa çıkacaktır.

Nasıl başarılı ve demokrat bir Komutan olunur, orada anlatayım.
Oturduğunuz koltuktan kalkıp, Anıttepe’ye bakarsanız “Komutan” kimmiş, nasıl Komutan olunurmuş anlarsınız.

Sağlık ve başarı dileklerimle

16 Şubat 2013
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com

This entry was posted in Politika ve Gundem, Rifat SERDAROĞLU yazıları, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *