Yalanı hem saraya hem camiye soktu!

Necati Doğru
04 Kasım 2012

Yalanı hem saraya hem camiye soktu!

Ne demek bu? Kuleci kim, saray neresi, cami hangisi, yalan nedir,
kim “cami ve sarayı” örtü yapıp yalanı halktan gizliyor?

Hepsini anlatacağım.

Kuleciden başlayalım.

İstanbul’un 15-20 ayrı noktasında yüz binlerce dönümlük yeşil alanda gökyüzünü delen,
40 katlı-50 katlı binalar dikiyor. “Towers-Rezidans- AVM- City” adlarını koyuyor.

İstanbul’u kuleleştiriyor.

Gazetelere tanıtım yağdırıyor, TV’lerde “Tarih hayal kuranları değil yapanları yazar” diyen reklamlar attırıyor.

Konut yapıyor. Satıyor.

Kendi de kazanıyor.

Halkı da ev sahibi yapıyor.

Helal olsun. Şehir imar planlarına uygun, iktidarı, başbakanı, bakanları, devletin konut şirketinin gücünü, belediye yönetimini arkasına alıp vergi kaçırmayan, kurala, yasaya uygun iş yapsın, kazansın kuleci.

Xxx

Geldik şimdi yalana!

Fatih Ormanı, İstanbul’un son akciğeridir.
Bütün akciğerler “kule kebabı” yapıldı, kapışıldı.
Kala kala elde Fatih ormanı kaldı. 73 milyon insan bu ormanın sahibi.

Kuleci, ormana göz dikti.

Ormanın dibine yanaştı.

Devlet şirketi TOKİ’yi arkasına aldı. TOKİ, ormanın dibindeki araziye imar izni çıkarttı,
“kuleci ile kat karşılığı (hasılat paylaşımı)” modeli işleterek anlaştı.
Buraya konduracağı kulelerin adını da Fatih’in İstanbul’u fethettiği tarih olan “1453 Maslak Projesi” adını koydu.

İlanlar veriyor.

Reklamlar yayınlıyor.

Koş vatandaş koş.

Maslak 1453’e koş.

Fatih Ormanı’nın kullanım hakkını da sahip olduğumuz bu konutlardan almaya koş.

Xxx

Kuleci, ormanı da ranta çeviriyor.

Ormanın kullanma hakkı bende diyerek konutlarını daha iyi fiyata,
daha çabuk satma fırsatı yaratıyor.

Rakiplerini çatlatıyor.

Fakat söylediği doğru mu?

Orman, nasıl onun olur?

Devlet ormanının kullanım hakkı, yap-satçı bir konut şirketine verilebilir mi?

Kuleci, “ben aldım” diyor.

Orman İdaresi, “yalan” diyor.

Xxx

Şimdi de geldik.

Cami ile Saray’a!

Ne hikmetse, nereden ihtiyaç duyulursa kuleci ülkenin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile birebir görüşmek için sürekli fırsat yaratıyor. Bir gün Başbakan, Ataşehir’de yeni yapılan Mimar Sinan Cami’sini kontrol etmeye gidiyor, kuleci de (artık anladınız, zaten herkes tanıyor kulecinin adı Ali Ağaoğlu) camiye koşuyor.

Başbakanla görüşüyorlar.

Bu ne muhabbet?

Başka bir haftaya giriliyor.

Başbakan İstanbul’a geliyor.

TV’lerde alt yazı geçiyor.

Başbakan Dolmabahçe Sarayı bitiğindeki çalışma ofisinde
konut sektörünün lideri Ali Ağaoğlu ile görüştü.

Bu ne büyük sevgi!

Fatih Ormanı kullanımı bize aittir yalanı, Cami ile Saray’a işte böyle sokulmuş oluyor.

Xxx

Geldik vergi kaçırmaya!

Maliye Bakanlığı müfettişlerinden biri, bir vatandaşın ihbarı üzerine, Ali Ağaoğlu’nun Umraniye’deki diktiği sitede araştırma yaptı. Rapor hazırlardı. Mahkeme açıldı. Bilirkişi raporu da müfettişin raporunu destekledi.

Onaylı projeye şöyle yazılıyor:

Alt-üst katlar ayrıdır.

2 ayrı dairedir.

2 ayrı kapısı vardır.

Her biri 150 metrekareden küçüktür.

Onaylı projede böyle yazıyor ancak yaparken bu iki daire birleşik imal ediliyor.
Vatandaşa büyük daire olarak, büyük paraya satılıyor.
Büyük dairenin (net alanı150 metrekareden fazla) KDV’si(vergisi) yüzde 18.
Küçük dairenin(150 metrekareden az) vergisi ise yüzde 1.

Anlıyorsunuz değil mi?

Yüzde 18 vergi ödenecekken.

Vergi iniyor yüzde 2’ye.

Vergi kaçırılıyor.

Xxx

Aslında konut sektöründe daireyi, onaylı projede, 150 metrekareden küçük gösterip vergi kaçırma hep yapılan ve “işadamlığı becerisi olarak” kabul edilen bir kurnazlık. Ancak bunu “arkasına güvenen- iktidarla-belediyeyle, yüksek bürokrasiyle ilişkileri iyi olan” inşaat şirketlerinin sahipleri göze alabiliyor.

Yalan, Saray’a böyle giriyor.

Camiye’ye de böyle giriyor.

This entry was posted in Politika ve Gundem, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *