HALK ŞEHİTLERİNE AĞLAR,
MÜDÜR BEY İSE DAĞDAKİ TERÖRİSTE !!!
Dağdaki terörist ölünce ağlayan,
Teröristin ölümüne ağlamayana ise,
“İnsan değilsin” diyen,
Emniyet Müdürü….
Diyarbakır’da…
Habur ve Oslo açılımları,
Emniyet müdürüne de ,
vazife olmuş !!!
Ki bu müdürün ardında,
Sözde Ergenekon dosyalarını,
piyasaya sürmek olayı da vardır.
Sorudur ;
Müdür bey acaba,
Bizim şehitlerimize de ağlar mı ???
Oslo’nun MİT’çisi…
Habur’un özel yargıç ve savcısı vardı.
Şimdi de,
Dağdaki teröristin,
Diyarbakır’da
Emniyet müdürü…
Ve bugün 9 Ekim 2012,
Bu emniyet müdürünün ilinde,
Diyarbakır’da
10 maskeli PKK teröristi,
Okul basarak,
Öğrencileri,
Öğretmenleri,
Okulu yakmak istedi !!!
Okul içinde bomba patlattılar,
Molotof attılar…
Yaralılar var…
Müdürün üzüldüğü PKK teröristleri,
Müdüre hoşgeldin ! dediler…
Müdür beyin,
yakışıklı polis şapkasını çıkartıp,
önüne koyarak,
düşünmesi gereken zamandır.
Bunlar ;
Dağda,bayırda,mezralarda,
Şehit olanların kemiklerini sızlatıyorlar…
Anaların,babaların yüreklerini yakıyorlar…
Kalem ,sayın Serdaroğlu’nun aşağıdaki,
OSLO EMNİYET MÜDÜRÜ’ndedir…
Naci KAPTAN
(Biz O müdürün insanı değiliz!)
09.Eylül.2012
OSLO EMNİYET MÜDÜRÜ
RİFAT SERDAROĞLU
Başbakan Erdoğan’ın özel emri ve izniyle Oslo’da PKK terör örgütü liderleriyle görüşen devlet görevlileri, “Güneydoğu Bölgesinde sizin ve İmralı’nın istediği Vali ve Kamu Görevlileri atadık” demişlerdi.
“Sizin için Habur’da hukuku yok ettik” , “Sizinle savaşan Türk Ordusu şimdi içerde” sözlerini de söyleyince, her biri “Vatana İhanet” sayılacak bu cümleler için Cumhuriyet Savcıları soruşturma başlatmışlar, Başbakan Erdoğan bir gecede kanun çıkararak, ihaneti yasa ile şimdilik örtmüş ve T.C. Devletini koruyan Cumhuriyet Savcıları, acilen başka görevlere atanıp dağıtılmışlardı.
Örgütün istediği Vali ve Kamu görevlileri sözü, lafta kalmamış ve AKP Hükümeti tarafından bu bölgede terör örgütüne ve onun taleplerine sıcak bakan görevliler atanmıştı.
Böyle olmasa;
*Yasalara aykırı olarak İlçe-Belde,Köy isimlerinin Kürtçe değiştirilmesine Kamu görevlileri izin verirler miydi? Başbakan’ın tabiriyle, “sıkıyorsa” Ege’de bir köyün ismini değiştirin de dünyanın kaç köşe olduğunu göstersinler size!…
*Polis ekip otosundan, hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan bir suçluyu zorla alıp, polisleri dövenler hala serbest kalırlar mıydı? Karadeniz’de Orta Anadolu’da-Marmara’da Polis’e sert bir şekilde seslenin de başınıza neler geleceğini bir görün!…
* Örgüte sıcak bakan yöneticiler olmasa, terör örgütünün paçavraları her yere asılır mıydı? Türk Bayrağı sadece resmi dairelere asılacak hale gelir miydi?
*Kamu görevlileri göz yummasa hukukun yok edildiği “Habur Rezaleti” yaşanır mıydı?
Oslo tipi Kamu Görevlilerine ilk örnek şimdiki Başbakan Müsteşarı Efgan Ala’dır. 2004 yılında getirildiği Diyarbakır Valiliğinden sonra, T.C Devleti Bürokrasisinin en tepe noktasına getirilmiş ve bölgedeki tüm atamalar onun onayından geçmiştir.Bir diğer örnek ise şimdiki İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak’tır.
Habur olayları sırasında Diyarbakır Başsavcısı olan Kavak, İzmir’e atanınca tüm gazetelere “Ana dilde eğitim ve öğretim’in gerekliliği” ve devletin bu olayı desteklemesi gerektiği yönünde defalarca röportajlar vermişti.
Anayasa’nın 42. Maddesi yürürlükte iken, bir Başsavcının korumak zorunda olduğu Anayasa maddesini çiğnemesi anlaşılır bir olay değildi. Aynı Başsavcı, bir genelgeyi ilgi tutarak İzmir Adliyesindeki Atatürk tablolarını da indirtmişti.
Şimdide, hiç derdimiz yokmuş gibi, kendi ağzından “Milör Travma “ geçirdiğini, çeşitli gel-git’ler yaşadığını, Polis Akademisinde tiyatro kurduğunu, ufak-tefek şiirler yazdığını söyleyen “hassas ve ince ruhlu” bir Emniyet Müdürü;
*Önce Vatan değil, önce insan,
*Dağda ölen terörist için ağlamıyorsanız, siz insan değilsiniz, diye saçmalayabiliyor!…
Her ölen insan için elbette ki üzülürüz, yeri geldiğinde de ağlarız. Fakat bu ülkenin askerini, polisini, kundaktaki bebesini, yaşlı dedesini kalleşçe ya arkadan vuran, ya da mayınla öldüren bir sapık katile niçin ağlamalıyız ki?…
Her asker öldürdüklerinde bayram yapanlar bu sapıklar değil mi?
Önce Vatan, diyemiyorsak, bize bu vatanı emanet eden şehitlerimizi nereye koyacağız? Bunlar boşuna mı öldüler?
Cemaat- Tarikat üyeleri, El-Kaide ve Hizbullah üyeleri için de, hassas müdür gibi vatan önemli değildir. Seccadelerini serip, namazlarını kılabildikleri her yer onlar için vatandır!…
Diyarbakır’ın bu hassas ve ince ruhlu Emniyet Müdürüne tavsiyem, işini doğru-düzgün yapmasıdır. Felsefe yapıyorum diye saçma sapan konuşup, polisin direncini kıracağı yerde, PKK’nın kaçırdığı polisleri kurtarmaya kafa yorsun.
Yeni Oslo’lara katılıp, Eşbaşkan’ın Türkiye’yi bölünmeye götürecek fikirlerini dillendirecek, çok sayıda adam müsveddesi var nasılsa. Hem de Ankara’da.
Başbakan Erdoğan’a;
Bu Emniyet Müdürünün emrinde çalışan bir polis, bu sözlerden sonra, canını hiçe sayarak, terörist kurşununun üzerine nasıl gidecek?
TÜSİAD Başkanı konuşunca “herkes işine baksın” diye fırçalıyorsunuz.
Sizin terörle mücadele politikanız, Emniyet Müdürünün işi mi?..
Teröristi “okşayarak mı” etkisiz hale getireceksiniz? Yeni açılımınız bu mu?…
Sağlık ve başarı dileklerimle
09 Ekim 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com