ASELSAN VE ÖLÜMLER

Değerli okur,

Mutfağındaki çay bardağı kırılsa,
Çay demlerken suyu taşsa,
Çocuğunun ayakkabısının altı delinse,
Bunları bile Ergenekon’a bağlayan,
şizofrenik bir olgu yaratıldı.
Kamuoyunu yanıltmak amaçlı bir psikolojik harp süreci yaşıyoruz.
Kırık kalemliler her fırsatta Ergenekon adı verilen çuval içine,
iftiraları da atıveriyorlar.

Bunlardan birisi de Aselsan’da görevli 3 mühendisin ölümünü dahi
Ergenekon’a bağlayanlar çıkıyor olması !!!
Böylece mühendislerin ölümü ardında var olan
karanlık güçleri de saklamaya çalışıyorlar.

Aselsan benzeri olan ulusal kurumlarımızdan Havelsan’ı dünya çapında başarılara taşımış olan Genel Müdürü Dr. Ömer Faruk Yarman’ın da Balyoz davası sürecine dahil edilerek,Darbeye teşebbüs suçlamasıyla 16 sene hapse mahküm edildiğini hatırlatmak isterim.Ulusal kurumlarımızı başarıyla yöneten parlak beyinlerin emperyalizmin hedefinde olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır.

Aselsan’da çalışan 3 mühendisin ölümü hakkında Fikri Sağların bir yazısı ile Ülkemizin yüz akı olan kurumlardan birisi olan ASELSAN hakkında bilgiler sunuyorum.

NaciKAPTAN

Aselsan ölümleri bize ne anlatıyor?

Belki hatırlayacaksınız geçtiğimiz yıl gazetelerde pekte önemsenmeyen bazı haberler çıkmıştı.Bir iki gazete bu haberi büyütmek istedi.Sonra “olağan” kabul edip takipten vazgeçti..Oysa olay ASELSAN’da çalışan 3 mühendisin ölümüyle ilgili idi.

İlginç olan şuydu: Anlaşılmayan bir şekilde peşi sıra ölen bu genç insanların ölümleri toplumda infial yaratmamıştı.Kuşku bile duyulmamıştı!..Üstelik kurumları da suskundu… Çünkü resmi raporlar hepsine “intihar” demişti…

****

Doğrusu geçen yıl, yapılan birkaç başvuru karşısında biraz soruşturma yapmıştım. Yetkililer gençlik sorunları, insan psikolojisi gibi mantıklı bazı açıklamalarda bulunmuşlar beni ikna etmişlerdi. İntihar olarak algılamış olayın arkasını bırakmıştım.Geçenlerde birlikte olduğum Ankara da önemli bir odanın yöneticisi olan yakın dostum Suna Altıntaş bu konu ile ilgili bir gelişme olduğunu söyledi.Heyecanla “Aselsan’daki sır çözüldü.”diye ilave etti. Bilgilerini sizinle paylaşmak istedim..

****

F–16 üretim merkezi TAI de, uçakların “dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistem” özel bir bölümde üretilirmiş.Bu sistem bizim tarafımızdan bilinmediği gibi üretimi esnasında hiç bir Türk mühendisi de bu bölüme giremezmiş.Bu sistem, Türk F-16 sı için çok önemli çünkü, bir uçak ile karşılaştığında karşıdakinin dost mu düşman mı olduğunu pilota iletiyor…TAİ de üretilenlerde bir sorun var…

Bir Türk F-16 sı, ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında tıpkı kendi arkadaşı gibi onları da DOST olarak algılıyor.Bu da bir savaş halinde, bu ülkelerin uçaklarının bizi avlayabilmesi anlamını taşıyor.Bu durum anlaşıldıktan sonra, Aselsan mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede,ABD tarafından bize uygulatılan bu “kasıtlı” uçak tanıma sistemini lehimize çevirmeyi başardı.

ABD’nin yıllarca önce “art niyetle” kurduğu tezgâh, “genç mühendisler” tarafından kısa bir zamanda bertaraf edildi.ABD sadece bu sistemle bizi elinde tutmuyormuş meğer.Uzun, yoğun ve gizli çalışmalar sonucunda ABD nin bir başka oyunu daha ortaya çıkarılmış.ABD daha vahim ve önemli bir kozu elinde tutuyormuş:

Herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter,tank, zırhlı birliklerin izleme sistemleri gibi hayati araçlarını “UYDUSUNDAN VERDIĞI BİR EMİR ILE SAF DIŞI BIRAKABİLİYOR.”

Yani, kendi yaptığı bu elektronik sistemler istendiği anda uzaktan kumanda misali uydulardan kontrol edilebiliyor.Böylece istediklerini kazandırıp,istediklerini kaybettirme gücünü elinde tutuyor!…

*****

Altıntaş diyor ki; Bu mühendisler ölümü istemedi, öldürüldü!..
Çünkü; ASELSAN mühendisleri, “uçak tanıma sistemlerinin” MİLLİLEŞTİRİLMESİ konusundaki başarısından sonra,
benzer bir başarıyı bu ABD güdümlü “elektronik sistemleri kontrol dışı bırakan uydu müdahalesini bertaraf edecek” yeni elektronik sistemleri geliştirmiş olmaları.Böylece silahlı gücümüzün dış müdahalelerden uzak olması için çalışıyorlardı.

****

Bu çalışmaları yapan 3 gencimiz nedeni belirsiz bir şekilde öldü. İntihar diyerek üstü kapatıldı.Faillerinin kadim dostlarımız(!) olduğu konusunda hiç şüphemiz yok… Aksini yetkililer açıklamalı.Ve en azından ailelerine ve arkadaşlarını ikna etmelidir.Yoksa “faili meçhul!.bir olay olarak kalacaktır..

****

İçinde yaşadığımız “feci” durumu bu bilgiler içinde yeniden değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
“Öfkeyi” bir kenara atarak daha çok şeyi sorgulamalıyız..”

****

Yukarıdaki yazıyı 31 Ekim 2007 de kaleme almıştım. ASELSAN’da çalışan ve intihar ettikleri iddia edilen üç mühendisin ölümleri üzerindeki kuşkuyu dile getirmiştim.ASELSAN da mühendis olarak çalışan Hüseyin Başbilen, uzak mesafede daha etkili olacak Kanas silahı ile F16 uçakları ve milli tank projeleri üzerinde çalışıyordu.
7 Ağustos 2006’da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulunmuştu.

****

Ardından 17 Ocak 2007’de mühendis Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla ölmüştü.Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken, oturduğu binanın altıncı katından düşerek can vermişti.Bu üç ODTÜ’lü genç mühendisin ortak özelliği ise; “uçaklar için dost-düşman tanıma sistemi” üzerinde çalışmalarıydı!..

****

İntihar nedeniyle kapatılan ölüm dosyaları, Hüseyin Başdiken’in ailesinin ısrarı ve Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarından Fikret Seçen’in elde ettiği deliller üzerine yeniden açıldı.Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir’in yaptığı çalışmalar sonunda ortaya çıkan bilirkişi raporu çok önemli.

Raporda “Hüseyin Başbilen’in ölümünün nedeninin intihar olmadığı, araçta başka parmak izlerine rastlandığı,
Başbilen’in çantasının sonradan arabaya konulduğu, kan akışları ve araba içindeki oturuş konumunun da bu iddiaları kuvvetlendirdiği, sonuç olarak cinayet kuşkusun güçlendiği!” belirtilmiş!..

****

Bugün ulaşılan bilgi ve belgeler o gün neden ortaya çıkarılmadı? Neden araştırılmadı?
Niçin bu ülkede insana değer verilmez?..Yaklaşık 4 yıl önce yazdıklarımın doğrulanması beni sevindirdi. Ancak kaybedilen zamana ve katillerin izlerinin şu ana kadar sürülememesine de çok üzüldüm.Geçen sürede mağdurların ailelerinin çektiği sıkıntı ve vicdanlarda oluşan adaletsizlik duygusu, devlete ve yargıya olan güveni oldukça çok zedelediğini görmezlikten gelemeyiz!.. *1*

29 Kasım 2011
FİKRİ SAĞLAR

ASELSAN

Aselsan’a 4,3 milyar dolarlık sipariş

28 Nisan 2012 Cumartesi

Savunma sanayiinin önde gelen kuruluşlarından Aselsan’ın 2012-2018 dönemindeki sipariş tutarı, 4,3 milyar dolara ulaştı.

Aselsan’ın 2011 yılı Faaliyet Raporu’ndan derlenen bilgilere göre, cirosunu her yıl artırarak dünyanın en büyük savunma sanayi şirketlerinden biri olma yolunda ilerleyen Aselsan, 2011 yılında 160,7 milyon lira net kar elde etti. Şirketin satış gelirleri ise 23,9 artarak 1,5 milyar lirayı aştı. Satış tutarının 1 milyar 419,4 milyon liralık kısmı yurt içine, 82,5 milyon liralık kısmı ise yurt dışına gerçekleştirildi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin haberleşme ihtiyacını karşılaması amacıyla kurulan Aselsan’da 2 bin 340’ı mühendis olmak üzere toplam 4 bin 50 personel çalışıyor. Ar-Ge’ye büyük önem veren şirket, geçen yıl Ar-Ge faaliyetleri için 447 milyon lira harcadı. Bu rakamın 96 milyon lirası şirketin kendi kaynaklarından, 351 milyon lirası dış kaynaklar tarafından finanse edilen Ar-Ge harcamalarından oluştu.

Türk Silahlı Kuvvetleri için özgün çözümler geliştiren Aselsan, KOBİ’lerle de işbirliğini her geçen yıl geliştiriyor. Aselsan, geçen yıl 267’si KOBİ olmak üzere 338 yurtiçi yan sanayi firmasına 315 milyon lira tutarında ödeme yaptı. Şirket, geçen yıl 3 bin 817 tedarikçi firmaya da sipariş verdi.

Dünyanın en prestijli savunma sanayi şirketleri arasında 80. sırada yer alan Aselsan’ın 2012-2018 döneminde 4,3 milyar dolar tutarında uzun vadeli siparişi bulunuyor.

PİYASA DEĞERİ 1 MİLYAR DOLAR

Kara, hava, denize uzay platformlarında yüksek teknoloji sistem çözümleri geliştiren şirketin piyasa değeri 2011 yılı sonunda 1 milyar dolar olarak belirlendi. Aselsan, geçen yıl ortaklarına 32 milyon 696 bin 135 lira toplam temettü ödedi.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir kuruluşu olan ASELSAN, Türkiye’de askeri ve sivil haberleşme sistemleri, elektronik harp ve istihbarat sistemleri, radar, komuta kontrol sistemleri, deniz savaş sistemleri, elektro optik sistem ve ürünlerin tasarımı alanlarında teknoloji merkezi konumunda bulunuyor.

HEDEF DÜNYANIN EN BÜYÜK 50 ŞİRKETİ ARASINA GİRMEK

Dünyada en büyük 50 savunma sanayi firmasından biri olmayı amaçlayan şirketin önemli projelerinden bazıları şöyle: – Hava Platformunda Uzaktan Elektronik Destek ve Elektronik Taarruz (ED/ET) Kabiliyeti Kazanımı Projesi (HAVASOJ) – Tehdit ülkelere karşı gerçekleştirilecek taarruzi hava harekatında, düşmanın her türlü radar ve haberleşme imkanının, tehdit bölgesine girmeden dinlenmesi karıştırılması veya aldatılması maksadıyla hava platformuna entegre edilmiş bir sistem olarak tanımlanıyor.

MİLLİ GEMİ PROJESİ

MİLGEM-S – Genel Maksat Helikopteri – Alçak-Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi – Deniz Platformu Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar Sistemi (ÇAFRAD). Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için Hava Savunma Harbi Fırkateyni TF 2000 platformlarının ana sensörü olması planlanan radar sistemleri olarak tanımlanıyor.

Dünyanın sayılı savunma sanayi kuruluşlarından ASELSAN, çoğunluk hisselerine sahip Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın (TSKGV) 25. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla kapılarını ilk kez halkın ziyaretine açtı.

Türk Silahlı Kuvvetlerini’nin haberleşme cihazı ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan ve dünyanın 100 büyük savunma sanayi kuruluşları arasında bulunan kurumu gezmek isteyen vatandaşlar, ASELSAN’nın Macunköy’deki tesisine kabul edildi.

ASELSAN’nın faaliyetleri hakkında uzmanlardan bilgi alan ziyaretçiler, daha sonra rehberler eşliğinde kurucu Genel Müdür Mehmet Hacim Kamoy’ın adı verilen entegre holünü gezdi.Konuklara burada, TSK’nın özgün cihaz ve sistemlerle donatılmasında etkin rol oynayan ve ASELSAN’da üretilen cihazlara ilişkin sunum yapıldı.Aralarında öğrencilerin de bulunduğu ziyaretçiler, kuruluşundan itibaren ASELSAN’da üretilen cihazların bulunduğu sergiyi de gezdi. Ziyaretçilere kurumda üretilen ilk haberleşme cihazları hakkında bilgi verildi.

ASELSAN, Leopard-2 tanklarını dünyanın en gelişmiş sistemleriyle modernize etti.

“Leopard-2 Next Generation” adı verilen tank, hareketli kara hedefleri ile helikopterleri ilk atışta vurabilecek yetenekler kazandı.Tankın uzaktan komutalı silah sistemi sayesinde tank kendini hava ve yer hedeflerinden korurken, lazer uyarı sistemi, tanka yönelen lazer tehditlerini algılayabiliyor.

Dünyanın en iyi tankları arasında yer alan Leopardlar, ASELSAN’ın elinde dünyanın en etkili savaş makinesine dönüştü.Tanka entegre edilen, ’ASELSAN Yeni Nesil Atış Kontrol sistemi’ sayesinde tank gece-gündüz ve her türlü hava koşulunda hedefe hassas bir şekilde angaje olabiliyor.Tankın gürültüsü azaltıldı, elektrikli top ve kule takat birimleri entegre edildi.

Yeni Nesil Atış Kontrol Sistemi sayesinde hareketli kara hedefleri ile helikopterleri ilk atışta vurma ihtimali çok yükseldi.“Leopard-2 Next Generation” adı verilen tank, muharebe sahası ile ilgili her türlü bilgiyi hızlı bir şekilde tek tanktan tabur seviyesine kadar paylaşabiliyor.

Üzerine monte edilen uzaktan komutalı silah sistemi ise tankı hava ve yer hedeflerine karşı koruyor.
Leopard-2 Next Generation tankında bir de Tank Lazer Uyarı Sistemi var. Bu sistem, tankın üzerine doğrultulan lazer tehditlerini algılıyor, tankın silah sistemlerini lazer kaynağına yönlendiriyor ve tankı perdelemek için sis havanlarını anında devreye sokuyor.

Leopard-2 Next Generation, bu yılın ikinci yarısından itibaren Kara Kuvvetleri Komutanlığınca test edilerek kalifikasyonu gerçekleşecek.

28.9.2012
Aselsan’dan kritik hamle

Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, ”Radar alanında en kritik teknolojiyi kazanıyoruz” dedi
ASELSAN ile Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) arasında ”Galyum Nitrat (GaN) Transistör ve Tümleşik Devre Yapımı İçin İleri Teknoloji Yatırımı” konusunda mutabakat muhtırası törenle imzalandı.

Törende konuşan Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, ASELSAN ile birlikte sistem mühendisliğinin tasarım ve modüle kadar yol aldığını, şimdi de malzeme üretimine geçileceğini söyledi.Bayar, bu teknolojinin radar üretiminde kullanılacağını belirterek, ”Radar alanında en kritik teknolojiyi kazanıyoruz” dedi.

ASELSAN Genel Müdürü Cengiz Ergeneman da radar gibi gelişmiş sistemleri Türkiye’nin üretmesi, başka ülkelere bağlı kalınmaması için bu ürünlerin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Bilkent üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar da bu projenin, üniversitelere araştırma için verilen kaynakların gerçek hayatta faydalı işlere dönüştüğünün güzel bir örneği olacağını kaydetti.

GAN TRANSİSTÖRLER 2016 YILINDA ÜRETİLECEK

ASELSAN Radar Elektronik Harp ve İstihbarat Sistemleri (REHİS) Grubu Tasarım Direktörü Oğuz Şener de bu ürünün dünyada 4 ülkede üretildiğini, ancak satışının sınırlı ve izine tabi olduğunu belirtti.

Şener, ABD’den bir miktar malzeme alınabildiğini, üstünün sınırlı olarak bile verilmediğini belirterek, Avrupa’da bazı fabrikaların üretime başladığını, ancak kalitesinin nasıl olduğunun henüz belirlenmediğini söyledi.

Türkiye’de GaN üretim altyapısı kurma ve geliştirme sürecinin 2014’te tamamlanacağına dikkati çeken Şener, yeni nesil milli radarlarda kullanılacak ilk GaN transistörlerinin üretiminin 2016 yılında gerçekleştirileceğini bildirdi.

Bilkent Üniversitesi NANOTAM Direktörü Prof. Dr. Ekmel Özbay da 10 yıl süren çalışmalar sonucunda Türkiye’de GaN teknolojisinin geliştirildiğini belirterek, artık bu teknolojinin ticari olarak kullanılacak aşamaya geldiğini vurguladı.Özbay, bu teknoloji ile yüksek güçlü GaN nanotransistörleri ve nanofabrikasyon malzeme üretileceğini söyledi.

GAN TEKNOLOJİSİ NEDİR

Alınan bilgilere göre, GaN teknolojisi fiziksel özellikleri nedeniyle son yıllarda tüm dünyada üstünde yoğun çalışmalar yapılan yeni bir yarı iletken malzeme. GaN teknolojisinin hem sivil hem de askeri bir çok alanda kullanılması hedefleniyor.

Bu konudaki yatırımlarla, radar, uydu aktarıcı, karıştırıcı ve yeni nesil cep telefonu sistemlerinde uygulama alanı bulması beklenen ve savunma sanayi alanında sağladığı kritik avantajlar nedeniyle ihracat izni sorunları yaşanan GaN teknolojisine dayalı ürünlerin milli imkanlarla üretilmesi sağlanmış olacak.

GaN teknolojisine hakim olunması ile özellikle radarların önemli bir parçası olan güç transistörleri yarı büyüklükte ve 5 kat daha güçlü olacak.

*1* http://www.birgun.net/actuels_index.php?news_code=1322567631&year=2011&month=11&day=29

This entry was posted in Bilim ve Teknoloji, Gundem, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *