KAMPTA TÜRK BAYRAĞINI İNDİRENLERE
DEVLET BABA ŞÖYLE BİR CEZA VERDİ !!!
Naci KAPTAN
25 Temmuz 2012
Onlar sözde Suriye’li mülteciler idi !!!
Türk bayrağını indirdiler.
Suriye Bayrağını çektiler.
Polislerimizi yaraladılar ve silahlarıyla rehin aldılar.
Kamptaki karakola girerek içerisini talan ettiler.
Bu yapılanların ardından ceza verileceğini bekliyordunuz değil mi ?
Onlar tutuklanarak sınırdışı edilecekler …
Hatta Suriye’den Türkiye’ye girişler kısıtlanacak…
Devletimize ve Ulusal bayrağımıza başkaldıranlara ceza kesilecek..
Habur hukukunu yaratmış olan Hükümetten bunu beklemek saflıktır…
Ceza şöyle oldu ;
22 Temmuz 2012 ;
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Gedikli
Suriyeli sığınmacılara her ay düzenli ödeme yapılacağını açıkladı.
Yani kendi çalışanına azıcık zammı bile vermeyen Hükümet,
Suriye’lileri maaşa bağlayacaktır !!!
Aslında Hükümet mültecilere her ay 400 dolar yüklenen kredi kartlarını önceden dağıtmıştı .
Bugün de kamplara binlerce buzdolabı gönderildi.
Klimalar , bulaşık,çamaşır makinaları da yoldadır !!!
CEZA İŞTE BUDUR sayın okur !!!
Hukukunu savdiğim ülkem…!!!
Bu güzel Ülkenin,
Ergenekon Hukuku vardır…
Deniz Feneri Asrın Yolsuzluğu hukuku vardır.
Habur Hukuku vardır.
Yasalar aynıdır,
Ama,
Uygulamalar farklıdır…
Bugünlerin hukuk anlayışı,
Evrensel hukuk ilkelerinde sınıfta kalmıştır…
Van depremzedeleri çadır kamplarında ,
kıştan bu yana yokluktan kıvranırken,
Binlerce Van’lı vatandaşlarımız, içinde yaşadıkları çadırlarla birlikte yanarken.
Suriye’yi bölmek için kurulan kamplarda Suriye’liler el üstünde tutuluyor.
Van’lı Vatandaşa yanan çadırlar veren AKP Hükümeti,
Suriye’li mültecilere özel konteynerler verdi.
AKP Hükümeti’nin, Suriye’den kaçan sığınmacılara kredi kartı verdiği ortaya çıktı. Russia Today gazetesinin iddiasına göre, devlet tarafından gündelik harcamalarda kullanmaları için mültecilere verilen her bir kredi kartına aylık olarak en az 400 dolar yükleniyor.(yeniçağ 15.05.2012)
AKP hükümetinin Suriye’li mülteci kamplarına 200 milyon TL’den fazla harcama yaptığı açıklandı.ihtiyacı olanlara düzenli harçlık verilmesinin de planlandığı. Sağlık sorunları başta olmak üzere hemen her insani talebin karşılanmaya çalışıldığını kaydeden yetkililer, “Ancak kimi zaman çok özel ihtiyaçlar da var ki, bunları da temin etmek için çaba gösteriyoruz. Bu istekler arasında değişik tür güneş kreminden başlayarak bazı kozmetik ürünler, prezervatif bile var.
***
Tayfun Talipoğlu’nun Boynuyoğun mülteci kampından izlenimleri 05 Nisan 2012
-“Suriyeli’lere kurulan kamp, deprem kampları dahil olmak üzere bugüne kadar gördüğüm en iyi kamp. Çarmaşırlıklardan, okula, meslek kurslarından spor alanlarına kadar her şey var. Tatil köyü gibi…
-Gelenlerden sadece yüzde 20’si Esad rejiminden kaçtığını söylüyor. Diğerlerine bazı vaatlerde bulunulmuş ve öyle gelmişler. Hiçbiri kaçmış gibi değil, yanında güvercinlerini getirenler bile var.
-Askerlerimiz kampta silahsız nöbet tutuyorlar. Dışişleri görevlileri de her ihtiyacı karşılamaya çalışıyor. Ama buna rağmen en ufak bir talepleri karşılanmadığında oturma eylemi yaparak devlet görevlilerini şikayet etmekle tehdit ediyorlar. Biraz sinirlenince “Bana Başbakan Erdoğan’ı bağlayın” diye bağırıyorlar.
***
Suriye’li mülteci kamplarında barınma, yiyecek, sağlık, güvenlik, sosyal aktivite, eğitim, ibadet, tercümanlık, haberleşme, bankacılık ve diğer hizmetler veriliyor. AFAD’ın gönderdiği ödenekler ile kurulan kamplarda okul, cami, ticaret, polis ve sağlık merkezi, basın brifing birimi, çocuk oyun alanları, televizyon izleme üniteleri, su deposu, arıtma merkezi, trafo ve jeneratör gibi donatılar da yer alıyor. Ehh bizim halkımız için tatil köyü kıvamındadır.
Kendi halkı yoksulluktan kıvranırken,
Çalışanlara Devletin parası yok denerek günde bir simit parası zam yapılırken,
Suriye’li mültecilere bu kadar bonkörlük,
AKP hükümetinin politikaları size garip gelmiyor mu ?
Suriye’li mültecilerin insani nedenlerle sınıra kurulmuş olan kamplara kabul edildiği açıklanmıştı !!!
Fakat bir süre sonra kamplarda bulunan Suriye vatandaşları,kendilerinin kaçmadıklarını, iş,konut verileceği,Avrupa’ya gitmelerine olanak sağlanacağını,Çocuklarının daha iyi şarlarda okuyabilecekleri,maaş verileceği gibi sözlerle Türkiye’ye getirildiklerini söylediler.
Suriye’lilerin İnsani nedenlerle kamplara kabul edildikleri söylentilerinin ardında başka nedenler vardı ??? Kısa zaman sonra da nedenler ortaya çıktı ;
* Kamplarda yaşayan sade vatandaşlar arasına emperyalizmin BOP’u gereği Suriye’deki Esad Hükümetini devirecek olan farklı ülkelerin lejyoner militanları,onları yönlendiren Amerikan,İngiliz,İsrail ajanları karışmıştı.Kamplar aslında Suriye’yi parçalamak isteyen küreselci güçlerin barınağı oldu.
* Suriye ordusuna karşı savaşan küresel baronların paralı lejyonerleri sabah veya gece savaşmak için Suriye’ye geçerek savaşıp nerede ise yemeğe geri geliyorlardı.
* Yabancı basında MİT aracılığıyla Suriye’ye silah sevkedildiği yazıldı.
* Katar hükümetinin Suriye’ye karşı kullanılmak üzere Türkiye’ye 10 milyar dolar verdiği basında yer aldı.Küreselcilerin Türkiye aracılığıyla Suriye muhalefetini silahlandırdığı, sevkiyata Müslüman Kardeşler’in aracılık yaptığı, paranın Suudi Arabistan ve Katar’dan sağlandığı iddiasının New York Times’ta yer aldığının altını çizmek gerek.
* Suudi Arabistan; ABD, Fransa, kısaca Türkiye dahil NATO’nun örgütlediği ve silahlandırdığı “Hür Suriye Ordusu” nun askerlerinin maaşını ödüyor… (Guardian gazetesi)
* CIA ajanları Türkiye’den (Antakya), her türlü silahı, ağır-hafif, sınırlarımızdan Suriye’ye sokuyor ve bu maaşlı askerleri silahlandırıyor (New York Times), örgütlüyor, eğitiyor, yallah deyip Suriye’ye salıyor. Bomba, suikast gırla…
* Esad rejimine karşı demokrasi isteğinin kanlı bastırılmasından sonra, NATO (ABD), Suudi (Katar-Kuveyt), Türkiye üçgeninin desteğiyle ve artık Batı’nın paralı askerleri diyebileceğimiz “Hür Suriye Ordusu” nun iç savaşı sürdürme ve çıkarma başarısına bel bağlandı.
– Guardian diyor ki, Suudi Arabistan ve Katar’ın ağır silah desteği ile silah dengesi isyancıların lehine değiştiriliyor. Çok daha büyük katliamlar olmalı, Suriye halkı yüzlercesine, binlercesine, on binlercesine ölmeli… Yoksa Esad’ın düşeceği yok!!!
Türkiye’de iktidar aslında fiili olarak elini Suriye’deki savaşa sokmuş durumda!Maaşlı askerler, bizim kamplardan Suriye’ye giriyor, öldürüyor, bomba atıyor ve geri dönüyor.
Suriye halkı için özgürlik ve demokrasi isteyen başbakan Erdoğan öncelikle kendi ülkesindeki özgürlüklere ve demokrasinin geldiği duruma,insan hakları ihlallerine bakmalıdır.
Suriye için savaş tam-tamları çalanlara ;
Irak’ın işgalini ve yok edilmesini hatrlatmak gerektir ;
Orada da demokrasi yoktu.
Amerika SİZLERE DEMOKRASİ GETİRDİK diyerek Irak’a giriverdi …
Bir buçuk milyon Müslüman öldürülürken,
GOP-BOP eşgüdüm Başkanı Tayyip Erdoğan Amerika’lı askerlerin,
Bush’un deyişiyle Haçlı Ordusunun,
Ülkelerine sağ salim dönmesi için dua etmemiş miydi ?
Aynı başbakan Libya’nın da Haçlı ordularınca işgalinde rol aldı.
Şimdi misyonu gereği Suriye’nin işgal edilerek parçalanması görevini yürütmektedir.
Suriye daha şimdiden Kuzeyinden bölünmeye başlamıştır.
Kürt militanlar sınırı geçerek Suriye kuzeyinde mevzi tutmaya başlamışlardır.
Sonra sıra İrana gelecek ve zincirin son halkası Türkiye olacaktır.
Türkiye’yi istikrarsızlaştırma operasyonları daha da büyüyecektir.
Türkiye Batı tarafından Ortadoğu bataklığına itekleniyor.
Başbakan Erdoğan ve yardımcılarının Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik Haçlı birliğine destek veren politikaları sonucunda İslam ülkeleri olan Irak ve Libya parçalanarak küresel düzenin yönetimine girmişlerdir.Kendi halkının dinini ve inancını politikalarına alet ederek yanıltan Başbakan Erdoğan ,kabine üyeleri ve AKP Milletvekilleri emperyalizmin destekçisi ve işbirlikçisi olarak İslam Ülkelerinin işgal edilmesi ve parçalanmasında
Yeni haçlı Ordularına destek vermektedirler.Bu yaptıklarının vebali çok büyüktür.
Şimdi de sıra Suriye’dedir.
Sonrası ise İran’dır.
Bu projelerin ucu,
Büyük İsrail’in kurulmasına,
Kukla Kürdistan’ın kurulmasına,
Ermenistan’ın sınırlarını genişletmesine,
Ulus Türk Devleti’nin bölünerek,
Sınırlarının küçülmesi ve
federasyon yönetiminin gerçekleşmesiyle,
Laik Cumhuriyet’in askıya alınmasıyla sonlanacaktır.
AKP iktidarı bu yaptıklarının ,
siyasi,hukuki ve vicdani
sorumluğunun hesabını ergeç verecektir.
Ne diyelim …..
Kalın sağlıcakla
Naci KAPTAN