ENKAZ DEVRALMAK – CIA Tarihi * 2 (Legacy of Ashes – The History of CIA) Tim Weiner

ENKAZ DEVRALMAK – CIA Tarihi * 2
(Legacy of Ashes – The History of CIA) Tim Weiner


Bölüm 1 https://nacikaptan.com/?p=1242
Naci Kaptan / Güncellendi 30 Mayıs 2021

“İstihbarat Küresel ve Totaliter Olmalıdır”

İthamların bazıları şöyleydi;
Romanya’da bir eğlence mekânında evrak çantasını unutmak (sonrasında çantanın bir dansöz tarafından Nazilere verilmesi), yeteneğe göre değil, yandaşlık kriterine göre personel istihdam etmek, Liberya gibi uzak bölgelere ajan göndermek, sonra onları orada unutmak, savaşa tarafsız olan İsveç’e yanlışlıkla komando birlikleri indirmek, Fransa’da ele geçen bir Alman cephaneliğinin başına nöbetçi dikmek sonra hepsini birden havaya uçurmak, Roma’nın Nazilere teslim olmasından sonra OSS’nin hatalı istihbarat geçmesi neticesinde 1.100 kişiden oluşan bir Fransız birliğinin düşman tarafından tuzağa düşürülmesine ve tamamen yok edilmesine neden olmak
BÖLÜM I
“Başlangıçta hiçbir şey bilmiyorduk” Truman Yönetimi Döneminde CIA 1943 – 1953
1. “İstihbarat Küresel ve Totaliter Olmalıdır”
Başkan Franklin D. Roosevelt
Başkan Franklin D. Roosevelt’in ölümünün ardından, 12 Nisan 1945 tarihinde kendini Beyaz Saray’da bulan Harry S. Truman’ın istihbarat adına bütün istediği bir ‘gazete’den ibaretti. Ne atom bombasının geliştirilmekte olduğundan haberi vardı, ne müttefiki olan Sovyetler ‘in niyetlerinden. Yetkilerini hakkını vererek kullanabilmek için bilgiye ihtiyacı vardı, hepsi o kadar.
Başkan Harry S. Truman
Kendinden önceki başkan Roosevelt, savaş zamanında istihbarat hizmeti sağlaması amacı ile General William J.Donovan’a Stratejik Hizmetler Dairesini (Office of Strategic Services / OSS) kurdurtmuştu. Ne var ki Donovan’ın OSS’si, kalıcı bir yapılanma olamayacaktı. Bu dairenin kül yığını enkazından Merkezî Haberalma Teşkilâtı (Central Intelligence Agency / CIA) ortaya çıktı. Başlangıçta bu teşkilâttan Truman’ın beklediği, kendisine dünyada olup bitenlerden bahseden günlük bir bülten sunmasıydı. Yıllar sonra arkadaşına yazdığı bir mektupta ;
“Amacım asla bir casusluk organizasyonu kurmak değildi” demişti. Daha işin başında amaçtan sapılmıştı.
Onur madalyalı bir savaş kahramanı olan Donovan, küresel ve totaliter bir savaş yaşandığından istihbaratın da küresel ve totaliter olması gerektiğine inanıyordu. Amacı, Amerika’nın düşmanı olan ülkelere karşı yıkıcı operasyonlar düzenlemek suretiyle bunların yeteneklerini, niyetlerini ve faaliyetlerini öğrenmekti. Donovan,eski askerlik arkadaşlarından Wall Street brokerlerinden, üniversite mezunu entellerden, gazetecilerden,dublörlerden, paralı askerlerden, düzenbazlardan, kısacası her türlü sosyal katmandan, gelişi güzel bir biçimde topladığı adamlarla inanılmaz bir kadro kurdu. Bu kadro savaş sırasında, Donovan’ın geniş hayal gücü ile planlanmış bir yığın casusluk ve sabotaj eylemleri gerçekleştirdi. Kimi başarılı oldu, kimi fiyasko ile sonuçlandığı halde başarılı imiş gibi gösterildi.
General William J.Donovan
Roosevelt’in Donovan konusunda hep şüpheleri olmuştu. 1945 yılı başlarında, OSS’nin harp sırasındaki operasyonları hakkında gizli bir tahkikat yapılmasını emretti. Ortaya Donovan’ın “Amerikan tipi bir Gestapo” yapılanması oluşturmaya çalıştığı yolunda dedikodular yayılınca Başkan Donovan’a planlarını halının altına süpürmesi talimatını verdi. 6 Mart 1945 tarihinde ise Genel Kurmayın kararıyla planlar resmen rafa kalktı.

Genel Kurmay, Başkan’a değil, kendilerine hizmet edecek bir casusluk teşkilâtı istiyordu. Böylece Amerikan istihbaratını kimin kontrol edeceğine ilişkin üç nesil boyunca sürecek bir savaş başlamış oldu.

OSS’nin ülke içinde fazla bir itibarı yoktu, Pentagon nezdinde ise hiç! Askerler şifreli Japon ve Alman haberleşmelerinden elde ettikleri bilgileri OSS’cilere vermiyordu. II. Dünya Savaşının sona ermesiyle Kongrenin başlattığı araştırmalar, ülkenin kendini savunması için başka yöntemlere ihtiyacı olduğunu açığa çıkardı. Pearl Harbor faciasının yaklaşmakta olduğuna dair bölük pörçük bir çok bilginin mevcut olduğu ama kurumların kendi aralarındaki çekişmeler yüzünden bilgi paylaşımının yapılamadığı ve bu yüzden parçaların birleştirilerek büyük resmin kimse tarafından görülemediği bu araştırmalar sırasında anlaşılmıştı. Roosevelt’in Donovan hakkında istemiş olduğu gizli rapor ise ancak soğuk savaş sonrasında kamuya açıklandı. Yer yer Donovan’ın şahsını da hedef alan rapor, OSS’nin savaş sırasında yaptıklarını yerden yere vuruyor ve “Amerikan çıkarlarına ciddi zarar vermiş” olmakla suçluyordu.
İthamların bazıları şöyleydi; Romanya’da bir eğlence mekânında evrak çantasını unutmak (sonrasında çantanın bir dansöz tarafından Nazilere verilmesi), yeteneğe göre değil, yandaşlık kriterine göre personel istihdam etmek, Liberya gibi uzak bölgelere ajan göndermek, sonra onları orada unutmak, savaşa tarafsız olan İsveç’e yanlışlıkla komando birlikleri indirmek, Fransa’da ele geçen bir Alman cephaneliğinin başına nöbetçi dikmek sonra hepsini birden havaya uçurmak, Roma’nın Nazilere teslim olmasından sonra OSS’nin hatalı istihbarat geçmesi neticesinde 1.100 kişiden oluşan bir Fransız birliğinin düşman tarafından tuzağa düşürülmesine ve tamamen yok edilmesine neden olmak
Başkan Roosevelt 12 Nisan 1945 tarihinde vefat ettiğinde Donovan, teşkilâtının sonunun geldiğini anlamıştı.Vefatı takip eden bir aylık matem süreci boyunca Washington’da müthiş bir iktidar çekişmesi yaşandı. Savaşın Avrupa cephesinde sonlanıp zaferin ilân edildiği 8 Mayıs 1945 tarihini takip eden günlerde Donovan ülkesine dönerek gerek Kongrede gerekse basın nezdinde kendini savunma mücadelesine girişti.
Yeni Başkan Truman onu fazla ciddiye almadı ve Japonya’ya atom bombası atılmasından altı hafta sonra 20 Eylül 1945 tarihinde,Donovan’ın Gestapo biçimi yapılanmalara teşne olduğu kararına vardı ve kendisini görevden alarak OSS teşkilâtının on gün içinde dağıtılmasını emretti. Amerikan casusluk örgütü böylece ortadan kalkmış oldu.

2. “Güç ve Şiddet Mantığı”
Harp bitmiş, Nazi tehdidi bertaraf edilmiş ama onun yerini Sovyet tehdidi almıştı. ABD’nin ise bu tehditle baş edebilecek bir istihbarat birimi yoktu. Gelecekte kurulacak olan teşkilâtta rol alacak liderler ise iki kampa ayrılmışlardı. Bir kısmı espiyonaj teknikleri kullanılması suretiyle, sabırla ve yavaş yavaş gizli istihbarat toplanması gerekliliğini savunuyor, diğer kısmı ise örtülü operasyonlar gerçekleştirerek düşmanla adı konmamış bir savaşa girilmesinden yana tavır alıyordu. Casusluk yanlıları dünyayı anlamayı, gizli operasyon yanlıları ise dünyayı değiştirmeyi amaçlıyordu. Yöntem konusu bir yana, yönetimin kimde olacağı ayrı bir tartışma konusuydu. Genel Kurmay yönetimin kendisinde olması konusunda bastırıyor, Kara ve Deniz Kuvvetleri kendilerine bağlı ayrı bir teşkilât istiyor, efsanevi FBI Başkanı J. Edgar Hoover, global casusluk operasyonlarının FBI tarafından yürütülmesini savunuyordu. Dışişleri Bakanlığı ise bu tür faaliyetleri kendi bünyesine alma çabasındaydı. Posta İdaresi bile istihbarat meselesini sahiplenmenin peşindeydi.
Truman, II. Dünya Savaşı sırasında oluşturulmuş olan muazzam Amerikan savaş aygıtının demonte edilmesi işini Bütçe Dairesinin Başkanı Harold. D. Smith’e vermişti. Uyarı ondan geldi. Pearl Harbor öncesinde ABD, dünyadaki olaylardan habersiz, içine kapanık, saf ve masum bir yapı arz etmeye başlamıştı. Truman, bu konuda bir şeyler yapmanın vaktinin geldiği gerçeğini nihayet farkına vararak, Deniz Kuvvetleri İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Sidney W. Sours’a bir teşkilât kurdurttu. Ne var ki bu teşkilâtın bir görev tanımı bile yoktu. Truman ‘gazete’ istiyordu. Casusluk yapılmayacaktı. Sours, hiçbir devlet örgütünden destek alamadı. Yüz gün sonra da, dişe dokunur yegâne hizmet olarak şu çok gizli notu Başkan’a vererek görevi bıraktı:
“SSCB hakkında en üst düzeyde istihbaratın en kısa zamanda edinilmesi ABD açısından hayati öneme haizdir.”
O günlerde Kremlin’le ilgili en güvenilir, en işe yarar bilgiler Moskova Büyükelçisi, Emekli General Walter Bedell Smith ve yardımcısı George Kennan’dan alınmaktaydı. Bedell çok sonraları CIA Başkanı olacaktır. Bu dönemde Kennan’dan Washington’a tam 8.000 kelimeden oluşan ve “Uzun Telgraf” adıyla ABD diplomasi tarihinin en meşhur yazışması olan tel çekilir. Tam bir Sovyet paranoyasını yansıtan bu belgenin tek cümlelik özeti şudur:
“Sovyetler akıl ve mantığa kapalıdır, onlar sadece güç ve şiddet mantığından anlarlar.”

1946 ortalarında, merkezî haber alma biriminin ikinci başkanlığına eski bir pilot olan General Hoyt Vanderberg getirildi ama o da Kongre’nin onayı olmadan harcama yapamıyordu ve para olmadan güç de olmuyordu. Bu dönemde, Vanderberg, bütçe dışı kaynaklardan sağladığı paralarla Avrupa’dan bilgi satın alma işine girişti.
Sovyet niyetlerini, bu yöntemle anlamaya çalıştı. İşe yaramaz istihbarat için, işe yaramaz adamlara milyonlarca dolar ödendi. Ortalık, yakın tarihteki, Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu haberlerine benzer asparagas haberlerden geçilmiyordu; “Balkanlardaki Sovyet Generalleri, İstanbul’un düşüşü şerefine kadeh tokuşturuyor…
Stalin Türkiye’yi işgal edip buradan Akdeniz ve Orta Doğu’ya atlayacak … vs.” Hangi haberin doğru, hangi haberin uydurma olduğunu ayırt etmek, istihbarat birimlerinin en çetrefil görevi haline gelmişti.
General Hoyt Vanderberg
Böyle bir ortamda Sovyet ilerlemesini önlemenin tek yolu olarak, Kızıl Ordunun tedarik hatlarının Romanya’da kesilmesi olacağına karar verildi. Amerikan görevlileri ve elde edilen Romen işbirlikçileri ile gizli bir direniş hareketi oluşturuldu. Bu oluşumun içine sızmayı başaran deneyimli Sovyet casusları kısa zamanda örgütü açığa çıkarıp sorumlularını kendi yöntemlerine göre bertaraf etti. Romanya’nın başına gaddar bir dikta yönetimi geçti.
Bunu çabuklaştıran da, ilk sınır ötesi gizli operasyonunda başarısız olan acemi Amerikan istihbarat grubu olmuştu.

Bölüm 2 – Devam edecek / Naci Kaptan
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, Dizi Yazilari, İSTİHBARAT KURUMLARI. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *